Bakan Yıldız, "Dünyada doğalgazın dört ana eksende dağıtımının sağlandığını ve fiyatlandırmanın da buna göre yapıldığını unutmamak lazım. Geçen hafta Katar'daydık, oradaki enerji piyasasının dünyadaki yapılandırılmasına baktığımızda enteresan sonuçlar görüyoruz. Amerika'nın Türkiye'nin yarısı fiyatında olduğunu ama aynı zamanda beş katı fiyatla da Japonya ve uzak doğuda satıldığını biliyoruz" şeklinde konuştu. Dünyadaki talep artışının kaynaklarına göre dağılımına bakıldığında, Türkiye'deki enerji yapılanması açısından dikkat çeken rakamlar olduğunun altını çizen Yıldız, akaryakıtın yüzde 14, doğalgazın yüzde 50, kömürün yüzde 30, nükleer enerjinin yüzde 61, hidro elektrik kaynaklarının yüzde 47, rüzgar, yenilenebilir ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının ise yüzde 550 kat civarında artacağını öngördüklerini ve enerji kaynaklarıyla ilgili stratejilerinin doğru yönde gittiğini ifade etti. "STK'lar örgütlenmeli" Bakan Taner Yıldız ayrıca, sivil toplum örgütlerine düşen görevler olduğunu aktararak "Bugün bir kısım iyi niyetli, tencere-tava çalan vatandaşlarımızın yanında, manipülatif hatta spekülatif şekilde müdahale edenlere karşı sivil toplum örgütleri gücünü kullanmak durumundadır. Çünkü bizim her yerli kaynakla alakalı gerek hukuki açıdan gerekse başka bir gerekçeyle yarım bıraktığımız yatırımlarımız, tarafımıza yol su elektrik olarak dönmüyor, ithal enerji olarak geri dönüyor. Evet, doğalgaz ithalatını azaltmamız lazım ama bununla alakalı çabaları gerekçelendirirken Türkiye'de şu anda 2 bin yatırımdan, realize edilmiş 71 yatırımın hukuki olarak durdurulduğunu söylemem lazım. Bunların büyük bir kısmı yerli, yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgilidir. Sizce burada bir sıkıntı yok mu?" dedi. Yıldız sözlerini, "Ben her yapılan müdahalenin kötü niyetli olduğunu söylemiyorum. Ama bu müdahalelerin, özellikle ithal enerji ile alakalı, cari açıkla alakalı önemli sonuçlar doğurduğundan bahsetmek istiyorum. Herhangi bir kalemin doğalgaz veya petrolün veya ithal kömürün enerji kalemleri başlığı altında olması enerji sektöründe kullanıldığını göstermez. Hele hele 201 1 yılında 54 milyar dolar civarındaki ithalat kaleminin enerji başlığı altında söylendiğini ama bunun yarıdan fazlasının ulaşım sektöründe kullanıldığını belirtmeliyim. Her birimizin de bu konuda yapacakları mevcuttur. Enerji tasarrufu yerli kaynaklar arasında en önemli noktadadır. Özellikle STK'ların yapacağı çalışmaların toplumda bu konuda etkin bir bilinç oluşturacağına inanıyorum" diyerek sürdürdü. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız konuşmasının sonunda, Mayıs 2012 tarihi itibariyle bir strateji belgesi oluşturulacağına değinerek, "Buradan f.(r� çıkacak sonuçların mutlaka o belgede bulunacağını söylemeliyim. Bizim teşvik ve tasarruf paketi ile alakalı Türkiye'de enerji sektörüne düşen önemli görevler var. Bunların içinde en fazla katma de- 1 ğeri oluşturan madencilik sektöründen bütün üretim kaynaklarına kadar özellikle son Güney Kore ve Çin seyahatleri ile birlikte Katar'daki görüşmelerimizin bundan sonra yatırımları daha da artıracaktır. Finansman yapısıyla gelen doğrudan yatırımlar Türkiye'de cazip alanlardandır. Yatırımcının haklarının özellikle uluslararası anlaşmalar ile korunuyor olması yatırımcıyı daha da yüreklendirecektir" dedi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş ise konuşmasında, önceleri Türkiye'nin kalkınmasında tekstil, inşaat gibi sektörler motor gücünü oluştururken artık sanayi üretimindeki büyüme oranında en yüksek payı olan enerji sektörünün, lokomotif bir sektör olmaya aday hale geldiğine dikkat çekti. Köktaş, Türkiye ekonomisinin geçen yıl yüzde 8.5 civarında büyüdüğünü, sanayi üretiminin geçen yılın Şubat ayına göre yüzde 4.4 oranında arttığını ve en büyük artışın yüzde 1 1 .4 ile enerji sektöründen geldiğini belirtti. Sadece Şubat ayında 2 milyar lirası hidroelektrik santralleri olmak üzere toplam 3 milyar liralık enerji yatırımı teşviki alındığını sözlerine ekleyen Köktaş şöyle devam etti: "Son aylarda
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=