risk altına girdiğini söyleyen Chanturia Hazar'ın, global petrol politikalarının ortasında bulunduğunu vurguladı. Chanturia'nın konuşmasının en çarpıcı yönü ise Tengiz petrolünü taşıyan Novorossiysk hattından Supsa'ya bir hat çekilmesini ve bu petrolün Türk boğazlarından değil, BTC Boru Hattına bağlanarak taşınmasını önermesiydi. "Yapmış olduğumuz analizler ve hesaplamalar en uygun çözümün Novorossiysk'ten başlayıp, Gürcistan'a uzanan ve oradan da BTC hattına bağlanan bir boru hattı inşa etmek olduğunu göstermiştir. Novorossiysk-Supsa-Ceyhan (NSC) bağlantılı boru hattı inşaatının Rus petrol şirketlerine Akdeniz'e Ceyhan'dan muhtemel en düşük maliyetli ve en büyük tankerlere yükleme yapabilecek şekilde petrol taşımasına olanak tanıyacaktır. Rus şirketleri NSC bağlantılı boru hattı projesi uygulamasına aktif olarak dahil olabilirler. Taşınan petrolün satışından elde edilecek gelirlere ek olarak, Rus ekonomisi, NSC bağlantılı boru hattı projesinin gerçekleştirilmesinin diğer olumlu yan etkilerinden de büyük ölçüde faydalanacaktır. Petrolün tankerlerle taşınmasıyla ilgili çevresel endişeler Türkiye'de artmaktadır. NSC bağlantılı petrol boru hattının inşaatı Boğaz sorununu da çözecektir. Bu hat gerçekleşirse Rusya'ya ciddi olarak yılda 500 milyon dolar katkı sağlayacaktır. Bu hat gerçekleşirse, inanıyorum ki Gürcistan'ın Abhazya bölgesindeki sorununa da çözüm getirilmiş olunacaktır." Rus hattının büyük ortağı GIOC'nin Başkanı'nın bu önerisi gerçekleştirildiği takdirde Boğazlar'ın güvenlik sorunu da çözülmüş olacak. Bu arada Hazar'ın statüsünün hala tartışma konusu olduğu dikkate alınırsa, bölgedeki sorunların kısa sürede çözümlenemeyeceği anlaşılıyor. Yine Kazak petrollerinin BTC Boru Hattı'na bağlanması konusunda girişimlerden de söz edilmesine karşın, statü sorunu çözümlenmeden bunun gerçekleşmesi zor görünüyor. Çözümlenmesi beklenen bir diğer sorun da Türkmenistan doğal gazı konusu. Türkmen gazının Türkiye üzerinden batıya pazarlanması yine projeler arasında yer alıyorsa da, Türkmenbaşı'nın konsorsiyumu görevlendirmemesi ve bu konuda ayak diremesi sorunun çözümünü zorlaştırıyor. Bu sorunun nasıl çözüleceğine dair herhangi bir görüş belirtilmediği için Türkmen gazı konusu zihinlerde soru işareti halinde yer almaya devam ediyor. Açılış törenin son konuşmacısı olarak kürsüye gelen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan, Türkiye'nin kalkınmasında enerji sektörünün kritik bir öneme sahip olduğunu söyledi. "Doğal kaynaklarımız yeterli olmadığından, ülkemiz net bir ithalatçı konumundadır" diyen Çakan, Türkiye'nin doğal gaz ithalatındaki payının her geçen yıl artmakta olduğunu belirtti. Enerji Bakanı konuşmasını şöyle sürdürdü: 1.1.1 ECOGENERATION WORLO "Bakanlık olarak sürdürmekte olduğumuz enerji politikalarımızda beş önemli husus öncelikli olmaktadır. Bunlar, sektörün liberalleştirilerek rekabetin artması, sektörün verimliliğinin yükseltilmesi, Türkiye'ye uluslararası enerji koridoru işlevinin kazandırılması, enerji güvenliği için enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve çevre ile yeni enerji kaynaklarına önem verilmesi." Türkiye'nin enerji talebinin sürekli arttığını belirten Çakan, 2020 yılında sektöre 88 bin MW'lık yeni kapasiteler eklenmesi gerektiğini söyledi. Her yıl 3-4 bin MW ilave yatırım yapılması gerektiğini kaydeden Bakan Çakan, bu yatırımların yapılabilmesi için her yıl sektörün 3,5-4 milyar dolarlık finansman ihtiyacı bulunduğunu bildirdi. Çakan, bu finansmanın sağlanması için özel sektör modelleri olan BOT, 80, TOR ve otoprodüktör yatırımlarının geliştirilmesine çalışıldığını, ancak bu dört modelden istenen sonuçların alınamamış olduğunu ifade etti. Konuşmasında Hazar bölgesi petrol ve gaz potansiyelinin önemine değinen Bakan, Bakü-Tiflis-Ceyhan Projesi'nin 21. yüzyılın en büyük boru hattı taşıma projesi olduğunu belirtti ve şöyle devam etti: "Türkiye, jeopolitik konusu itibariyle dünyanın en önemli enerji terminali olma yolundadır. Hedefimiz Hazar bölgesi petrol ve doğal gaz potansiyelinin, doğu-batı enerji koridoru ile yeni kullanıcılara sunulmasını sağlamak, enerji koridorunu hızla tamamlamak, arz güvenliğine yardımcı olmaktır. Böylece bölgede daha ekonomik, istikrarlı ve güvenilir bir yapılanma sağlanacak. Türkiye'nin 21. yüzyıldaki dünyanın en büyük boru hattı projesi olarak yapım çalışmaları hızla devam eden BTC Ham Petrol Boru Hattı Projesi, planlandığı gibi 2005 yılında devreye girecektir." Türkiye'de yeni üretim sahası araştırmaları artırılmalı Kongre süresince düzenlenen çeşitli oturumlarda 21. yüzyılda Türkiye'nin enerji sektörüne özel sektörün katkısı, Avrupa Birliği için Türk doğal gaz pazarının çerçevesini belirlemek, Türkiye'nin petrol ve doğal gaz arama, üretim, yatırım ve işbirliği stratejileri, Hazar bölgesinden Türkiye'ye petrol ve doğal gaz gelişmeleri ve nakliyesiyle dünya enerji pazarı, petrol piyasası konuları ele alındı. Petrolün aranması ve üretilmesi konularının ele alındığı oturumun konuşmacılarından Petrol İşleri Genel Müdürü Yusuf Çelik, Türkiye'deki petrol ve doğal gaz arama/üretim çalışmaları hakkında bilgi verdi. Çelik'in verdiği bilgilere göre 2001 yılında 2.55 milyon ton petrol, 311 milyon metre küp doğal gaz üretimi gerçekleştirilmiş. 1991 yılında Türkiye tüketiminin %20'si yurtiçi üretimden karşılanırken, 2001 yılında bu oran %9'a gerilemiş bulunuyor. Yurtiçi üretilebilir
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=