Enerji ve Çevre Dünyası 89. Sayı (Ekim 2011)

Güncel ■ Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Türkiye'nin Küresel Enerji Stratejisi Hakkında Önemli Açıklamalarda Bulundu "Küresel Enerji Stratejileri Simülasyonu: Türkiye'nin Gelecek 10 Yılı" konulu toplantının kapanış konuşmasını yapan Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, konuşmasında 3 kavramı ele alacağını, bunların birincisinin enerji stratejisi, ikincisinin enerji ekonomisi, üçüncüsünün de enerji etiği olduğunu belirtti. Davutoğlu, "Stratejiyi etikle buluşturamazsak, çıkarlarla değerleri buluşturamazsak bir süre sonra küresel sorunlarla baş başa kalınabilir" dedi. Enerji konusunu tarihsel bir açıdan ele alan Davutoğlu, geleneksel imparatorluklarda enerjide daha çok el üretimine dayalı üretim mekanizmaları ve ticaret yollarının önemli olduğunu, sanayi devrimiyle birlikte enerjinin küresel stratejilerin bir parçası haline geldiğini kaydetti. Davutoğlu, kömürün sanayide kullanılmasından sonra ikinci büyük değişimin enerjideki değişimin, petrolün ve hidrokarbon kaynaklarının devreye girmesinin olduğuna dikkat çekerek bunun 20. yüzyıla damgasını vurduğunu ifade etti. Davutoğlu sözlerine şöyle devam etti: "Diğer bir önemli faktör 2. Dünya Savaşı sonrasında gündeme geldi. Coğrafyaya bağımlı enerji değil teknolojiye bağımlı enerji diye bildiğimiz nükleer teknolojinin gelişimi. Nükleer teknoloji coğrafyadan çok insan üretkenliğine dayalı ve teknolojik kapasiteye dayalı bir enerji çeşidi olarak devreye girdiğinde h.-üresel stratejik rekabet içinde hem hidrokarbon temelli enerji kaynaklarının transferi ve aktarımın hem nükleer teknolojiyle kat edilen mesafe ülkelere stratejik rekabette büyük avantajlar, büyük imkanlar sağlıyor. Önümüzdeki dönemde de 42 ENERJi DÜNYASI EKiM 2011 en azından 2040'a kadar, hidrokarbon kaynaklar küresel enerji kullanımında ana kaynak olarak yerini almaya devam edeceği göz önüne alındığında petrol doğalgaz gibi kaynakların stratejik rekabetin en önemli unsurları olduğunu söyleyebiliriz." Davutoğlu, ülkelerin küresel rekabet içinde yer almalarıyla ilgili değerlendirmede bulundu. Brezilya gibi enerjiyi hem üreten hem tüketen, Rusya gibi hem üreten hem aktaran ülkelerin var olduğunu anımsatan Davutoğlu, aktaran ve tüketen ülkeler içinde Türkiye'nin çarpıcı rolü olduğunu belirtti. Ağırlıklı olarak tüketen ülkelerin de var olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, bu ülkelere de Çin'i örnek gösterdi. Global enerji konumları açısından Türkiye'nin ayrıcalıklı bir konumda olduğunu söyleyen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye, özellikle hidrokarbon enerji kaynaklarının aktarımında belki de en stratejik konuma sahip bir ülkedir. En fazla petrol üreten ve ihraç eden ülkelerin içinde 13 ülkeyi saydığımızda bunların 8'i Orta Doğu havzasında, Türkiye'nin yakın havzasındadır. Biri Orta Asya'dadır Kazakistan, Kuzey Amerika'da Kanada, Latin Amerika'da Brezilya ve Venezuela, Afrika'da da Nijerya'dır. Şimdi bu tabloya bu ülkelerin sıralamasına baktığımızda, Türkiye'nin stratejik konumunun gelecekteki küresel stratejik gelişmelerde ne kadar önemli olduğunu açık bir şekilde gösteriyor. Dünya hidrokarbon enerji bazlı kaynaklar111 %68'i Türkiye'nin yakın havzas111dadır. Petrolün %65'i, doğalgazın %70'i bizim yakın havza olarak gördüğümüz coğrafyadadır." Davutoğlu, İstikrarın Önemine Dikkat Çekti Konuşmasının devamında istikrarın önemine dikkat çeken Davutoğlu: "Biz bu aktarım rolünün sağlıklı yapılması için çevremizde istikrar isteriz. Çevremizde siyasal istikrar olmadığı zaman, bu jeopolitik değerin bir stratejik değere dönüşmesi mümkün olmaz. Biz bundan sonra hem büyük bir ekonomi gibi büyük bir enerji piyasası olarak, hem de büyük enerji piyasalarıyla enerji arzıyla enerji talebi arasındaki bir geçiş ülkesi olarak takip ettiğimiz dış politikayla, çevremizde bu havzalarda istikrarı besleyecek politikaları yürüteceğiz. Dolayısıyla Türkiye, önümüzdeki dönemde de bu enerji hatlarının daha çeşitlendirilerek işletilmesi konusunda lider rolünü üstlenmeye devam edecek" diye konuştu. "Türkiye, nükleer enerjiye geç kalmıştır" Türkiye'nin bir taraftan enerji arzını çeşitlendirmesi, diğer taraftan da nükleer ve yenilenebilir enerji gibi diğer enerji kaynaklarına yönelmesi gerektiğine dikkati çeken Davutoğltı, "Nükleer enerjiye yönelmemizin ana nedeni budur. Türkiye, nük-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=