35.000-40.000 milyon m3 olmuştur [3]. Bu tüketimin yüzde 97'sinin ithal edildiği, Sn. Enerji Bakanı Taner Yıldız tarafından 2009 yılı bütçe sunuş konuşmasında belirtilmiştir. Kendi kendine yetebilecek bir doğal gaz üreticisi olmayan ülkemizin, doğal gaz arz güvenliğini sağlamak için yer altı veya yer üstü depolama tesisleri projelerine öncelik vermesi gerekmektedir. Bu bağlamda Kuzey lvfarmara'da, TPAO tarafından yaptırılan Silivri ve Değirmenköy Doğal Gaz Yer altı Depolama Tesisleri bulunmaktadır [3]. Ayrıca, çalışmaları yıllardır devam etmekte olan Tuz Gölü Doğal Gaz Yeraltı Depolama Projesi'nin bir an önce gerçekleştirilmesi gereklidir. Söz konusu çalışmalara ek olarak gerek kamu gerekse de özel sektörün, ülkenin stratejik petrol ve doğal gaz depolama kapasitesinin artırılmasına yönelik modellerin ve düzenlemelerin de mevcut koşullar dikkate alınarak geliştirilmesi gerekmektedir. Zira doğal gaz depolaması olarak ülkemiz şu an yetersiz durumdadır. Ayrıca ülkemiz enerji arz güvenliğine katkıda bulunmak üzere Marmara Ereğli'si ve İzmir-Aliağa'da Sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) depoları bulunmaktadır [3]. Bu depolar; Cezayir ve Nijerya'dan tedarik edilen LNG' nin ihtiyaç duyulması halinde, kullanılması için inşa edilmişlerdir. Nükleer Enerji Avrupa Birliği genelinde, nükleer santrallerin geliştirilmesine önemli miktarda kaynak ayrılmakta ve 2030 yılına kadar çoğunluğu mevcut kapasitenin yenilenmesi olmak üzere, nükleer kapasitenin arttırılması beklenmektedir. Nükleer santrallerin kullanımına, Avrupa Birliği içinde kısıtlama getiril86 ENERJi DÜNYAS! TEMMUZ-A�USTOS2010 memektedir. Petrol ve doğal gaz fıyatlarındaki artış ve CO2 emisyonlarındaki sınırlandırmalar nükleer enerjiye olan yönelişi yeniden arttırmaktadır [2). Nükleer enerji; taraf olduğumuz İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında, enerji üretiminden kaynaklanan emisyonların azaltılması için yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları ile birlikte küresel ölçekte önemli bir alternatif olarak görülmektedir. Yıllar yılı bir türlü hayata geçirilemeyen Nükleer Enerji yatırımlarımız; milletlerarası anlaşmalarla, Sinop ve Mersin Akkuyu olmak üzere toplamda 4000-5000 MW düzeyinde santrallerin kurulması için nihayet ön anlaşmalar yapılmıştır. Güney Kore tarafından Sinop'ta kurulacak nükleer santral EÜAŞ (Elektrik Üretim A.Ş.) Genel Müdürlüğü'nün, Rusya Federasyonu tarafından Mersin-Akkuyu'da kurulacak santral ise TETAŞ (Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş.) Genel Müdürlüğü sorumluluğunda yaptırılacakrır. Böylece 30-40 yıllık Nükleer Enerji sürecimizde, ilk yatırımlar için artık sona yaklaşılmış gözükmektedir. Yerli ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarımızın Kullanılması Günümüz dünyasında kömür ve petrol gibi yakıtların yerini daha çok nükleer enerji ve yine bir petrol türevi olan fosil kaynaklı doğalgaz almışrır. 1990'lı yıllardan sonra fosil yakıtlara alternatif olarak tükenmeyen ve sürdürülebilir temiz enerji kaynağı olan yenilenebilir enerji kaynakları, enerji alanında kaynak çeşitliliğini artırmak üzere yerini almıştır. Ülkemiz gibi tüm devletler sürdürülebilir bir çevre yönetimi ile enerji kaynaklarında dışa bağımlılığı önlemek ve kaynak çeşitliliği oluşturmak için yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına haklı bir yöneliş göstermişlerdir. Türkiye; Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne (BMİDÇS) karılımı öngören 4990 sayılı Kanun'un 20 Ekim 2003 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanmasıyla, sözleşmeye 24 Mayıs 2004 tarihinde 1 89' uncu ülke olarak resmen taraf olmuş ve belirtilen taahhütleri uygulama yükümlülüğü altına girmiştir. Bu süreçle, Sürdürülebilir Kalkınmanın devam ettirilmesi için uygulanan politika ve tedbirler olarak; nihai kullanıcı durumunda olan sektörlerde"enerji verimliliğini artırmak, kullanılan yakıt tercihlerini değiştirmek ve başta hidrolik kaynaklar olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırmak" gelmektedir [4]. Yenilenebilir enerji kaynakları teşvik mekanizmaları da son yıllarda yaygınlaşmış olup gelişmiş ülkelerden 37 ve gelişmekte olan ülkelerden 23 olmak üzere en az 60 ülkede çeşitli şekillerde desteklemelere yer verilmeye başlanması, bu kaynakların kullanılmasında çok önemli bir gelişmedir. Ülkemizde ise 18.05.2005 tarihli Yenilenebilir Enerji Kanun'unda yatırımcılara yönelik, enerji kaynaklarına yapılacak teşviklerle ilgili olarak; alım ve fi.yat garantileri için tek fiyat (5 euro/cent, 5.5 euro/ cent) benimsenmiştir. Bu düzenleme; özellikle güneş enerjisi gibi çok maliyetli enerjilere yatırım yapacak yatırımcılar açısından yeterli bir teşvik olmadığından, elektrik enerjisi üretimi amaçlı kullanılamamaktay<lı. Yeni bir Kanun Teklifi. hazırlanarak 1vfeclis'e sunulmuştur. Ancak düzenlemesi yapılan Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi. TBJ\ıf1vf'de
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=