Enerji ve Çevre Dünyası 84. Sayı (Mart 2011)

Sunuş ■ Özkan AĞIŞ Türkiye Kojenerasyon ve Temiz Enerji Teknolojileri Derneği(TURKOTED) Yönetim Kurulu Başkanı ozkan.agis@enerko.com.tr Deprem+Tsunami+Nükleer Patlama Çöl ortasında susuzluktan ölmek üzere olan bedeviyi, deve üstünde yılan sokmuş. Soru: Bedevi neden öldü? Güneş çarpamasından mı? Yılan sokmasından mı? Susuzluktan mı? Hiç birinden mi? Hepsinden mi? Cevap: Olay o kadar iç içe geçmiş ki, ölüm hepsinden olmuş. 3 hafta önce Japonya'da oluşan zincirleme felaket de bize bu bilmeceyi hatırlattı. Önce Japonya tarihinin en şiddetli ikinci depremi oluyor. Richter ölçeğine göre 9,0 şiddetindeki depremin yaralarını sarmadan, 10 m'lik tsunami dalgaları yetişiyor. Depremden kurtulanların bir kısmını da, tsunaminin dev dalgaları yutuyor. Bütün bunlar olurken Fukushima Nükleer Santrali'nin önce denizden soğutma suyu sistemi çöküyor. Reaktörler hasarlanmaya başlıyor. En çok hasarı 2 nolu reaktör görüyor. Reaktörde basınç yükselmiyor ama yine de radyoaktif sızrntıya engel olunamıyor. Yüz binlerce insan radyoaktivite korkusundan bölgeden uzaklaşıyor. O bölge süper marketleri raflarındaki gıdalar imha ediliyor. Binlerce kilometre uzaktaki Amerika ve Çin'de radyoaktiviteye karşı önlemler alıyor, vatandaşlarını koruyor. Şimdi ne olacak? Önce Japonya'dan başlayalım. Japon dostlarımıza en içten geçmiş olsun dileklerimizi gönderirken çalışkan, fedakar, disiplinli ve azimli Japon milletinin, tarihi başarılarına yenisini ekleyeceğine, bu felaketlerin yaralarını saracağına ve de hasarları en kısa zamanda onararak felaket bölgelerini, barış parkalarına dönüştüreceğine ınanıyorum. 2 ENERJi DÜNYASI MART2011 Japon kültüründe, "Bir musibet bin nasihatten yeğdir" atasözümüze benzer kim bilir ne kadar özdeyiş var. Karşılaştıkları felaketlerin yaralarını bir an önce sarmak için insanlar birbiriyle, şehirler komşuları ile yarışacaklardır. 2005 Kore depreminden sonra, şehrine zaman111da su getiremedi diye intihar eden Kobe Belediye Başkam gibi daha yüzlercesi, göreve başlamak üzere apartta bekliyordur. Geleceğe dönük önlemlere gelince; bu felaketler zinciri Japonya'da yapı standartlarından sivil savunma örgütlenmesine, denetim ve kontrol mekanizmaların111 değiştirilmesine kadar pek çok konuda önlemler gelecektir. Bu önlemlerden en önemlisi de, enerji çeşitlendirme sepetindeki enerji kaynakları oranlarının (enerji mix) revizyonudur. Coğrafyası ve doğası gereği, Allah Japonya'ya ne yer altı ne de yer üstü kaynaklarını yeterince vermemiştir. Enerji kaynaklarında ithal bağımlılığı %90'a yakındır. Ülkede ne fosil kaynaklar ne de yenilenebilir enerji kaynakları yeterince mevcuttur. İşte Japonya coğrafyasrnın ve doğasının gereği olarak yüzyıllardan beri fosil yakıtların (kömür, petrol ve doğal gaz) hemen hepsini ithal etmekte, elektriğin de %80'ini yine fosil yakıtlardan, %19'unu nükleer santrallerden, %1'ini de yenilenebilir kaynaklardan üretmekte idi. Dış kaynaklarda fosil yakıtların baskısından, hiç olma7.sa elektrik enerjisi üretiminden kurtulmak için adeta harakiri yaparak nükleer enerjiye koşan Japonya'yı bu sefer de felaketler vurdu. "Harakiri yaparak nükleer enerjiye koşan" ifadesini kasten kullandığımı herhalde anladınız.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=