Enerji ve Çevre Dünyası 95. Sayı (Temmuz-Ağustos 2012)

Sunuş O Özkan AĞIŞ Türkiye Kojenerasyon ve Temiz Enerji Teknolojileri Derneği (TURKOTE.D) Yönetim Kurulu Başkanı ozkan.agis@enerko.com. tr Doğal Gaz Sendromu Nasıl Aşılabilir? Doğal gazla nasıl tanıştık? TPAO, l970'1erde Trakya'da petrol aramaları yaparken, Hamitabat yakınlarında doğal gaz rezervi buluyor. Çıkartılan gaz, civarda bazı sanayi kuruluşlarında ve Pınarhisar Çimento Fabrikası'nda kullanılıyor. Birkaç yıl sonra 1. Özal Hükümeti, önce bu gazı gübre üretiminde değerlendirmeyi düşünüyor. O günlerde de, ülkemizde büyük elektrik sıkıntıları var, Bulgaristan'dan elektrik alıyoruz. DPT ve TEK ayrı ayrı fizibilite çalışmaları yapıyorlar. Her iki rapor da, bu gazın 600 MW'lık bir doğal gaz kombine çevrim santralını rahatlıkla besleyebileceğini gösteriyor ve santralın kurulmasına karar veriliyor. İşte Hamitabat Doğal Gaz Kombine Çevrim Santralı böyle doğuyor. Bu santralın proje müdürlüğünü yapmak bana nasip oluyor. Bu gazla elektrik üretebilmek için, büyük heyecanlarla hummalı çalışmalara başlıyoruz. Hedefimiz, Bulgaristan'dan aldığımız elektriği, bir an önce kesmek. Mart l986'da 3 . Ünite %50 yüke gelince "Gaz basıncı düştü" sinyali ile bütün üniteler trip ediyor. O anda MW metre'ye bakıyorum; santral toplam yükü 240 MW. TPAO'nun Hamitabat'taki 38 kuyusundan alınabilecek gaz miktarı yaklaşık 85,000 m3/h. Daha fazlası mümkün değil. işte o anda, Rusya'dan takviye doğal gaz 2 ENERJİ ve ÇEVRE DÜNYASI TEMMUZ-AGusros20,2 alımına karar veriliyor. Botaş, Gazprom'la görüşmeleri başlatıyor. 1986 yılında, bugün süresi dolmuş olan 6 Bcm'lik ilk doğal gaz anlaşması imzalanıyor. İlk Rus doğal gazı da Malkoçlar üzerinden Hamitabat santralına, 17 Haziran 1987 tarihinde ulaşıyor ve santralın 8 GTG ünitesi de çalışmaya başlıyor. Rus gazı yetiştikten sonra da, Bulgaristan'dan almakta olduğumuz elektrik durduruluyor. İşte, ithal doğal gazla Türkiye böyle tanışıyor. Doğal gaz kanımıza nasıl girdi? O yıllarda, başta Ankara olmak üzere, İstanbul, Bursa ve Eskişehir hava kirliliğinde "kırmızı alarm"da. Linyit sobalarının ve fuel oil kazanlarının kükürt gazları yüzünden, vatandaşlar gaz maskesi kullanmaları için uyarılıyor. Devrin hükümeti, Hamitabat'a kadar gelen gaz hattını, İstanbul'a, İzmit'e, Bursa'ya, Eskişehir'e ve Ankara'ya kadar uzatmaya karar veriyor. Doğal gaz boru hattı 1.5 yıl sonra Ankara'ya ulaşıyor. Önce doğal gazın ulaştığı şehirlerdeki vatandaşlar, sonra da bölgenin sanayicileri rahat bir nefes alıyor. Vatandaşlarımız, temiz havaya ve sanayicilerimiz de, ucuz ve temiz yakıta kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor. l99 0'1arda sadece 5 şehir bu mutluluğu yaşarken, bugün birkaç şehir dışında, bütün vatandaşlarımız ve sanayicilerimiz doğal gazlı yaşamın tadını çıkarıyor. Doğal gazın alternatifi var mıydı? lsınmada ve mutfakta tezek, çam kozalağı, odun ve kömür devirleri kendi süreçlerini tamamlamış, önceleri daha temiz ve kuvvetli bir yakıt olan taş kömüre, oradan da kok kömürüne geçilmişti. l950'1i yıllarda, ısınmada kok kömürü kullanmak lüks sayılırdı. 1960'11 yıllarda, rafinerilerden çıkan 6 No'lu fuel oil o kadar çok birikmişti ki, tanklar dolup taşmış, onun rafinerilerden uzaklaştırılması "darboğaz giderme" olarak sayılmıştı. O günlerde Genel Kurmay Başkanlığı Hükümet'ten, dağ gibi biriken ağır fuel oil'in eritilmesini istemiş, eritilemezse uçaklarda kullanılan "jet benzini" üretilmesinin tehlikeye gireceğini bildirmişti. 1960'11 yıllarda orduda kullanılan kazanlar ve ekmek fırınlarında fuel oil yakacak şekilde değişiklikler yapılmıştı. Yine de stoklar tüketilemediği için, fuel oil yakan büyük bir termik santral yapılmasına karar verildi ve 630 MW'lık Ambarlı Fuel Oil Santralı, 40 MW'lık Hopa Santralı ve 1 1 O MW'lık Mersin Santralı kuruldu. Santrallar kuruldu ve bu santrallar elektrik üretmeye başladı ama bir yıl sonra, santralın civarı da, kükürt gazlarından sapsarı kesilmeye başladı. Enerji kaynağı kullanımında doğal gaz gelince, vatandaşlarımız da, sana-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=