Enerji ve Çevre Dünyası 86. Sayı (Mayıs-Haziran 2011)

bilinen Venezüella'dan ucuz petrol ithal etmenin yolları arandı; konut karşılığı petrol alımı gündeme geldi. ■ Enerjide dışa bağımlılığımızı büyük ölçüde azaltacak ve halihazır sanayileşmiş tüm ülkelerin vazgeçilmezi olan "nükleer santraller" konusu da 2011 'in ilk yarısında gündemimizi oldukça meşgul etti. Ülkemizde daha önceki dönemlerinden farklı olarak, bu anlamda ilk defa ciddi adımlar atıldı. Ruslar, Koreliler ve Japonlarla görüşmelere başlandı. Sonunda Ruslarla Akkuyu nükleer santrali için anlaşmaya varıldı. ■ Tüm dünyanın farkında olduğu gibi, ülkemiz doğal bir enerji iletim koridorudur. Bu nedenle Enerji Bakanlığı Türkiye'nin bu artısım kullanmak için özellikle 201 1'in ilk yarısında bir çok projeye imza attı. Şu an hali hazırda bu faaliyetlerin aslında en önemlisi olan Nabucco Projesi'nde, uzun müzakerelerin sonunda, ilk harcın 2013 yılında atılması kararı alındı. Buna ilaveten İTG (Türkiye-Yunanistanİtalya cloğalgaz boru hattı)'n111 ı abucco'ya eklenebileceği bildirildi. ■ Özelleştirmeler ile ve özel sektörün önünün açılması ile elektrikteki özel sektör yatırımları arttı. Özel sektörün elektrik üretimi alanında yatırımları 4-5 milyar dolara ulaştı. Yeni enerji santralleri açıldı. Bunun yanında mevzuatta yapılan değişiklikler ve teşviklerden dolayı yenilenebilir enerji yatırımları, sahasında uzman yabancı partnerlerle canlılık kazandı. ■ Şunu unutmamak gerekir ki, enerjiyi remin etmek.kadar, onu verimli ve ekonomik kullanmak da çok önemli bir konudur. İşte buna dair önemli bir gelişme olarak, bu dönemde "Enerji Kimlik Belgesi" uygulaması yürürlüğe girdi. Bu uygulamayla maksimum enerji verimliliği amaçlanmakta. Ayrıca Enerji Bakanlığmız bu yılın ilk yarısında "Ulusal Enerji Verimliliği Forumu (UEVF)"mın ikincisini düzenledi. Enerji sektöründeki artı diye değerlendirebileceğimiz tüm bu gelişmeler, ülkemizin geleceğine daha bir güvenli bakmamızı sağlıyor. 2. Ülkemiz enerji sektörünün sonraki altı aylık dönemine ilişkin değerlendirmeleriniz nelerdir? Enerji kaynaklarının %74'ünü ithal etmekte olan Türkiye, "milli enerji stratejisi" olarak öncelikle kendi "enerji güvenliği"ni sağlamayı hedeAemektedir. Bu hedeAer arasında, enerji ihtiyacının imkanlar ölçüsünde yerel kaynaklardan sağlanması, enerji tedarik maliyetlerinin mümkün olduğıı.nca en düşük seviyeye indirilmesi, çevresel etkilerin gözetilmesi, enerji arzında kaynak ülke, güzergah ve teknoloji çeşitlendirmesine gidilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının payının artırılması, yeni bir kaynak olarak nükleer enerji elde etmek için gerekli reaktörlerin yapılmasım sayabiliriz. Böylece Türkiye, enerji sepetinin çeşitlendirilmesi, ülke içinde ve dışında hidrokarbon kaynakları aramageliştirme faaliyetlerinin geliştirilmesi hususuna büyük önem vermektedir. Bütün bunların bileşiminin oluşturduğu etkiler tabii ki piyasayı da belirleyecek ve önemli ölçüde yönlendirecektir. Nitekim EPDK'mn kurulmas111dan bu yana enerji alanında uygulamaya konulan mevzuat, artan enerji ihtiyacının karşılanmasına yönelik ciddi gelişmeleri beraberinde getirmiştir. Tüm enerji kaynaklarında olduğu gibi, petrol ve doğalgazda da piyasa yapısı liberalleştirilmeye çalışılmış; böylece tedarik ihtiyacının serbest piyasa kuralları çerçevesinde karşılanmasının yolları açılmış; buna paralel olarak enerji verimliliğinin arttırılması ve enerji teknolojilerinin yaygınlaştırılması yolunda da ciddi çalışmalar yürütülmüştür. Türkiye'nin ENERJi DÜNYASI MAYIS-HAZIRAN 2011 51

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=