Enerji ve Çevre Dünyası 81. Sayı (Ekim 2010)

ile yaşanılan duraksamaı1 da aradan çıkartırsak, bizim sektörümüzün gerçek anlamda ivmelenrneye başladığı zamandan bu yana daha 10 yıl gibi böyle bir durumda kısa sayılabilecek bir zaman geçmiş durumda. Tabii bu süreç içinde sürekli gelişen ve değişen teknoloji)� de göz ardı etmemek lazım .. Sonuçta bir çok süreçten geçmiş bir kaç on yılı geçirmiş sektörlerdeki oyuncular ile Türk yatınmcıyı birebir karstlaştırmak doğru olmaz diye düşünüyorum .. Fakat kişisel gözlemim sudur ki, en azından müşterimiz olan firmalarda ve Türk bankalaıında inanılmaz derecede bu işin tekniğini öğrenmek, yurtdışında nasıl yapıldığını, süreçlerdeki risklerin nasıl ıninimalize edildiğini, o süreçlerde ne gibi teknik analizler yapıldığını arılamak için inanılmaz bir istek olduğunu görüyorum. Özellikle rüzgar enerjisi sektöründe. Bu konuda gerçekten çok ciddi çalışıyorlar, eğitimlere ilgi göste11yorlar. Bırakın eği ­ time ilgi göstermeyi bir rapor verdiğiniz zaman detaylıca inceliyorlar onun üzerinde notlar alıyorlar, somlar soruyorlar, yurtdışındaki ve yurciçindeki fuar ve etkinliklere katılıyorlar. Tamamen diğer ülkelerin de geçirdiği süreçler bunlar. Bir çok ülkede ofisi olan bir teknik danışmanlık firmasında çalışan bir mühendis olarak diğer ülkelerde de hala teknik açıdan yeterli olmayan bir çok firma olabileceğini söyleyebilirim. Bunu zamana bağlamak lazım. Bu şekilde devam ederse biz de onların yaşına geldiğimizde bizim yatırımcımız da aynı bakış açısına ulaşacaktır. Ama bizim yatırımcımız aradaki farkı kapatmak için çok daha hızlı çalışıyor. Teknik açıdan bilmedikleri çok şey oluyor, ama arayı kapatmak için çok büyük efor sarf ediyorlar. Yurtdışındaki ofislerde çalışan arkadaşlarımızla konuştuğumda onların müşteri ilişkilerine Türkiye enerji sektörün gelişimi hakkında görüşlerinizi belirtir misiniz? Ben yapı olarak da çok karamsar biri değilim. Ama benim öngörülerim çerçevesinde şunu söyleyebilirim ki sonuçta Türkiye büyük, yenilenebilir enerji kaynakları açışından zengin, orta vadede enerji alanında global olarak yatırımların yöneleceği bir bölgede stratejik öneme sahip ve ekonomik açıdan !uzla gelişen bir ülke. Şüphesiz ki enerji talebi artarak devam edecek ve yatırımcıla.rın gözdesi olmaı1 sürdürecek. Tabii ki bu kadar ilgircin olduğu, büyük bir sektörün adil şekilde regüle edilmesi gerekir. Kanun yapıcılar da bu regülasyonu yaparken çok hassas düşünmek zorundalar. Tek bir yarınmcı açısından bakamazlar o11ya. Yatırımcıları da anlıyorum, tabii ki bir an önce yönetmeliklerin çıkmasını, lisanslamaların bir an önce sonuçlandırılmasını ve yatırımlaıına başlamak istiyorhr ama kanun koyucular da haklı olarak tüm sektörü, ülkenin çıkarlarını düşünmek zorunda oldukları için kararlarını verirken herkes açısından en doğru kaı.u1 vermeye çalışıyorhr. Bu kadar büyük bir ülkede böyle bir durum varken bunun olmasının zaman alması normal. Hiçbir ülkede hiçbir şey mükenunel değil. Her ülkenin kendi sektörlerinde