Enerji ve Çevre Dünyası 91. Sayı (Ocak-Şubat 2012)

Söyleşi O Sonuç olarak ben EPDK'nın "devrim yaptık" cümlesini çok anlamlı buluyorum. Bu güneş enerjisi için çok büyük bir gelişme. Şöyle düşünün, diyelim bir otel işletmecisine; "Sen elektrik paranı ödemeye devam et, hatta ne kadar elektrik parası ödüyorsan, onun yüzde 1 altını ver, 8-1O yılda kendini amorti eden bir sistemle, sonraki 20 yıl boyunca da elektriğin bedava olacak" diyeceksin. Kim itiraz eder ki bu sisteme? Peki 500 kW ve altı, güneş enerjisinin gelişimi ve kullanımı için yeterli bir kapasite mi? Bu dağınık güçlerin bir araya gelmesiyle beraber, biz ufak bir hesaplama yaptık. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yaklaşık 5 milyon konutun kentsel dönüşüm çerçevesinde yenileneceğini ifade ediyor. Bu aşamada şöyle bir düşündüğünüzde, dönüştürülen her bir konutun çatısına sadece I kW'lık bir güneş paneli koysak bile, Türkiye'nin güneş enerjisi kurulu gücü 5 GW'a ulaşıyor. Kentsel dönüşümün içerisinde bu yönetmelikten de yararlanarak, güneş enerjisinden faydalanabilirsek çok iyi olur diye düşünüyorum. Kurulan panellerin apartmanların ne kadar enerjisini karşılayacağı hiç önemli değil, burada önemli olan, bir anda Türkiye genelinde 5 GW'lık bir santralin kurulmuş olması. Bu durumda, 5 milyon bina çok küçük bir oranda olsa bile elektrik üreticisi olabilecek. Dolayısıyla bunun çok büyük bir açılımı da olaiçin önündeki bir engel bence. Güneşin Baba" diye bir marka türettim. Bir e-mail petrol gibi dünyada sadece birkaç ülkeye ait toprak- "Kentsel dönüşüme uğrayan her binanın çatısına sadece I kW'lık bir güneş paneli koysak, Türkiye genelinde 5 GW'lık bir santral tartışma grubu oluşturdum ve şu anda grubun 8 bin kişilik bir üye topluluğu tan çıkmıyor olması, gelişimini engelliyor diye düşünüyorum. Dolayısıyla işin içine başka politik ve ekonomik kavramlar giriyor, bunun da var. Şimdi bunu profesyonel bir ortama getirdik ve hiçbir ticari şirketin aktivitesinin duyurulmayacağı, sivil platformuluslararası ilişkilerde oldukça normal karşılan kurulmuş olur." da bir tartışma ortamı yarattık. Yahoo Group'u ması gereken süreçler olduğunu düşünüyorum. İlişkiler çok iç içe geçmiş çünkü. O yüzden "Enerji ithalatımız büyüdü. Haydi güneşe destek verin" gibi karşı çıkışları tek başına anlamlı buluyorum. Zaten karar vericiler de sizin bu yaptığınız 4 işlemi yapıyordur ve eğer şartlar ve durumlar uygun olsa, teşviği verirlerdi. Neden güneş enerjisini teşvik verilmiyor diyen, sektöre bir şekilde giren ve sonrasında çıkan birçok firma var. T üm dünyaya baktığımızda, en sürdürülebilir desteklerin Japonya, Almanya ve ABD gibi ülkelerde olduğunu görüyoruz. Çünkü buralarda sivil toplum örgütleri çok güçlü ve bu örgütler hükümetler ile bu alandaki son kullanıcılar arasında çok etkili arayüzler oluşturmuşlar. Türkiye'de bu alanda büyük bir eksiklik var bence. Enerji sektöründe dernekler söz konusu olunca, 30 tane şirketin bir araya gelerek, lobi yapmak için kurkapatarak, şu anda dünyada iş dünyasına ait en büyük sosyal network olan Linkedin'de bir grup oluşturduk. İlk iki gün 500 üye sayısını geçtik ve çok yakın bir zamanda 5-6 bin kişiyi göreceğiz diye tahmin ediyorum. İşin güzel tarafı, grup içerisinde yabancılar da var, zaten tartışma dilini o yüzden İngilizce yaptık. Grup, aktif bir şekilde güneş enerjisindeki gelişmeleri ve mevzuatları tartışacak, doğru uygulama nasıl yapılmalıdır? Montaj için ekibimiz var mıdır, yok mudur? Devletin politikaları doğru mudur? Yanlışsa, neler çözüm önerileri olabilir gibi tartışmaların olduğu bir medya olacak. Aslında bunu, sivil toplum örgütü ruhunun sosyal medyada oluşturulması gibi düşünebiliriz. Belki ileride tartışmalar sonucu çıkan raporları bakanlıkla, EPDK ile de paylaşabiliriz. Dolayısıyla sosyal örgütlenmenin de bu şekilde yayılacağını düşünüyorum. Bence dernekler de bu yöne ayak uydurmalı ve bu mecralara kaymalıdır diye düşünüyorum. cak, mesela 5 milyon binaya bu sistem- dukları örgütlenmeler gibi işlememesi leri satacak, bunun reklamını yapacak, montajını yapacak ve bakımını yapacak insanlar olacak ve bunların hepsi bir pazar oluşturacak. Böyle bir uygulama, büyük ölçekli 30-40 MW'lık santrallerde sağlanması mümkün olmayan bir istihdam yaratabilir diye düşünüyorum. Güneş hiç bitmeyen ve her yerde olan bir enerji kaynağı. Peki neden gelişemiyor sizce? Aslında bu sorunun yanıtı, sorunun kendisinde gizli gibi. Güneşin her yerde ve bolca olması, bu kaynağın gelişmemesi 82 ENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI ocAK-ŞuBAr 2012 lazım. Güneş enerjisinin aydınlatma, seracılık, otelcilik gibi birçok farklı alanda kullanımı mümkün. Dolayısıyla tüm bu alanları da kapsayan, ortak ve doğru bir platform oluşturmak gerekiyor. Bunu şu ana kadar pek beceremedik, zaten benim de tüm çabalarım bu yönde. Peki siz sektörün içinden biri olarak neler yapıyorsunuz? Yaklaşık 3 yıl önce, dünyadaki örneklere bakarak, ticari kimliğimden sıyrılıp daha bağımsız olarak ve o kimlikle de insanlara doğru bilgi vermek amacıyla "Solar Şirketiniz iRES Enerji hakkında da bize bilgi verebilir misiniz? iRES Enerji'nin açılımı; İngilizce olarak lntelligent Renewable Energy Systems, yani Akıllı Yenilenebilir Enerji Sistemleri. iRES'in değişik bir yapılanması var, bağımsız bir şirket olmamıza karşın Almanya'nın en büyük mühendislik şirketlerinden biri olan Phoenix ile exdusive anlaşmamız var ve şu anda tüm finansal desteğimizi onlardan alıyoruz. iRES olarak, henüz inşası tamamlanmamış binalardaki güneş enerjisi sistemle-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=