Enerji ve Çevre Dünyası 88. Sayı (Eylül 2011)

Söyleşi ■ Enerji Sektöründe Karbon Piyasası ve Emisyon Ticareti yanların yıllık bazda raporlanması ve doğrulanması süreci ciddi bir adımdır ve Türkiye'nin iklim değişikliği konusundaki geç kalan farkındalığını da ortaya koymaktadır. Bakanlık tesis bazında sera gazı emisyonlarının ne kadar olduğunu bilmek ve izlemek istemektedir. İzleme, raporlama ve doğrulama ile amaçlanan ise: 1) Bakanlık tarafından belirlenecek olan periyot (yıl) içerisinde sera gazlarına neden olan kaynakların izlenerek, neden olunan sera gazı miktarının belli bir metodolojiye (Avrupa Emisyon Ticaret Sisteminin 2003/87/EC nolu direktifi) göre hesaplanması, Birliği Emisyon Ticareti Sistemi direktifinde yer alan faaliyetler (tesisler) ve ilgili direktifin 2007/589/EC sayılı izleme, raporlama ve doğrulama kılavuzu esas alınacaktır." Açıklamada bahse konu olan tesisler; Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemine dahil olan tesisler ile aynı olması bekleneceği gibi Bakanlıkça belirlenecek sektörlerin de bu uygulama içine dahil edilmesi söz konusu olabilir. AB ETS'ye dahil olan sektörler; Enerji, Çimento, Demir-Çelik, Otomotiv, Kok, Rafineri, Metal işleme, Kireç, Cam, Seramik, Kağıt, Nitrik asit / adipik asit, Soda iken Bakanlık bu sektörlere ayrıca Şeker, Karbon tutma- depolama-taşınması, Havacılık ve Atık sektörlerini de eklemeyi planlamaktadır. Bakanlık, 2) Bakanlık tarafından belirlenen me- AB ETS'den farklı olarak, yanma todolojiye uygun olarak sera gazı termal girdisi 100 :M"W'ı aşan tesisleri emisyon hesaplanma yönteminin bu yönetmelik ile sorumluluk altına ve miktarının raporlanması, sokmayı planlayarak (AB ETS'de bu 3) Hazırlanmış olan raporların, Bakanlıkça akredite edilmiş kuruluşlar tarafından doğruluğunun denetlenerek, doğrulama raporunun hazırlanmasıdır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının İklim Değişikliği Dairesi sera gazı emisyonlarının izlenmesi, raporlanması ve doğrulanması konusunda Avrupa Birliği yönergelerini takip etmeyi uygun bulmuştur. Bence de en doğru olan budur. Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi direktifi de İklim Değişikliği Dairesi sayfasında yayınlanmakta olup sektöre} görüşlere açılmıştır. Bakanlığın bu konuda yapmış olduğu açıklama da şöyledir: "Söz konusu yönetmelik çalışmalarında 2003/87/EC sayılı Avrupa 46 ENERJi DÜNYASI EYLÜL2011 limit 20 :M"W'tır), sistem içine dahil olacak tesis sayısının 700 civarında olduğunu açıklamıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yönetmeliği bu yıl sonu itibari ile çıkartabilirse, belirlenen sektörlerdeki tesislerin sırası ile yapmaları gereken uygulamalar; izleme planları hazırlayarak bakanlığa onaylatma, ilgili yılın sera gazı emisyonlarını izleme, sera gazı emisyonlarını raporlama ve doğrulama ve raporların bakanlığa bildirilmesi olacaktır. Bu çerçevede, Bakanlık tarafından belirlenen ilk uygulama yılının 2011 olması imkansız, 2012'nin ise çok iyimser bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Tabii ki Bakanlığın yapması gereken alt yapı çalışmalarını da göz önünde bulundurmak lazım. Örneğin sektörel tesislerden gelecek olan izleme planlarını Bakanlığın hangi birimi ya da hangi personeli ilgilenebilecektir? Böylesi bir kapasite var mı? ya da Bakanlık bu hizmeti dışarıya yaptırmayı mı tercih edecek? Kapasite artırmaya ihtiyaç olduğu çok açık, ama bunun nasıl yapılacağı henüz belli değil. Hazırlıkları süren yönetmeliğin Bakanlık için sera gazı emisyonlarını sektörler ve tesisler bazında izlemek ve bu verileri iklim değişikliği müzakerelerinde etkin bir şekilde kullanma konusunda son derece yardımcı olacağı kesindir. Aynı zamanda emisyon miktarının izlenmesi, raporlanması ve doğrulanması süreci, bu süreci yürütmek zorunda olanlar için farkındalık yaratacak ve uzun dönemde ilgili sektörlerde emisyon azaltmaya yönelik daha fazla enerji verimliliği projelerini görmemizi mümkün kılacağına inanıyorum. Yönetmelik kapsamındaki tesis yöneticilerinin aklına '½.caba Bakanlık sera gazı emisyonlarına bir limit getirmeyi planlıyor mu?" sorusu geliyordur herhalde. Türkiye'nin iklim değişikliği politikalarına ve müzakerelerde yürütmüş olduğu tartışmalara baktığımızda sanayideki sektörleri bağlayıcı bir limit kısa dönemde görünmüyor. Son olarak eklemek istedikleriniz? Karbon piyasası pek çok bileşeni ve oyuncusu olan bir sektör, özellikle politikanın bu sektörün asıl belirleyicilerinden olması, bu piyasada işleri iyice zorlaştırmakta, geleceği görüp kestirebilmekte sorun yaratmaktadır. Bu sektörde çalışan danışmanlar ve karbon gelirinden yararlanan firmaların, ulusal ve uluslararası gelişmeleri göz ardı etmemelerini, yatırımlarını bu doğrultuda yapmalarını tavsiye ederim. ■

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=