Enerji ve Çevre Dünyası 95. Sayı (Temmuz-Ağustos 2012)

Teknik Bilgi O Suda Yüzen Rüzgar Çiftlikleri Avrupa kıyılarında henüz değerlendirilmeyen çok büyük bir rüzgar enerjisi potansiyeli mevcut. Hareketli sularda yüzen rüzgar türbinleri sabit şekilde tutulabilirse, çok derin sulara rağmen devasa rüzgar çiftlikleri inşa edilebilecek. Danimarka ve İngiltere'nin diğer ülkelerden daha fazla sayıda offshore rüzgar çiftliklerine sahip olması bir tesadüf değil. Bu ülkelerin kıyılarında denizin oldukça sığ olması rüzgar türbinlerinin kurulmasını kolaylaştırıyor. Beton temeller deniz tabanına I O metrelik derinliklerde kolayca yerleştirilebiliyor. 20 metrelik derinliklerde ise deniz tabanına tekli temel plakalarının yerleştirilmesi en etkin ve maliyeti düşük çözüm oluyor. Almanya'nın Bight bölgesinde yukarıda bahsedilen şekliyle offshore rüzgar çiftlikleri inşa etmek mümkün olmuyor. Çünkü sığ bölgeler koruma altındaki dalgabölgesi alanının bir parçası. Burada rüzgar çiftlikleri 30 metre derinlikteki yerlere kurulabiliyor ve bu da tripot ya da jaket yapılı çelik konstrüksiyonların kullanımını gerektiriyor. Bu yapılar aynı zamanda daha derin sular için de çok uygun. Ancak, 50 metrelik bir derinlikte, yer altı yapısının maliyeti, üzerindeki rüzgar türbininin getirisinden çok daha fazla oluyor. Bugüne kadar rüzgar enerjisi potansiyelinin, sadece 50 metreye kadar derinliğe sahip olan bölgelerde değerlendirilmiş olmasının sebebi de bu. Bazı Avrupa ülkeleri için ve de özellikle Baltık ülkeleri için bu limit yeterli görülüyor, ancak Portekiz, İskoçya ve Norveç gibi diğer ülkeler için bu durum sıkıntı yaratıyor. İnşaat İle İlgili Avantajlar Yüzen rüzgar türbinleri bu gibi sıkıntılı durumlara bir çözüm olabiliyor. Hareketli sular üzerindeki rüzgar türbinle72 ENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI TEMMUZ-ACusros2012 Fütüristik: yüzen bir platform üzerindeki 6MW'lık tesisi ile, Hexicon oldukça yüksek bütçeli bir çözüm. Tesisin prototipinin Malta kıyısına yerleştirilmesi planlanıyor. rini taşıyan yüzen platformlar, güvenlice sabitlenebilirse, rüzgar enerjisini kullanmak üzere çok büyük alanlar ortaya çıkıyor. Rüzgar çiftlikleri 1 00 ve 200 metre derinliğe sahip alanlara bile inşa edilebiliyor. Bu, Avrupa kıyılarında neredeyse her yerde bu potansiyelin değerlendirilmesini mümkün kılıyor. Su derinliğinin hiç bir sınırlama getirmediği gerçeğine ilave olarak, üç ilave avantaj daha söz konusu; büyük inşaat gemilerine ihtiyaç yok, temel plakaları ve mevcut rüzgar türbinlerini sökmek kolay oluyor. Bu durum özellikle deniz üzerine türbinlerin dikilmesinin maliyetini etkiliyor ki bu rüzgar çiftliklerini pahalı yapan önemli faktörlerden biri. Yüzen rüzgar türbinleri çok daha ucuza dikilebiliyor çünkü, yüzen platform ve türbin limanda monte ediliyor, bunun ardından lokasyona götürülüp deniz dibine çapalanıyor. Bunu yapmak için tek gerekli olan şey deniz tabanına büyük beton bloklar yerleştirmek. Deniz dibine temel plakaların monte edilmesine gerek kalmıyor ve bu süreç ile bağlantılı büyük miktardaki ses emisyonu ortadan kaldırılmış oluyor. Yüzen bir rüzgar türbininin sökülmesi ise deniz yatağına çakılmış bir yapının sökülmesinden çok daha kolay. Bu işlemde, yüzen platform ve türbin basit bir şekilde demirleme halatından ayrılıp,

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=