Enerji ve Çevre Dünyası 93. Sayı (Nisan 2012)

ICCI 2012 O vik fiyatlarının birçoğu geri çekilmeye başlıyor, çünkü bu fiyatlar sürdürülebilir olmuyor.Sürdürülebilir olmayan projelere verilen teşvikler ise bütçeye belli bir yük getiriyor. Tabii bu konuya başka bir açıdan da bakmak mümkün; teşvikler elbette devlet bütçesine ekstra bir yük getiriyor ama yurtdışından doğalgaz alırken verdiğiniz ücret çok daha büyük maliyetlerin ödenmesine sebep oluyor. O yüzden yenilenebilir enerjiye yönelmek aslında daha mantıklı bir strateji. Başka bir açıdan da, devlet bir yandan enerjide arz güvenliğini sağlamak istiyor, "yurtdışına çok bağımlıyız, yurtdışından enerji ithalatını engellememiz lazım" diyor, bir yandan da hala doğalgaz lisansı veriyor. Oysa ki daha kuwetli desteklerle yenilenebilir enerjinin momentumunu yükseltip, satın alınan enerji kaynaklarının rolünü hafifleterek dengeyi sağlamak mümkün olabilirdi. Çünkü yenilenebilir enerji tamamen yerli bir kaynak, yurtdışı ile hiçbir bağımızın olmadığı bir kaynak. Bu alana yapılacak olan yatırımlar tamamlandıktan sonra -örneğin İspanya'da, rüzgarın iyi olduğu günler, elektriğin tamamı yenilenebilir kaynaklardan karşılanıyor. Sadece güneş ve rüzgar enerjisinin gücü ile doğalgaz daha bile mantıklı. Ancak yine de zaman geçiyor ve güneş enerjisine yönelmek için çok vakit kaybediyoruz. Şimdi başlayıp 5 bin MW güneş enerjisi gücüne ulaşmak varken, bu hedefi I O seneye yaymak, talep artışından doğan ve kapanması gereken enerji açığı farkının yine konvansiyonel yöntemlerle karşılanmasını da gerektiriyor. Bu strateji ile de cari açığı kapatma yönündeki hedef için hiçbir ilerleme kaydedilemiyor. Türkiye'deki yenilenebilir enerji alanındaki teknolojik ilerlemeyi ve yerli katkının kullanılma oranını nasıl görüyorsunuz? Rüzgar türbinlerinin kulelerini Türkiye'de üretiyoruz, kanatları da üretiyoruz. Gerekirse türbinin jeneratörünün montajı da Türkiye'de yapılabilir ama bu da bir tartışma konusu. Çünkü üreticilerin yurtdışında bir sürü atıl kapasitesi varken gelip Türkiye'de bir tesis kurmaları çok anlamlı değil. Önemli olan montaj yapmak değil, zaten ülkemizde yerli montaj gücüne sahibiz. Ancak türbin teknolojisinin Türkiye'de oluşması da büyük yatırım ve vakit alacak. Bunun için bence biraz geç kaldık ama başlamak işin yarısıdır, şimdi bu çalışmalara başlanırsa bir yerlere gelinebilir. Ancak bu işin yolu ve petrole ihtiyaç duyulmadan tüm yurtdışı firmalarının gelip burada tesis enerji talebi giderilebiliyor. Bu durum da elbette bütçe açısından çok büyük bir rahatlama imkanı sağlıyor. Türkiye'de şu an maalesef güneş enerjisine yatırım yapılamıyor, çünkü henüz fizıbıl değil. İlerleyen yıllarda fiyatların düşeceği ve fizıbıl duruma geleceği doğru, ancak günümüz piyasa şartlarında yatırımcılara pahalı geliyor. Yatırım için ortaya koyulan para ile elde edilen kar birbirini tutmuyor. Yatırımcının sermayesini gidip herhangi bir bankanın faiz sistemine yatırması güneşe yatırmasından 68 ENERJi ve ÇEVRE OÜNYASI NISAN2012 kurması mı, emin değilim. Güneşte de teşviğin çok yüksek olacağı beklenirken bir çok yatırımcı Türkiye'de güneş hücresi üretme fabrikası kurmak istiyordu ama o projelerin hepsi şu anda rafa kalktı. Şu anda yine yurtdışı şirketlerinden ithal ediyoruz ama bu teknolojilerin montajını Türkiye'de bu da önemli bir gelişmedir, ancak asıl hedefimiz bu olmamalıdır. Bence en önemli teknolojik ilerleme, üniversiteler seviyesinde ya da teknolojiye yatırım yapan şirketlere devletin katkısı ile olur. Bu konuda devletin katkıları var, teknoloji konusunda lider şirketlerimiz de var. Üniversitelerimizde de artık yavaş yavaş bu konuya bir yönelim başladı. Bu destek biraz daha kuwetlenirse o zaman kendi kendimize bir yöntem geliştirerek çok daha emin adımlarla ilerleyebileceğimizi düşünüyorum. Türkiye'nin 2023 hedeflerini baz alırsak, şu anda içinde bulunduğumuz durumu nerede görüyorsunuz? Türkiye'nin 2023 için önemli bir hedefi var. Mesela TÜREB 2023 hedefleri için bir yol haritası belirlemeye gayret ediyor. Biz de TÜREB'in çalışmalarına katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Bildiğim kadarıyla 2023'te 20 bin MW rüzgar santrali kurulmuş olacak. Şu anda 2 bin MW güce sahip değiliz. Bu demek oluyor ki 2023'e kadar her yıl senede 1800 MW yatırım yapmamız gerekiyor. Her yıl bu miktarda yatırım için yaklaşık 200 milyar avro sermayeye ihtiyaç var. Bu çok ciddi bir kaynak ve Türkiye'de yok. Yurtdışından gelecek yatırımcılardan bu kaynağı sağlamamız gerekiyor. Bunun yolu ise yatırımları daha cazip kılmaktan geçer. Şu andaki teşvik fiyatları yeterli değil. Elektrik piyasasındaki fiyatlar da çok oynak olduğu için yatırımcıda tedirginlik yaratıyor, yabancı kaynağı çekmek zor oluyor. Bu noktada lisans mekanizmaları da biraz karmaşık. Mesela rüzgar santralleri için yarışma usulü getirildi. Kendi içinde bir mantığı var ama zaten teşvik az diyoruz bir de katkı payı ödediğiniz zaman o proje yapılabilir olmaktan çıkıyor.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=