Söyleşi ■ Enerji Sektöründe Karbon Piyasaları ve Emisyon Ticareti Karbon finansmanının enerji sektöründe faaliyet gösteren firmalara kazandırdıkları nelerdir? Bir projeye gelecek karbon finansmanı gelirleri, projenin uygulamaya geçmesinde tabii ki etkin rol oynamaktadır. Karbon ticareti sürdürülebilir kalkınmayı finanse etmede büyük öneme sahiptir, diyebiliriz. Ülkemizde yenilenebilir enerji potansiyelindeki tüm fırsatlara karşın yerel finansman kaynaklarının eksikliği ve ekipman sorunları gibi etkenler bu projelerin finansman sıkıntısı çekmesine neden olmaktadır. Karbon finansmanı ise yenilenebilir enerji projelerine ek finansman sağlayarak projelerin hayata geçmesini sağlamaktadır. Gönüllü Karbon Azaltım kredileri projelerimizin nakit akışını önemli oranda desteklemiştir. Ancak 2012 sonrasında geçerli olacak piyasa mekanizmalarındaki belirsizlik ve bizim ülke olarak nasıl bir konumda olacağımızın netleşmemesi, biz karbon azaltım projeleri geliştiricilerini endişelendirmektedir. Polat Enerji'nin bu alandaki hedeflerinden bahsedebilir misiniz? Polat Enerji, sadece yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmaktadır. Önceliğimiz rüzgar projelerimizi bitirmek. Bu yüzden diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmakta şimdilik acele etmiyoruz. Polat Enerji'nin hedefi temiz enerji üreten şirketler arasında lider olmaktır. Rüzgar enerjisi alanında çalışan en büyük kapasiteye sahip olan kuruluşlardan biri olan Polat Enerji, Türkiye'de yenilenebilir enerji sektöründeki büyümesini devam ettirecek ve sera gazı emsiyonu azaltımına daha çok katkı sağlayacaktır. Son olarak eklemek istedikleriniz? Artık tüketiciler sadece aldıkları ürünün veya hizmetin kalitesine değil üretim esnasında çevreye ne kadar zarar verdiğine, ne kadar enerji tüketildiğine, tüketilen enerjinin dünyaya maliyetinin ne olduğuna da dikkat etmektedirler. Tüketicilerin bu yöndeki tercihlerinin artmasıyla üreticiler de bu talebe cevap verebilmek için karbon ayakizinin nötrlenmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektriğin kullanılması gibi sürdürülebilir kalkınma esaslarını stratejilerine dahil etmektedirler. Türkiye'de karbon konusunda tüm dünyada kabul gören sertifikasyon sistemleri kullanıldığı için bir sorun yaşanmamaktadır. Ancak Yeşil Enerji satışı konusunda herhangi bir sertifikasyon sistemi bulunmamaktadır. Firmalar tükettikleri elektriğin yenilenebilir enerji kaynaklarından üretildiğini belirtmekle birlikte özellikle t0ptan elektrik satışı yapan tedarikçiler tarafından kendilerine verilen beyanlar dışında ellerinde onaylı ve resmi bir belge bulunmamaktadır. Yeşil Enerji satışına ilişkin herhangi bir düzenleme ve denetim mekanizması olmadığı için de tedarikçiler tarafından verilen bu beyanların doğruluğu sorgulanamamakta ve dolayısıyla istismara açık bir durum ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden "yeşil elektrik tüketicisini ve üreticisini" korumak amacıyla resmi geçerliliği olan bir belgeye ihtiyaç duyulmaktadır. Yenilenebilir Enerjiden Üretim Sertifikası (Yeşil Sertifika) adıyla, düzenleyici otoritenin sorumluluk ve denetiminde geliştirilecek olan ve herhangi bir ticari değeri bulunmayan bir sertifikalandırma sistemi bu sorunun çözümü için etkin bir araç olacaktır. Böylece firmalar tükettikleri yeşil elektriği, karbon kredilerinde olduğu gibi en ufak bir şüphe duymadan gönül rahatlığıyla satın alabileceklerdir. Böylelikle tüketicinin tercihi üreticilerin daha fazla yeşil elektrik üretebilmesi için bir araç haline dönüşmüş olacak ve çevre kazançlı çıkacaktır. ■
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=