firmalar tarafından talep edilmekte ve iklimsel değişiklik bilincinin oluşması ile birlikte bu talep yükseliş sağlamaktadır. İklimsel değişikliklere duyarlı şirketler faaliyetleri esnasında oluşan karbon salımlarını hesaplayarak (karbon ayak izlerini ölçerek), bu emisyonlarını azaltmak veya dengelemek amacı ile emisyon azaltımını sağlayan projelerin (yenilenebilir enerji, enerjinin verimli kullanılması, atık yönetimi vb.) üretmiş oldukları karbon azaltım kredilerini satın alarak, karbon nötr haline gelmektedirler. Böylece bu şirketler saldıkları karbondioksit miktarını, başka bir yerde karbondioksit emisyonu yapmayan veya yaptığı karbondioksit miktarını azaltan projeleri destekleyerek sıfırlamaktadırlar. Bu faaliyetler karbon piyasasını meydana getirmektedir. Küresel iklim değişikliğinin etkileri daha fazla hissedilmeye başlandıkça pek çok firmanın sosyal sorumluluk çerçevesinde karbon dengelemeye gittikleri görülmektedir. Şimdiden Google, HSBC, Deli, Delta, AEP, Google, Pacifıc Gas & Electric, Yahoo, Nike, Sky, Origin Energy,. .. gibi büyük müşteri potansiyeli olan şirketlerin gönüllü karbon piyasasında karbon salımlarını dengeledikleri görülmektedir. Dengeleme (offset) kavramı, karbon salımlarının azaltılması için uygulanan önlemlere ek olarak gerçekleştirilen ve gönüllü karbon piyasalarında çok iyi bilinen bir mekanizmadır. Dengeleme, bir yerde salınan sera gazının başka bir yerden satın alınarak aynı miktarda sera gazının önlenmesi ile veya atmosferdeki aynı miktarda sera gazının yutulması/hapsedilmesi ile nötrleştirilmesidir. Başka .bir ifade ile bir firmanın ortaya çıkardığı karbon salımlarına karşılık, aynı miktarda ancak başka bir yerde karbon tasarrufu sağlayan projelerde belgelendirilmiş karbon azaltım sertifikalarının satın alınması olarak açıklanabilir. Gönüllü karbon piyasasına sertifika arz eden projeler ise Türkiye'de geliştirildiği gibi yenilenebilir enerji projelerinin karbon azaltım projeleridir. Gönüllü karbon piyasasının hacmi 2010 yılı itibari ile 131,2 MtCO,'ye ulaşmış durumdadır. Karborı piyasalarının 2012 yılından sonra daha da büyüyeceği öngörülürken, bu konudaki değerlendirmeleriniz nelerdir? Doğrusunu söylemek gerekirse 2012 sonrası, yani Kyoto Protokolü'nün ilk döneminin biteceği 2012'den sonra karbon piyasalarında bir büyümeden söz etmek çok gerçekçi olmayabilir. Bugün itibari ile 2012 sonrasında Kyoto Protokolü'nün devam edemeyeceğinden bahsedilirken, buna bağlı olarak karbon piyasasında bir küçülmeden bahsetmek daha doğru olur. Kyoto Protokolü'nün yerine muhtemelen geçecek olan ikili anlaşmalar çerçevesindeki iklim değişikliği politikaları, küresel çözüm politikalarından uzaklaşarak ülke birliklerinin bölgesel kaygıları ile hareket ettikleri çıkar ilişkilerine dönüşme riski taşımaktadır. Bu çerçevede karbon piyasaları varlığını sürdürerek bu gelişmelere paralel olarak bir değişimden geçeceği çok açıktır. Gönüllü karbon piyasalarının Kyoto Protokolü mekanizmalarından bağımsız olması avantajı ile bu piyasanın devamlılığı olacaktır ve bu devamlılık daha çok küresel iklim değişikliği farkındalığına bağlı olacaktır. Fakat, zorunlu karbon piyasalarının 2012 sonrasında belli bir süre için, ya da yeni bir iklim değişikliği anlaşmasının ortaya çıkmasına kadar, küçüleceği kanısındayım. Karbon finansmanının enerji sektöründe faaliyet gösteren firmalara kazandırdıkları nelerdir? Sorduğunuz soruyu biraz daha genişletirsek, herhangi bir iş kolunda olup faaliyetlerinde karbon azaltan projeler ve bu projelerine paralel olarak metodolojiye uygun bir şekilde karbon azaltım projesi geliştirip ilgili kuruluş altında projeleri kaydettirdiklerinde karbon finansmanından yararlanabilirler. Yenilenebilir enerjinin diğer enerji yatırımlarına oranla finansman sıkıntısı yaşadığı bir dönemde karbon geliri bir teşvik mekanizması olarak çalışmakta bu sektöre yatırım yapanları desteklemektedir. Kyoto Protokolü mekanizmalarının temel mantığında da yenilebilir enerjinin diğer enerji yatırımlarına kıyasla desteklenmesi ve karbon emisyonlarının azaltılmasıdır. İklim Değişikliği Dairesi, sera gazı emisyonlarına neden olan sektörlerin tesis bazında izlenmesi, raporlanması ve doğrulanmasına ilişkin yönetmelik üzerine çalıştığını açıkladı. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz? Ülkemizde konu hakkında yapılan çalışmaları yeterli buluyor musunuz? Öncelikle, emisyon yapan sektörlerde bakanlıkça bugüne kadar pek fazla bir şey yapılmamıştır. Bu sektörlerde yapılan emisyon miktarı bile bakanlıkça bilinmemektedir. Bu yıl içerisinde karar verilen ve emisyon yapan belli başlı sektörlerin takip edilmesi, emisENERJi DÜNYASI EYLÜL2011 45
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=