Güncel O mahkemeler tarafından anlaşılabilecek ve yargıya varılabilecek konular değildir. O mahkemelerde bu alanda hakimlerin kişisel yargılarına göre değerlendirmeler yapılıyor. Normal mahkemelerde enerji alanında adil kararlar almak çok zor. Enerjiyle ilgili özel yetkili ihtisas mahkemeleri uygulamaya sokulmalı" diye konuştu. Son zamanlarda, çevre problemlerinin artmasından ötürü sektörlerinde de sorunlarla karşılaştıklarına değinen Akalın, kamuoyuna bazı çevrelerce yansıtılan çevre problemlerinin bazı durumlarda haklı, bazı durumlarda ise çıkar kaynaklı olduğunu söyledi ve sözlerine "Çevre konusunda çok ciddi sorunlar var. Bu biraz politik biraz çıkar ilişkisine dayalı bir bütün. Bu problemlerin hangisinin haklı hangisi çıkar sebepli olduğunu iyi tespit etmek lazım. Çevre Bakanlığı'nın bu sorunlar karşısında otoriter kanunlar çıkarması lazım" şeklinde devam etti. Ceylan: "Güneşteki sınırlamalar yatırımcıyı korkutuyor" Panelin bir diğer konuşmacısı İTO Enerji Meslek Komitesi Başkanı Ata Ceylan, enerji sektörünün gelişebilmesi için kamunun desteğinin şart olduğunu söyledi ve "Finans piyasaları daralıyor. Kamunun himayesi olmadığı takdirde bu sektörün istenildiği gibi bir ivme kazanması çok zor olacak. Özel sektör kendigayretleriyle yatırım yapmaya çalışsa da kamu bazı finans kaynaklarıyla ilgili girişimlerde bulunmalı. Kamu bu sorumluluğu almalı ve yatırımcı firmalara destek olmalı. Finansı sağlayan taraflara karşı, özel sektörüne hamilik yapmalı" dedi. Ata Ceylan, güneş enerjisi sektöründe uygulanan sınırlamalara da değindi. "Güneş enerjisi alanında uygulanan 600 MW sınırlandırması, yatırımcıyı uzaklaştırıyor. Eğer bu sınırlama olmasaydı birçok yatırımcı bu alana da yönelecekti. Bu sınırlama, gerçek yatırımcı potansiyelinin güneş sektöründen geri adım atmasını sağlıyor. Buradaki sınırlamanın gereksiz olduğunu ve mümkünse yeniden düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum" diye konuşan Ceylan, cari açık ile enerji ithalatı ilişkisinin de üzerinde durulması gerektiğine değindi. Ceylan, konuşmasını, "Özellikle enerji tarımına yapılacak yatırımlar, cari açığı minimuma indirmek için uygun bir yol olabilir" sözleri ile tamamladı. Seçgel: "Yenilenebilir enerji kaynaklarını iyi değerlendirmek gerek" Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Uzmanı Gürcan Seçgel, İklim Değişikliği ve Yenilenebilir Enerji Politikaları isimli bir sunum yaptı. Seçgel sunumunda öncelikle iklim değişikliği ile mücadele politikalarının, enerji verimliliği stratejileri ile birlikte uygulanmasının gerekliliğine değindi. "Fosil yakıtların kullanımı iklim değişikliğine sebep olan en büyük etmenlerden. Atıklarımızın ve metan gazlarının ortaya çıkması arazi kullanımın yanlışları ve ormansızlaştırma da iklim değişikliliğine sebep oluyor. Türkiye'deki sera gazı emisyonunun yüzde 75'inden fazlasını enerji sektörü sağlıyor" diye konuşan Seçgel, "Yenilenebilir enerji kaynaklarımızı iyi değerlendirmeliyiz. Hidrolik santrallerde 2023'e kadar tüm kaynaklarımızı kullanmayı hedefliyoruz" dedi. Ocak: "Arz güvenliği her zaman tehlikede olabilir" Paneldeki konuşmasına, Türkiye'de özel sektörün, enerji sektörüne güçlü bir şekilde dahil olmak için gayret gösterdiğini anlatarak başlayan EPDK Elektrik Daire Başkanı Ahmet Ocak, "Rüzgar ve güneşte ölçümün önce yapılması çok faydalı. Bazı rüzgar santrallerinde tüm çalışmalar yapıldı, ancak ölçümler sonradan yapıldığı için ve yetersiz bir kaynakla karşılaşıldığından lisansları iptal edildi. Bu sebeple ölçümlerin önceden yapılması çok önemli. Arz güvenliği şu koşullarda her zaman tehlikede olabilir. Geleceğe hazırlık için tüm kaynaklardan en verimli şekilde yararlanmak gerekir" dedi. Konuşmasına güneşten enerji üretimine getirilen sınırlamalar hakkında devam eden Ocak, "Elektrik üretimini, maliyetler ve fiyatın tüketiciye yansıması açısından her yönden düşünmeliyiz. Güneş enerjisi ile elektrik üretmek pahalı bir sistem. Daha ucuz kaynaklardan enerji almak varken neden daha pahalı bir kaynaktan yararlanalım" diye konuştu. Çetin: "Uzun vadeli planlara optimum üretim maliyeti" Enerji politikaları, enerji verimliliğinin içindeki bir puzzle parçasıdır şeklinde sözlerine başlayan ETKB Enerji İşleri Genel Müdürü Mustafa Çetin ise düşüncelerini, "Bütünün tamamını görmemiz gerekiyor. Bugün sadece yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanırsak tüm kaynakları değerlendirsek dahi arz güvenliğini sağlamamız mümkün olmuyor. Asıl yapılması gereken uzun vadeli planlar yaparken optimum bir üretim maliyeti ile nasıl bir kaynak çeşitliliği yaratabiliriz onu düşünmektir. 'Nükleer enerjiye karşıyım, Hidroelektrik santrallerine karşıyım, rüzgar türbinlerine bile karşıyım' derken, çevrecilerin bir de enerjide arz güvenliğini düşünmesi gerekiyor. Bu bakış açıları puzzleın tamamını görmeye engel olan en önemli faktördür" şeklinde ifade etti. Rüzgar enerjisinde, türbinlerin radarlara etkisinin araştırıldığı çalışmalarda aksaklıklar olduğunu belirten Çetin, en kısa zamanda bu çalışmaların hızlandırılarak, problemlerin çözüleceğini söyledi.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=