Enerji ve Çevre Dünyası 79. Sayı (Temmuz-Ağustos 2010)

Özel Dosya ■ Enerji Hukuku Yap-İşlet-Devret Projelerine Uluslararası Finansman Bulmak Zorlaştı Enerji mevzuatının toparlanması ve sadeleştirilmesi gerekiyor. Halen uygulanmakta olan mevzuat yatırımcılar için ürkütücüdür. Erdem & Erdem Hukuk Bürosu Kıdemli Ortağı Prof. Dr. H. Ercüment Erdem, Enerji Hukuku ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Erdem, genel olarak enerjide dışa bağımlılık, alternatif enerji kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılamaması, enerji sektörüne yatırımda devlet teşvikinin yetersiz olması sebebiyle özel sektörün isteksizliğinin sorun teşkil ettiğini söyledi. Ülkemizde ve dünyada enerji hukukunun gelişimi hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz ? Gelişen dünya düzeni içerisinde insanlar her tür enerji kaynaklarını daha fazla kullanmaya başladı. Enerji kaynaklarının çıkarılması, kullanımı, üretimi, tüketiminin ayrı ayrı faaliyetler olması sebebiyle tüm bu faaliyetlerin bir takım kurallara tabi olması il1tiyacı ortaya çıktı. Dolayısıyla çeşitli kuralların varlığı günümüz koşullarında bir zorunluluk haline geldi. Bu sebeple bu kurallar artık çeşitli mevzuatlar çerçevesinde toplanmaya başlandı. Böylelikle «enerji hukuku» adı ile yeni bir hukuk dalı doğdu. Gerek Avrupa Birliği'nde, gerekse ülkemizde bu yönde bir çok çalışma ve düzenlemeler yapıldı. Avrupalı siyasetçilerin 2. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa'nın yeniden yapılandırılmasında enerji sektörünü hızla geliştirilmesi gereken ve ortak politikaların temeli olarak görmesi sonucu itibariyle, Avrupa Topluluklarının üç kurucu antlaşmasından ikisi olan 1951 tarihli Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu Antlaşması ("AKÇT Antlaşması") ve 1957 tarihli Avnıpa Atom Enerjisi Topluluğu Antlaşması ("AAET Antlaşması") enerjiye ilişkin oldu. Kurucu Antlaşmalarda yer alan malların 58 ENERJi DÜNYASI TEMMUZ-AĞUSTOS2010 serbest dolaşımına, şirket kurma hakkına, hizmet ve sermayenin serbest dolaşımı hakkına, iç hukukların uyumlaştırılmasına ve devlet yardımlarına ilişkin hükümler enerji sektörüne de uygulanır. Bu kurucu antlaşmaların her birinde enerji politikalarını belirleyen birçok hüküm yer almakla birl.ikte, hiçbiriProf. Dr. H. Ercüment Erdem Erdem & Erdem Hukuk Bürosu I<ıdemLi Ortağı sinde ayrı ve detaylı bir enerji bölümü yoktur. Bu sebeple AB enerji hukukuna ilişkin olarak tüzük, yönerge, tebliğ, karar ve tavsiye şeklinde birçok ikincil düzenleme yapılarak enerji hukukunu şekillendirilir. AB'de ilk başta enerji sektörünün yoğun sermaye yatırım ihtiyacı gerektirmesi nedeniyle uzun vadeli asgari alım taahhütlü anlaşmaların önüne geçilmesi hedef alındı. Bu sebeple 1998 yılında çıkartılan Gaz ve Elektrik DirektiAeri'nde elektrik ve gaz tedarikinde rekabet sağlanmasındaki en büyük engelin uzun vadeli sözleşmeler olduğu belirtildi. Ancak 2000'li yıllara gelindiğinde arz sürekliliği ve arz güvenliğini sağlamak ve gerekli yatırımların nakit akışını temin etmenin tek yolunun uzun vadeli sözleşmeler olduğu anlaşılmıştır. Bu amaçla 2003 yılında çıkartılan ikinci gaz ve elektrik direktiflerinde uzun vadeli sözleşmelerin varlığına değinildi ve Arz Emniyeti Direktifi AB'de yürürlüğe girdi. Ülkem.izin AB'ye üyelik sürecinde, Birlik mükte-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=