Enerji ve Çevre Dünyası 91. Sayı (Ocak-Şubat 2012)

riyle özel olarak ilgilenmeyi planlıyoruz. Böylelikle işin mimarisine önceden müdahale etme şansınız olabiliyor. Ayrıca mimari çözümlerin gerektiğinde faydalı modellerini patentini alıp, biz üretmek istiyoruz. Örneğin şu anda bir güneş paneli ayağı tasarlıyoruz, çünkü kullanılan ayaklar, yurtdışındaki evlerin çatılarına göre uyarlandığı için T ürkiye'deki çatılara bazen oturmuyor. Bu durumda bazı ekipmanları yerelleştirmek gerekir diye düşünüyorum. Dolayısıyla kendi ürünlerimizi kendimiz üretmek istiyoruz. Bir ortağımızın da bu konularda çok deneyimli bir mimar olması büyük avantaj. İkinci bir üretimimiz ise, data toplama sistemi ile ilgili olacak. Türkiye'de bir sürü sistem kuruldu ama veri iletimi ve bu verileri depolayan bir sistem olmadığı için, güneş panellerinin ne ürettiği hala bilinmiyor. Şöyle açıklayabilirim; örneğin bir otelde kullanılan tüm paneller o ay ne kadar elektrik üretti? Neden az üretti? gibi tüm dataları monitör edebileceğimiz ve muhtemelen Turkcell ve Vodafone'u da içine alabileceğimiz bir sistem düşünüyorum. Kullanıcı tek bir ekrandan ne kadar elektrik üretildiğini ve ne kadar tüketildiğini görebilecek. Yurtdışında benzer sistemler var ama burada da bu sistemleri yerelleştirmek zorundayız. Ayrıca Android ve lphone için iki ayrı mobil sistem kurguluyoruz ve sistemi bir aplikasyon haline getireceğiz. Akşam müşterileriyle yemek yiyen bir otel sahibi, bakın otelim ne kadar elektrik üretiyor diye müşterilerine gösterebilecek. Durup dururken müşteriye kendimi denetleme şansı tanıyorum ama öyle olması gerekir diye düşünüyorum. Uygulama aşamasında neler yapacaksınız peki? 5 tane pilot ama ses getirecek uygulamamız olacak. ilk olarak Özyeğin Üniversitesi'nin çatısına güneş enerjisi paneli kuracağız. İkinci bir sistemi de Küçükçiftlik park konser alanına kuracağız. Oraya her sene gelen 500-600 bin kişiye dağıtılan broşürlerle kullanımı artırmayı ve yaygınlaşmayı hedefliyoruz. Diğer bir uygulamamızda ise, Türkiye'de ilk defa Bakırköy'de bir ilköğretim okulunun çatısına güneş paneli kurmayı planlıyoruz. Gerçi biz burada tamamen çocuklar için hazırlayacağımız kitapçıkla ilgileniyor olacağız. Güneşten elektrik nasıl elde edilir? sorusunun cevabını ilkokul öğrencilerine anlatmış olacağız. Ayrıca Antalya'da içinde yaşanan ilk gerçek ekolojik evin çatısına bir güneş paneli yerleştireceğiz. Son olarak da Antalya'daki Güneş Evi projesinin ikincisini yine Özyeğin Üniversitesi'nin Çekmeköy kampusüne kurmayı planlıyoruz. Üniversitenin içerisinde olması güzel olacak, mimarlık ve enerji gibi tüm sektörlere hitap edebilecek, seminerlerin organize edildiği, tüm sistemlerin de görülebileceği bir bina haline gelecek. Muhtemelen Nisan-Mayıs gibi başlarız ve tahminen I sene sonra faaliyete başlamış oluruz. Tüm bu projelerde ise yine veri tabanı sistemini uygulayacağız. Ayrıca yapılan uygulamaların her aşamasının videolarını çekip, internetten yayınlamayı düşünüyoruz. Böylece, yanlış yapılan bir uygulama varsa, insanlardan fikir alabileceğiz ve kendimizi geliştirebileceğiz. Kopyalansak dahi, sektörün sağlıklı gelişimi için bundan rahatsızlık duymayacağız. Kısaca, iRES Enerji olarak, 20 l 2'de 500 kW kurulum yapmak istiyoruz. Hedefimiz bu yöndedir. Güneş paneli üretimi hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce Türkiye bu alanda da kendini geliştirecek mi? Şu anda dünyada yaklaşık 800 tane güneş paneli üreticisi var. Ancak marka bilinirliğini ve müşteri güvenini sağlamak çok önemli, dolayısıyla bu üreticilerin sayıları her geçen gün azalacak. Açıkçası ben yerli panel üretimini de bugünkü durumuyla çok desteklemiyorum. Çünkü bir Alman şirketi size bir makine satıyor, siz Çin'den bir hücre alıyorsunuz Söyleşi O ve o makinenin içine sokuyorsunuz. O makinenin çıktısı da güneş paneli oluyor. Güneş paneli yapmak, o değer zincirinin son yüzde 5'ini yapmaya denk düşüyor ve ancak o kadar katma değer yaratabiliyorsunuz. Önemsiz değil mutlaka ama bu işin daha kolay ve değerli yöntemleri var diye düşünüyorum. Bence bu işin tek mantıklı işleyişi şöyle olmalıdır: Yurtdışındaki büyük üreticilerle, bizim yerli ve büyük enerji şirketlerimiz yarı yarıya bir ortaklık gerçekleştirerek ve en az 600-700 ya da 1000 MW kurulu gücünde PV üretim tesisi kursunlar. Böylelikle Türkler de yavaş yavaş sistemi öğrenecek, bu işin Ar-Ge'si yapılarak, panellerin verimliliği artırılacak ve bununla beraber teknoloji transferi de yapılmış olacak. Biz uzun yıllardır Sharp ile çalışıyoruz, onlar ilk güneş panelini 51 yıl önce üretmişler. O yüzden onların geldiği noktaya şu an için ulaşmak zor. En iyisi onların koluna girip, o koşuya onların şu anda bulunduğu yerden devam etmektir. Bir de yabancı üreticiler ürünlerine 25 yıl garanti veriyor, yerli üreticiden alınan bir panelde herhangi bir arıza meydana geldiğinde I O yıl sonra o üreticiyi bulup bulamayacağımız şu an için meçhul bir durum. Bu aslında yapılan teşviklerle birlikte yerli üreticinin gelişmesini de sağlayan iç içe geçmiş bir süreç değil mi? Kullanım artarsa, yerli üretim pazarı da büyümez mi? Mutlaka öyle gelişen bir süreç olacak ama o zaman gerçekten güvenilir ve büyük elektrik/elektronik konusunda tecrübeli markalar güneş enerjisi pazarına adım atacaklar ve pazar onlarla büyüyecek. O büyük firmaların da dağıtım ağı ve servisi de sorunsuz çalışacağı için pazar çok daha hareketli olacak ve gelişecek. Küçük firmalar da bu işin montajını üstlenerek belki mühendisliğini yapıyor olacak ama şu an için üretim aşamasında küçük firmaların hiçbir şansı yok. ENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI ocAK-ŞUBAT 2012 83

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=