t sağlandığını göz önüne aldığımızda, fosil yakıt fiyatlarında yürürlüğe konabilecek herhangi bir ek vergi veya ceza, doğrudan elektrik fiyatlarına yansıyarak yine şirketlerin elektrik giderinde önemli bir artışa neden olacaktır. Yukarıda bahsedilen fiziksel ve yasal risklerin yanı sıra, iklim değişikliği Türkiye'deki şirketleri rekabet ve itibar açısından da etkilemektedir. Son yıllarda uluslararası sektöre! örgütler veya yatırımcılardan gelen baskılar nedeniyle ele alınan iklim değişikliği ile mücadele konusu, özellikle genç, eğitimli ve bilinçli tüketiciye ulaşmak için kullanılan bir pazarlama unsuruna dönüşmektedir. Basının konuyu daha detaylı ve sık ele alması sonucu giderek artan kamuoyu bilinci ile iklim değişikliğiyle mücadele konusunun şirketler tarafından rekabet gücü ve itibarı koruma anlamında stratejik bir unsur olarak ele alınmaya başlaması oldukça muhtemeldir. Tıpkı küresel düzeyde olduğu gibi, şirketler için de iklim sisteminin değişimine karşı erken önlem almak oldukça önem arz etmektedir. Zira bu konuyu ertelemenin sonuçlarına örnek olarak, azalan rekabet gücü nedeniyle kaybedilen pazar payı veya yeni yasal düzenlemelere hazırlıksız yakalanan şirketlerin uğrayacağı zararlar verilebilir. 2009 yıLnda geniş bir sektör yelpazesini ve birçok bölgeyi kapsayan çeşitli organizasyonlar ile yürütülen bir anket sonucu yayınlanan raporda, bu şirketlerin sadece %18'inin emisyon azaltımı taahhüdünü öngören bir rejimde bulunmalarına rağmen, yanıt veren 278 şirketin o/o76'sı halihazırda bir karbon yönetim stratejileri olduğunu veya geliştirmekte olduklarını belirtmişlerdir ("The Carbon Management and Offsetting Trends Survey Results", 2009). .... ... Grafik 1. "Şirketinizde Tanımlı bir Karbon Yönetim Stratejisi var mı?" sorusuna alınan yanıtların bölgelere göre dağılımı Kaynak: Bi 'The Carboıı Manageııeııt aııd Ojfsettıiıg Treııds Sıırvry Res11/ts'; EcoSecıırities, Climafe z, Baker&McKeıızie, 2009 Bu sayısal sonuç aslında, ankete katılan organizasyonların, heni.iz etkilerini hissetıneseler bile iklim değişikliğinin risklerine karşı erken önlem alarak olası riskleri en aza indirme isteklerini ve kamuoyunun gözünde imajlarını pozitif yönde değiştirmek ve pazar paylarını arttırmak gibi fırsatların farkında olduklarını anlatmaktadır. Sonuç Ancak insan faaliyetlerinin her alanında benimsenmesiyle başarıya ulaşacak olan iklim değişikliğiyle mücadele konusunda, erken önlem almanın, hiçbir önlem almadan olacakları beklemekten daha az maliyetli olduğu çeşitli raporlarla yıllar boyunca ortaya konulmuştur. Bu gerçeğin gün gibi açık olmasına rağmen uzayan politik tartışmalar yüzünden küresel çaptaki önlemlerin yetersiz kalması, sıcaklık artışının sabitlenmesi için konulan hedefleri ileride çok daha ulaşılması güç yapacaktır. Kyoto sonrası yeni bir uluslararası anlaşmanın aciliyeti dünya gündemini meşgul ederken, şirketlerin iklim değişikliğinin risklerine daim yoğun maruz kalacakları gün gelıneden yeterince hazırlıklı olmaları ve fırsatlarını iyi değerlendirebilmeleri içiı1, küresel müzakerelerin sonuçlanmasını beklemeden güçlü bir Sera Gazı Yönetim Stratejisi oluşturmaları büyük önem arz etınektedir. Kaynaklar ■ Ackemıan, F., "C/imcıte Change: The Cost of Inaction''. SEI-US, Tııfts Uııiversiry, 2009 ■ "Climate Change 5 cenarios -Ivıplicatioııs for Strategic Asset Alloccıtioıı ''. MERCERLLC, ■ Interııatioııal Finance Corpomtioıı, Carboıı Trııst, Pııblic Report, 2011 ■ Sterıı, N., "Sterıı Revieıv on the Econovıics of Clivıate Chaııge''. Canıbridge Universi!J Press: Cavıbridge, United ](jııgdovı, 2006 ■ 'The Carboıı Maııagement aııd Offsettiııg Treııds Sıırvry Res11/ts''. EcoSecıırities, ClimateBiz.ı Baker&McKenzje, 2009. ■ ENERJi DÜNYASI EYLÜL2011 6 7
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=