Enerji ve Çevre Dünyası 94. Sayı (Mayıs-Haziran 2012)

nağı sağlıyor-örneğin elektrik yükü giderek büyüyen T ürkiye gibi bir piyasadaki yeni tesis kurulum fırsatları, nispeten daha durgun olan Batı Avrupa enerji piyasalarına göre büyük ölçüde tezat oluşturuyor. Bununla birlikte, genel santral karmasının içerisine yenilenebilir enerji kaynaklarının eklen- "' "' "' mesi ve entegre edilmesi durumunda ortaya çıkan potansiyel lOU 2014 lOU 2011 2010 ıon 1024 lOJI 20U ıoıo ıon 21)14 lOH sorunlar hakkında ve özellikle de esnek bir şekilde işletilebilen santralleri (mesela doğalgaz çevrim santrallerini) nasıl yöneteceğine dair Türkiye'nin Almanya ve İtalyagibi ülkelerden öğreneceği çok şey var. Türkiye piyasasına genel bakışımızı henüz yeni yayınladık, arzu edenler www.ventyx.com sitemizden vardığımız ana sonuçların özetini de içeren web yayınımızın bir kopyasını indirebilirler. Türk Enerji Piyasası için, kısa vadeden orta vadeye araştırmanızın ortaya koyduğu başlıca sonuçlar nelerdir? Halen inşaatı devam eden pek çok santral, özellikle de hidroelektrik santrali olduğundan ( 1 5- 1 6 GW civarında), Türk piyasası, tedarik konusunda kısa vadede nispeten iyi durumda olacak. Rezerv oranları ve santral yük katsayıları nispeten sağlıklı bir seviyede seyrediyor. Orta vadede toplam üretimde hidrolektrik enerjinin daha büyük bir paya sahip olmasını beklediğinizi belirttiniz; bu yöndeki gelişime bağlı olarak ne gibi riskler görüyorsunuz? Hidroelektrik santrallerden ne kadar elektrik sağlanacağı hava şartlarına göre değişiklikgösterir; daha açık bir ifadeyle, bunu yılın ne kadar kurak veya yağışlı geçtiği belirler. Hidroelektrik santrallere karşı artan bağımlılık, enerji piyasası fiyatlarındaki belirsizliği artıracaktır, öyle ki yağışlı geçen bir yılda fiyatlar düşecek (talebi karşılamak için daha ucuz üretim imkanı mevcut olacak) ve kurak bir yılda ise elektrik üretiminin gerçek maliyeti yansıtılarak fiyatlar artacaktır (örneğin doğalgaz santralleri gibi daha pahalı olan santraller üretim yapmak zorunda kalacak). Öngörünüz yenilenebilir enerji kaynaklarının (ki bunun büyük bir kısmını hidroelektrik enerji oluşturuyor) 2023 yılında talebin %33'ünü, 2036 yılından itibaren de %37'sini oluşturacağını gösteriyor. Bu iddialı bir varsayım değil mi? Türkiye'de yenilenebilir enerji santrali kurmak için büyük bir potansiyel var. Özellikle geniş su kaynaklarının buna katkısı büyük. Hükümet hedefleri ve fiziksel potansiyelle karşılaştırdığımızda bizim varsayımlarımız mütevazı kalıyor. Öngörülen dönem boyunca 36GW civarında büyük hidroelektrik santral, 23GW civarında rüzgar ve 3,6GW fotovoltaik (PV) santral kurulacağı varsayılıyor. Eğerdoğru teşvikler uygulanırsa rüzgar ve PV santrallerin kapasitesi artırılabilir. Yaklaşık 25GW kurulu PV santrali olan Almanya'ya bakın; Türkiye'nin bundan çok daha büyük bir potansiyeli var. Hali hazırda Türkiye'de inşaatı devam eden birçok santral var; piyasanın ne zaman yeni girişlere ihtiyacı olacağını düşünüyorsunuz? Türkiye'de yeni enerji santrallerinin ■ P,.:ırol Yemkncbılır ■ Doğalgaı: Lin)ıt ■ Kömür ■Hıdro ■ NUklc-cr Söyleşi O kurulması göz ardı edilemez bir ihtiyaç; inşaat halindeki santraller sadece önümüzdeki iki üç yılın rezervlerini oluşturmaya yardımcı oluyor. Yeni santraller kurulmadığı takdirde rezerv oranları 201 5/6'da geriliyor ve 2020'den itibaren sıfıra iniyor. Doğalgaz Kombine Çevrim Santralleri için öngörünüz? Kısa ve orta vadede, öngörümüz Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali türündeki girişleri destekliyor; gelirleri ve yük katsayıları sağlıklı. Yine de, inceleme döneminin sonuna doğru, nispeten ucuz marjinal maliyetle değişiklik göstermeyen üretim şekillerinin (özellikle nükleer ve yenilenebilir enerji) katılımıyla, Doğalgaz Kombine Çevrim Santralleri rekabet güçlerini kaybediyor. Bu sonuçlar sizin öngoru referans modelinizi yansıtıyor; Türkiye'de yeni kurulmuş bir santrali değerlendirirken dikkat edilmesi gereken riskler ve hassas noktalar nelerdir? Türkiye enerji piyasasında birçok belirsizlik olduğuna kesinlikle katılıyoruz. Bunların en önemlilerinden biri, talep artışındaki belirsizlik ve bununla beraber kaynak karması, fiyat seviyeleri ve Kombine Doğalgaz Çevrim santrallerinin karlılığı üzerinde gerçek bir etkisi olacak faktörler. Orta vadede, gaz tedarik riski varlığını sürdürecek. Türkiye varsayılan nükleer ve/veya yenilenebilir kapasiteye ulaşamayabilir. Gelişen interkonnekte ağ, uzun vadede, sabit üretim yapamayan santrallerin işine yarayabilir. Emisyon Ticaret Sistemi'nin (ETS) bir parçası haline gelen karbon mevzuatının ortaya çıkışı piyasa dinamikleri üzerinde kayda değer bir etki yaratabilir, örneğin fosil yakıt santrallerinin rekabet gücünün düşmesine sebep olabilir. ENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI MAvıs-HAZIRAN 2012 1 O 1

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=