Güncel O konuştu: '�B müzakere sürecinde 2009 yılının Aralık ayında açılan çevre faslı, önemli bir gelişmedir. Türkiye'nin Avrupa ile ilişkileri diğer alanlarda sıkıntıda bulunabilir ancak şundan emin olunuz ki çevre konusu sürecin en ilerisinde olduğumuz alanlardan biridir. AB'ye adaylık sürecinde çevre, çoğunlukla en son açılan fasıllardan biri olur. Oysa Türkiye, önce çevre faslını açarak adaylık sürecini başlatmıştır. Bir diğer önemli gelişme ise 5 Şubat 2009 tarihinde TBMM'de onaylanan Kyoto Protokolü'dür. Pek çok ülkenin, içerdiği ağır yükümlülükler sebebiyle onaylamaktan imtina ettiği, son olarak da Kanada'nın imzasını geri çektiği ve çevre konusunda fevkalade ağır düzenlemeler getiren bu protokol, ülkemizde 3 yıldır yürürlüktedir. Bu iki gelişme çevre konusunda yüksek standartlar getirmesi açısından kritik önemdedir. Nitekim bu gelişmelere bağlı olarak çevreye karşı işlenen suçların Türk Ceza Kanunu kapsamına alınması; önemsenmesi gereken ve Türkiye gibi dünyanın da bu noktaya gelmesinin kolay olmadığı, bir sürecin işaretidir". "Yaklaşık 60 Milyar Avroluk Yatırım Yapılması Gerekiyor." Makedonya, Hırvatistan, Kırgızistan, Avusturya ve pek çok ülkeyle çevre, doğa koruma ve metodoloji alanlarında ikili iş birliği anlaşmaları imzalandığını vurgulayan Kaya sözlerini şöyle sürdürdü: "Ortak eğitim, konferans, sempozyum yapılması, toplantılar düzenlenmesi karşılıklı personel değişimi ve bilgi paylaşımı, ortak araştırmalar yapılması da bu anlaşmaların içerisinde yer alıyor. AB muktesabatının çevre faslı ile ilgili düzenlemeler de komisyonumuzun görüşleri alımının içerisinde bulunuyor. Türkiye bundan sonraki çevrenin korunması faaliyetlerini, doğal olarak AB'nin kabul ettiği modeller doğrultusunda yürütmek zorunda. Ülkemizin kendi şartlarıyla küresel gelişmeleri harmanlayarak özgün bir çevre koruma modelini oluşturması yönünde önemli ilerlemeler kaydedildiğinin altını çizmek isterim. 2023 yılına kadar su, atık su, endüstriyel kirlilik ve doğal koruma gibi başlıklar altında yaklaşık 60 milyar avroluk bir yatırım yapılması gerekiyor. Bunun 9 buçuk milyar avrodan fazlası da atık sektörü ile ilgili. Bir başka ifade ile çevre konusunda AB standartlarını hayata geçirebilmemiz için Türkiye, gayri safı milli hasılamızın binde ?'si düzeyinde bir yatırımı yapmak zorunda." "Türkiye-Avrupa Birliği Çevre Fasılları Müzakerelerinde Gelişmeler ve Bu Gelişmelerin Sektöre Olan Etkileri" IWES 2012 öncesi yapılan Organizasyon ve Danışma Komitesi toplantısının son bölümünde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Abdurrahman Uluırmak "Türkiye-Avrupa Birliği Çevre Fasılları Müzakerelerinde Gelişmeler ve Bu Gelişmelerin Sektöre Olan Etkileri" başlıklı bir sunum yaptı. Uluırmak'ın yaptığı sunumdan özet kesiti sizlerle paylaşıyoruz AB bir uyum sürecidir ve bu süreçte epeyce bir mesafe aldık. Sunumumda, genelde Türkiye-AB ilişkilerine değineceğim. AB üyeliği adaylık sürecinde aday ülkelerde en son açılan fasıl olmasa bile en son kapanan fasıl çevredir. Sebebi de ciddi yatırımları, ciddi zihinsel dönüşümleri gerektiren bir fasıl olmasıdır. 3-1 1 Nisan 2006'da birinci tarama toplantısında, AB bize çevre mevzuatını anlattı; biz de onlara çevre mevzuatına ilişkin olarak ülkemizdeki durumu anlattık. Burada bir boşluk vardı ve tabi ki bu boşluğa dayalı olarak AB Komisyonu bir rapor hazırladı. AB bu raporda açılış kriterlerini bize sundu. Açılış kriterlerinde önemli olan AB çevre mevzuatını kabul etmeniz ve bazı konularda ayrıntılı strateji hazırla38 ENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI Nisan2012 manızdı. Bunlardan en önemlisi de atık konusuydu. Atık konusunda ulusal bir stratejinin hazırlanması istendi. Sadece bizim bakanlığımız değil diğer bakanlıklar da bu sürecin içerisinde vardı. En sonunda çevre faslı müzakerelere açıldı. Şu ana kadar, çoğunluğu direktif bazı önemli konular tüzük haline getiriliyor. Tabiri caizse tüzüklerin noktasına, virgülüne dokunamıyorsunuz. Bunları ülke mevzuatına aktarmanız gerekmiyor; doğrudan uygulama isteyen bir mevzuat. "2007-2023 Yılları Arasında 58 Milyar Avro Yatırım İhtiyacı Belirledik" Stratejimizi hazırladıktan sonra yatırım ihtiyacını da belirledik. Özellikle yatırım gerektiren direktiflere uyum Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı sağlamanız için bu gerekli. Bunun sonucunda 2007-2023 yılları arasında 58 milyar Avro yatırım ihtiyacı belirledik. Şu anda bizim Devlet Planlama Teşkilatı'na sunmuş olduğumuz ve kabul edilmiş olan bir yatırım projemiz var. Bu (UÇES) Ulusal Çevre Eylem Stratejisi'dir. Bunu güncelleyeceğiz. Çünkü 58 milyar Avro diyoruz ama 2007'den bu yana çok önemli miktarlarda bu yatırımlar gerçekleşti. Muhtemeldir ki bu rakam biraz daha düşecektir.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=