yılında 6094 sayılı teşvikler yasası ile biyogaz ve biyokütle kaynaklı elektrik üretimi satışına 13.3. USDcent/kWh gibi en yüksek tarife veriniştir. Bu kaynakların elektrik ve/ veya buhar üretim maksatlı değerlendirilmesiyle, 2400 MW'lık Atatürk Barajı kadar elektrik üretilebileceğini hesaplıyoruz. EPDK'ya yapılan biyokütle ve biyogaz lisans başvurularından görüyoruz ki, hareket başlamıştır ve tarımsal artıklar büyük ölçüde değerlendirilecektir. Çünkü kanunla getirilen 10 yıllık satış garantili fiyat 13.3 USDcent/kWh, oldukça cazip bir fiyattır. Ayrıca 10 yıllık satın alma garantisi bu gibi projeleri rahatlıkla kredi verilebilir (bankable) yapmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarından jeotermal de değerlendirilmeye başlanmıştır. Ancak jeotermal projeleri uzun süreçli projelerdir. İşletmesi de sıkıntılıdır. Bu nedenle 7.5 USDcent/kWh fiyatın, bu işletme güçlüklerini göz önünde tutarak yükseltilmesi, jeotermal yatırımları, hedeflendiği gibi 2023'te 1000 i.v!W kapasiteye çıkartacaktır. Geleceğin en parlak yatırımları, güneş enerjisi yatırımlarıdır. Ülkemizin güneş alma kapasitesi özellikle güney ve güneydoğu bölgelerimizde çok yüksektir. Ancak birim (KW) tesis bedeli henüz hazmedilebilir seviyede değildir. Bununla beraber, 2 yıl önce 4000 €/KW mertebesinde olan fotovoltaik (PV) birim yatırım bedeli bugünlerde 1400-1600 €/KW seviyesine kadar inmiştir. Teknoloji ucuzladıkça yatırımların pahalılığı azalmaktadır. Gelecek yıllarda güneş yatırımlarının "Enerji mix" sepetindeki payının büyüyeceğine inanıyorum. Yazımın başında söylediğim gibi, ülkemizin yer üstü zenginlikleri giderek daha çok değerlendirilmekte ve bu kaynakların "Enerji N.fix" sepetindeki payı artmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı arttıkça, enerji kaynaklarında dışa bağımlılığımız (petro� doğal gaz, ithal kömür) azalacaktır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının bu yükselen cazibesi enerji yatırımları hızlandırıyor ama, elektrikte arz güvenliğimizi sağlayamıyor. Çünkü bu kaynaklardan hemen hepsi mevsime, havaya, yaza, kışa, yani kontrol edemediğimiz doğal güçlere bağlı. Bu nedenle elektrik toplama havuzuna sürekli akış sağlayamıyor. Bu tesisler, yeterince elektrik üretecek havayı, suyu, güneşi bulamayınca hemen onların yerini alacak ve sistemimizde elektrik arz güvenliğini sağlayacak başka tesislere de ihtiyaç var. 201O yılında 3800 :MW'lık yeni üretim kapasitesi işletmeye alınmıştır. Bunun yarısı yenilenebilir enerji kaynaklı, yarısı da doğal gaz ve kömür kaynaklı üretim tesisleridir. Bir başka ifadeyle, ne kadar hızlı yapılırsa yapılsın, sadece yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı yatırımlar, sistemin her yıl 4000 MW'ı bulan yeni üretim tesisinin ihtiyacını karşılayamıyor. Bu durumu gören enerji yatırımcıları, 2011 yılının ilk yarısında, yenilenebilir enerji kaynaklı başvuruların dışında,EPDK'ya, toplam kapasitesi 10,600 JV[W'ı bulan doğal gaz kombine çevrim üretim lisansı başvurusunda bulundular. Bu kadar büyük doğal gaz santrali başvurularının esas nedeni, yılda 8000 saate kadar baz yük santrali olarak çalışabilmesidir. Bu santraller çevreye zarar vermedikleri için, çevrecilerden kömür ve hidrolik santrallerinde olduğu kadar tepki de almıyorlar. Yani inşaat ve montaj planlandığı zamanda bitebiliyor. Ayrıca, bugünkü gaz fiyatıyla (32USDcent/m3), elektrik üretim maliyetleri de, halen yürürlükte olan referans toptan satış fiyatının (14.07 krş/kWh-16.12.2010 EPDK kararı) çok altında olduğu için, karlılığını sürdürebilecekler. Tek sorun gaz tedarikidir. Gaz ikmal yönünden Sanayi Bakanlığı'nın ve Botaş'ın, hem Gazprom'la, hem İran'la, hem Azerbaycan'la ve hem de Irak'la yürüttüğü hassas denge politikalarını TÜRI<. OTED olarak destekliyoruz. Özellikle Irak gazının bir an önce Ceyhan'a ulaştırılmasına önem ve öncelik verilmesinin gereğine inanıyoruz. Bu gaza Nabucco'dan önce Türkiye'nin ihtiyacı olacak. Etrafımız doğal gaz zengini ülkelerle çevrilidir. Biz gaz bulamazsak kimse bulamaz. Yeni gaz kaynaklarının Türkiye'ye aktarılmasında veya LNG gaz tedarikinde BOTAŞ, lisanslı doğal gaz ithalatçıları ile bugünkünden daha büyük ve samimi işbirliği içinde olmalıdır. 10 yıldan beri yürürlükte olan 4646 sayılı doğal gaz piyasa kanunu da Botaş'a bu işbirliğini emretmektedir. Dostça ve Hoşça Kalın. ENERJi DÜNYASI TEMMUZ-MUSTOS2011 3
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=