yeni teşvik kanunu ile 7.3 dolar cent/kWh olarak ayarlanan resmi satış tarifesine %10 zam yapılmış gibi oldu. Bu duruma göre yeni sarış tarifesi, 7,3+0,73= 8,03 dolar cent/kWh olarak algılanabilir. Yasa, yenilenebilir enerji bazlı elektrik üreticilerinden bu fiyatla elektrik alım garantisi verdiği halde, özellikle gündüz ve puant saatlerinde, üreticiler daha çok, piyasaya veya ikili anlaşmalarla sanayicilere ve ticarethanelere daha yüksek fiyatla elektrik satmayı tercih ediyorlar. Büyük Elektrik Dağıtım Sistemleri İhalesi Neden Başarısız? 10 yıldan beri bir riirlü başarılamayan, TEDAŞ'ın elektrik dağının bölgelerinin işletme hakkı devri ihalelerinin, son bir yıl içinde büyük bir kısmı (15 bölge) yeni işletmecilerini bulmuş ve yeni işletmeciler kazandıkları işletme hakkını kullanmaya başlamışlardı. Ancak bu bölgenin en büyüklerinin ihalelerinde (BEDAŞ, GEDİZ, EDAŞ) kazananlar, taahhüt ettikleri devralma bedelini temin etmekte zorlanmışlar ve bazıları ihale teminat mektubunu yakınak zorunda kalmışlardır. Türkiye elektrik tüketiminin yaklaşık %35'ini teşkil eden bu çok büyük dağıtım şirketlerinde şirketler neden bu duruma düşmüştür? Yorumumuzu ortaya koymadan önce, EPDK'dan TEDAŞ'tan ve ÖİB'den deneyimli uzmanların görüşlerini aldık. Bu deneyimli uzmanlar, yaşanan başarısızlığı şu nedenlere bağlıyorlar: ■ Özelleştirme de küresel krizin henüz başlamadığı 2007 öncesi en iyi fırsattı. O aylarda yabancı firmalar çok büyük ilgi gösteriyordu. Büyük bölgeler, çok büyük devir bedelleri gerektiriyor. Bu parayı ancak yabancı yatınmctlar veya yabancı/yerli ortaklıklar sağlayabilirdi. Zamanı yakalayamadık, özelleştirmenin tavı kaçtı. Para bulmak eskisi kadar kolay değil. Nitekim, yerli/yabancı ortaklıklar, bu kadar büyük parayı öz sermayeleri ile sağlayamayınca, (sağlayamayacakları zaten önceden belli idi.) çok güvendikleri yabancı finans kuruluşlarına başvurdular ve dünya'da finans kaynakları eskisi kadar büyük ve akıcı olmadığı için, düş kırıklığı yasadılar. ■ İhalede, devir bedelleri hesabında büyük yanlışlıklar yaptldı. Piyasayı, piyasa yapısını ve dağıtım bölgesinin cash akışını yanlış değerlendiren birinci ve ikinciler, ihale sonrasında yanlışlarının farkına vardtlar. Zaten ihalelerde ortaya çıkan rakamları, bu hesapların duayenleri bile bulamadı. Hesap hatasının farkına varıldığında vakit çok geçti. "Zararın neresinden dönülürse kardır" dediler ve teminat mektuplarını yakmayı tercih ettiler. Bu ortaklıkların bazıları uluslararası finans kuruluşlarına koştular. Bu kuruluşlar da, hesapların abarnlı yaptldığını ve fizibilite raporlarının "bankable" olmadığını fark ettikleri için, "sorry" dediler. Geri çevrilme, teminatlarını yakma kararını tetikledi. ■ Dağıtım özelleştirmelerinde yapılan yanlışların biri de, dağıtım şirketlerine, hem üretim hem de dağıtım yetkisi verilmesiydi. Yetkinin genişletilmesiyle, ihale fiyatının yükseleceği hesaplandı. Üstelik bu yanlış da, hala yürürlükte olan, "4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"na aykırılık arz ediyordu. Dağıtım fiyatında EPDK'nın kontrolü var ama üretim sınırı yok. Aynı bölgedeki üretim şirketleri ile oluşacak haksız rekabet nasıl giderilecekti? ■ ÖİB ihale esaslarını gelir odaklı olarak hazırladı. Realist bir mal sahibi gibi davranmadı. Aynen en yüksek fiyan yakalamaya çalışan, bir değerli eşya müzayedecisi gibi. En yüksek fiyat verene "saaaaattım"! dedi ve sattı. Sattı ama alıcı, parayı ödeyemedi ve teminarını yakarakkaça. Mal da müzayedecinin elinde kaldı. Böylece özelleştirmenin devamı da bir başka bahara kaldı. Dostça ve hoşça kalın. ENERJi DÜNYASI EKIM2011 3
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=