kanun yapıcıların bazen gecikmeleri olabiliyor, yatırımcılar bekleyebiliyor, bazı belirsizliklere maruz kalabiliyorlar. Belki kanun yapıcıların teknik olarak olaya çok hakim olmadıkları için bu işin başında bazı karmaşalar, üst üste ı1ğılmalar olmuş olabilir. Lisans başvuru süreçlerinde teknik kriter, on fizibilite şartı olmaması sorunlaı1 oluşturan temel nedenlerden biri diye düşünüyorum. Tabii yatınmcılarında bu süreçte sadece talep etmek değil birazda surece katlclada yanlış olmaz sanırım. Ama artık yatırımcıda bu işin, özellikle rüzgarda süreçlerini ciddi anladı, kanun yapıcılar da bu süreci çok iyi anladılar. Bundan sonra daha olumlu olarak devam edecek diye düşünüyorum. Tabii bu deneyimler hiç 1.-uskusuz güneş enerjisi ile ilgili yönet ­ melik süreçlerine yansıyacaktır. Gelişen bir sektör o11rak bunları normal görüyorum ve sektörümüze güveniyorum. Türkiye'de ya da dünyada yapmayı planladığınız faklı işler var mı? Açıkçası verdiğimiz hizmetlerin dışına çıkmayacağız. Biz yenilenebilir enerjide teknik uzmanlık, teknik daruşmanlık yapıyoruz, buna da devam edeceğiz. Bununla ilgili kendimizi verdiğimiz hizmetlerde daha da geliştirmek konusunda zaten çalışıyoruz, Ar- Ge depart ­ manlaı1mız var. Bilimsel gelişmeleri de takip edip yaptığımız işlere entegre eden Ar- Ge departmanlarımız var. Ar- Ge departmanımızın merkezi Danimarka'da bulunuyor. Türkiye ofisinin geliştirilmesiyle ilgili şunları söyleyebilirim; Garrad Hassan'ın tipik yaklaşımı bir sektöre girmek istediği zaman önce orada sektörün nasıl şekillendiğini, sektörün analizini yapmak; neler oluyor, neler bitiyor, nasıl bir yapıya sahip, nasıl yapılanması gerekiyor, daha sonra sektörün yükü arttıkça buna paralel olarak mevcut ofisi daha da büyütmek, talep edilen servislerle ilgili ayrı departmanlar oluşturmaya başlamak. Türkiye'den en fazla rüzgar santrali enerji analizi hizmetine gelen talepten dolaı1 ilk oluşturduğumuz departmanımız enerji analizleri departmanı. Biliyorum ki aradan 1,5-2 sene geçtiğinde artık bu projelerin çoğu finansman aşamasına geçtiğinde teknik destek almaya başlabaktığımda biraz daha bilinçli, olaya rının olması gerekiyordu. Nasıl olsa yö- yacak, o zaman burada Independent hakim kişilerle çalıştıklarını görü- netmeliklerde ve kanunda teknik kriter Engineering grubu oluşmaya başlayacak. yoruz. Ben buraya geldiğim zaman aranmıyor diye hiçbir fizibilite çalışması Tabii şu an bu hizmetleri de Almanya biraz teknik olarak daha olayın tam yapmadan ayni şirket değişik tüzel ofisimiz ile birlikte vermeye devam ___ _ _b=üyük resmini ka,�r_:;ı. _yamam_a_d_µr_umuı __ _ kldi;cşiwlik-ler.alonda_binlerce..megawatClık- -ediyoruz�BU-durum"müşteriyi.etkileyenı- - --- - - gözlemlemiş -olsam da son 1,5 senedir başvuru yapınca birazda kendi önlerini bir şey değil. Her Zaman tek bir ofiS gibi inanılmaz bir atılım görüyorum. kendileri tıkamış olabilirler demek çok hareket ediyoruz.■ ENERJi DÜNYASI EKIM2010 63

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=