Enerji ve Çevre Dünyası 84. Sayı (Mart 2011)

POLAND HUNGARY ROMA�IA Güney Akım Doğu Balkanlardan geçen Nabucco boru hattı projesi Rus gaz monopolü Gazprom'un Güney Doğu Avrupa gaz pazarındaki durumuna bir tehdit oluşturmaktadır. Mavi Akım II projesi ile bölgeye ilave gaz sevk etmeyi planlayan Gazprom, bu projenin Türkiye nezdinde yeterli desteği görmemesi üzerine Güney Akım projesini gerçekleştirmek üzere 2007 yılında İtalyan ENI firması ile anlaşma imzaladı. Mavi Akımın deniz altından geçen bölümünün başladığı noktadan Bulgaristan'a uzanacak proje için Balkanlar'da ve Doğu Avrupa'daki ülkelerle de transit geçiş ve ortak inşaat anlaşmaları imzalandı. 63 bcm kapasiteli projenin 24 milyar dolara mal olması bekleniyor. UOLCARIA Ô 7 A?F.R8Al)A?\ ANKARA l' URKEY Güney Akım Doğalgaz Boru Hata Projesi Türkiye Nasıl Enerji Köprüsü Olur? ■ Türkiye'ıı..in bu hedef için uyguladığı stratejide 2003 yılından itibaren bir dağınıklığın ortaya çıktığı görünümünü verdi. Türk tarafındaki karar vericiler değişik fikirler ileri sürmeye başladılar. Türkiye'nin bu işten büyük kar edebileceği ve Avrupa'ya doğalgaz satışı yapması gerektiği konuşulur oldu. Daha sonra Türkiye'nin bir doğalgaz Hub'ı olınak istediği, akabinde ise iç talebi karşılamak üzere geçen gazın %15'iıı..i ucuz fiyattan istediği hususları gündeme geldi. Bu taleplerin hepsi gerçekleşebilecek talepler olmakla birlikte, müzakere edildiği muhattap yanlıştı. Bu konuların gerçekleşmesi tamaENERJi DÜNYASI MART2011 men Türkiye'nin elindedir. Bunları Avrupa Birliği veya Nabucco ortaklarından talep etmek bölgesel güç Türkiye'ye yakışmamaktaydı. Üretici ülkelerle ilişkileri bozup, ucuz gaz için AB veya ABD'den destek istemek veya hub olmanın gereklerini yerine getirmeden, bunu muhattaplardan talep etmek abesle iştigaldir. Neyse ki Türkiye son iki yıldır yeniden bu konuda tek sesle adım atıyor ve olumlu sonuçlar alıyor. Beki neler yapmamız gerekiyor? ■ Şeffaf bir Transit Rejimi, iddia edildiği gibi Türkiye'nin elini zayıflatmaz. Ti.irk devleti ile kavga ederek kimse boru hattı inşaatı ve işletmesi yapamaz. ■ Liberal bir doğalgaz piyasası, I--Iub olmanın birinci şartıdır. Liberalleşmeyi erteleyerek bu hedefimizi yerine getiremeyiz. Aksine doğalgaz ticaretiıı..i cazip hale getirecek hukuki ve mali tedbirleri almalıyız. ■ Üretici ülkelerle ilişkiler bu işin olmazsa olmazıdır. Türkiye Azerbaycan'daki petrol ve gaz yataklarından hisseleri ABD veya AB den ricacı olarak almamıştır. Türkiye, BTC veya BTE boru hatları müzakerelerine hep liderlik etmiş ve bölge ülkeleri ile ilişkileri her seviyede sıcak tutmuştur. ■ Yeterli seviyede doğalgaz yeraltı depolama tesisleri olmadan bütün hedefler hayal olur. Türkiye halihazırda en az 3,5-4 bcm depolama kapasitesine sahip olmalı ve en az 2-3 bcm'lik yeni proje geliştirmeliydi. ■ Sonuç olarak hedefe ulaşmak bizim elinı..izdedir ve konjonktür lehimizedir. Ancak kaybedilen zamanı telafi etmek zordur. Türkiye Elektrik Sektörü Türkiye'de birincil enerji talep artış oranı 111.illi gelir artış oranına yakın bir seviyede seyrederken, elektı·ik talep artışı, milli gelir artışından daha yüksek seviyede %7 civarında gerçekleşmektedir. Elektrik sektöründe yatırımların yavaşlaması, ilerde meydana gelebilecek darboğazların göstergesidir. 19992001 döneminde önemli bir elektrik darboğazından geçen Türkiye, 20022003 yıllarında daha evvel başlamış büyük kapasiteli yatırımların devreye girmesiyle bir rahatlama yaşamıştır. Aşağıdaki tablodan da görüldüğü üzere 2004- 2008 yılları arasında kurulu güç artışı, talep artışının çok gerisinde kalmıştır. 2008 yılından itibaren hükümetin piyasaya müdahalelerinin bir ölçüde azalması, özel sektörün yatırım iştalunı artırmış ve 2009-2010 yıllarında hatırı sayılır kapasiteler devreye girnı..iştir. Ancak 2016 yılından sonra yeni bir darboğazla karşılaşılmaması için yatırımların artarak devam etmesi gerekiyor. Türkiye Taşkömürü Sektörü Genelde enerjide dışa bağunlılıktan söz edilirken petrol ve doğalgaz gündeme gelmektedir. Hem elektrik üretimi hem de sanayi girdisi olarak taşkömürü sektörü büyük ölçüde ithalata bağımlı hale gelmiştir (Tablo). 2005 yılından itibaren özel sektörün taşkömürü üretiminde devreye girmesiyle nispi bir iyileşme sağlanmasına rağmen DPT planlarında öngörülen 10 milyon yerli taşkömürü üretimine yaklaşılamamıştır. TTK'ya sağlanan 300 nı..ilyon dolar/ yıl civarında bir sübvansiyon ve 50-55 milyon TL yatırım bütçesine rağmen, Kurulu Artış Tüketim Artış Yıl Güç MW % GWh % 2004 36.824 3,5 150,018 6,3 2005 38.844 5,5 160,794 7,2 2006 40.565 4,4 174,637 8,6 2007 40.836 0,7 190,000 8,8 2008 41.817 2,4 198,085 4,3 2009 44.767 7,0 194,079 -2,0 2010 48.436 8,2 209,494 7,9 • ENTSO-E senkron paralel işletme 18 Eyli.il 2010 • Santral özelleştirmeleri: üretim artışı • Çapraz sübvansiyonlar

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=