Enerji ve Çevre Dünyası 82. Sayı (Kasım-Aralık 2010)

Polonya, Rusya, Sırbistan, Slovakya, Ukrayna ve Türkiye'dir. Bu 15 ülkenin içerisinde Türkiye'nin ayrı bir konumu vardır. 2005 yılında başlayan projede, eğitim seti içerik ve hedef kazanımları ile Türk kültür ve eğitim sistemine uyarlandı. Yaklaşık 1,5 yıl süren uyarlama çalışmaları alanında uzman, pek çok bilim insanı ve teknik sorumlular ile yürütüldü, pilot çalışmalar yapıldı. 2007 yılında J\ıhlli Eğitim Bakanlığı, Talim Terbiye Kumlu'nun resmi onayı ile Türkiye'deki okullarda yardımcı kaynak olarak kullanılmaya başlandı. Yeşil Kutu'dan Türkiye'de öncü bir uygulama: İnternet Tabanlı Uzaktan Eğitim 201 O - 2011 eğitim-öğretim yılı itibariyle Yeşil Kutu eğitimlerinde bir ilk niteliğinde olan yeni bir uygulama başlatıldı. E-learning olarak da bilinen İnternet tabanlı uzaktan eğitim uygulaması sayesinde Yeşil Kutu, öğretmenlere artık İnternet üzerinden de kaynaklar ve yeni olanaklar sunuyor. Öğretmenler, ders planları ile bilgi içeren çalışma notlar111a ve yardımcı materyallere www.yesilkutu.net İnternet sayfası üzerinden ulaşabiliyor. Yine bu sayfada sunulan çeşitli uygulama örnekleri ile çevre temalı etkinliklere hem erişebiliyor, hem ilham kaynağı oluyor. İnternet tabanlı eğitim modeli, aynı zamanda Yeşil Kutu'nun 81 ilde kullanımının daha da yaygın hale gelmesine de katkı sağlıyor. Türkiye yenilenebilir enerji piyasası ve nükleer enerji 2005 yılında hayata geçen Yenilenebilir Enerji Kanunu ile o dönemde Türkiye, bu alanda belli desteklerin verildiği 55 ülke aras111da yer almaktaydı. Bugün, yenilenebilir enerji desteği veren ülke sayısı 89'a çıkarken, verilen destekler Türkiye'deki gibi sadece alım garantisi ile sınırlı olmayıp, ekonominin karbonsuzlaştırılmas111da önemli bir adım olması için riskleri azaltan, hedeflere destek olan bir dizi başka paketlerle de destek gördü. Destek politikalarına örnek verilmesi gerekirse, bugün yenilenebilir enerji konusunda yatırım ve vergi kredileri, indirimleri, fosil yakıtlara göre avantaj sağlayan fiyat ödemeleri gibi çeşitli mekanizmaların içerisinde olduğu Almanya'run 6 tür desteği, Çin'in de süreci yakalamak için 8 çeşit desteği bulunuyor. Bu gelişmeler sonucunda, dünyada 2008 yılında yenilenebilir yatırımları artık fosil enerji yatırımlarını geçmiş durumda. Ülkemizde ise, rüzgarda alım garantisine dair bir destek varken, güneş, jeotermal gibi yenilenebilir enerji alanlarında destek olabilecek yasa ve yönetmelikler beklenmeye devam ediliyor. Dünyada uzun yıllar çatı tipi sıcak su üreticisi kurulu gücünde dünya ikinciliğimizi sürdürecek kadar bir alt yapımız111 olduğu düşünülürse, ülkemiz daha iklim dostu bir yenilenebilir enerji politikas111da göreceli olarak pozisyonunu kaybetmekte. Burada asıl önemli olan nokta, düşük karbon ekonomisine geçişten de öte, geleceğimizi aynı zamanda sosyal ve çevresel olarak en çok tehdit edecek olan iklim değişikliği ile mücadeledeki başarımızı zora sokma olasılığı olacaktır. Bu noktada, REC Türkiye olarak, yenilenebilir enerji yatırımları da dahil olmak üzere, her türlü yatırım yada ekonomik adım111, çevreyi ve sosyal paydaşları gözeten sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olmas111111 gerekliliğine inanıyoruz. Nükleer enerji ile ilgili yapılan son anlaşma ile verilen alım ve fiyat garantileri ile çok ciddi bir kaynak uzun bir süre sağlanmış oluyor. Burada, nükleerin güvenlik ve kaza risklerine girmeden, geleceğimiz açıs111dan baktığımızda ilginç bir resim çıkıyor. Birincisi, nükleer, iklim değişikliği ile mücadelede en maliyetli araçlardan birisi olarak yer alıyor. İkincisi, çok uzun yatırım süresi neticesinde bağlamış olduğunuz fiyat ve politika, sizlere oldukça geç fayda sağlayacak. Son olarak, anlaşma modelinde alım garantisinin yaratacağı tüketiciye doğacak fatura da dikkate alındığ111da, böylesi riskli ve pahalı bir teknolojiye harcamak yerine, pek çok ülkenin yaptığını gibi entegre bir yenilenebilir enerji desteğinin ortaya koyulması durumunda, daha kısa vadede, daha ucuza ve tüketiciye çok daha az maliyetli bir çözüm sunulabilir. Aslında, ülkemizin nükleerde yaptığı böylesi bir desteği, ekonomimizin karbonsuzlaştırılması konusunda, maliyeti düşük ve kısa sürede geri dönüş sağlayabilen enerji verimliliğine ve daha düşük maliyetli yenilenebilir enerjiye harcanmas111111 daha akılcı olduğunu görüyoruz. Dünyada hızla yaşanan düşük karbon ekonomisine geçişte, Türkiye çok minik adımlar atarken, diğer ülkelerin gerisinde kaldığımız da unutulmamalı. ■ ENERJi DÜNYASI KASIM-ARALIK 2010 81

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=