Enerji ve Çevre Dünyası 98. Sayı (Kasım-Aralık 2012)

Söyleşi O Enerji Sektörünün 2012 Yılı Değerlendirmesi 2012 yılı içinde yaşandı. Önümüzdeki yıl yol haritamızda da vurguladığımız önerilerin hayata geçmesiyle birlikte büyük bir çıkış yakalayacağımıza inanıyoruz. 201 2 yılında yenilenebilir enerji sektöründe yaşanan son gelişmeleri düşündüğümüzde, rüzgar enerjisi için neler söylemek istersiniz? Öncelikle yerli katkının önündeki "% 1 00 yerli" engeli Enerji Bakanlığımızın destekleriyle kısmen de olsa çözüme kavuştu. Bundan dolayı teşekkür ediyoruz. Biliyorsunuz yasada yerli katkıyla ilgili teşviğin alınabilmesi için türbinin "% 1 00 yerli" olması gerektiği ile ilgili bir ibare vardı. Bu uygulamada pek mümkün olmayan bir durumdu. Yapılan düzenleme ile %100 ifadesi "%55'i yerli olduğunda" ifadesi ile değiştirildi. İşlevselliği olan bir yönetmelik haline geldi. Bunun yanında özellikle TEİAŞ 2013 yılından sonra her yıl 1000 MW ilave kapasite açıklayacağını duyurdu. Hatta hayata geçmeyen projelerin kapasitelerini de bu rakama ilave edeceğini belirtti. Bu da Türkiye'de sürdürülebilir bir rüzgar enerjisi sektörü olduğunu tescilledi. Rüzgarın önündeki engeller bir bir kalkıyor. Buna benzer düzenlemelerin süratle hayata geçirilmesi durumunda 2023 yılı hedeflerimize ulaşmamamız için bir neden yok. Rüzgar enerjisi sektörünün genel sorunları ve dernek olarak sunduğunuz çözüm önerileri hakkında bilgi verebilir misiniz? Bugün için baktığımızda büyük düzenlemeler yapılmış durumda. Politikalar ve düzenlemeler ile ilgili bariyerlerin büyük bir kısmı aşıldı. Ama operasyonel bariyerler var. Yatırımcı yatırım yapmak istediğinde 14-16 hatta 18 farklı kurumdan inşaat izni alması gerekiyor. Bu da yaklaşık 1,5-2 yıl kadar sürüyor. Bu sürelerin kısalması gerekiyor. Tek bir kurumdan maksimum 3 ay içinde inşaat izinlerinin verilebiliyor olması lazım. Yerli katkının uygulanmasında karşılaştığımız "% 1 00 yerli" ifadesi %55 alt sınır getirilerek revize edildi. Fakat 2015 yılı sonuna kadar işletmeye alınan rüzgar santralleri bu teşvikten yararlanıyor. Bir santralin işletmeye alınması için 4-5 yıl kadar süre geçiyor. Bugün yatırım kararı alacak yatırımcılar bu teşvikten yararlanamayacakları için yatırımlarından vazgeçiyorlar. Bunun için bu tarihin 2023 yılı sonuna kadar uzaltılmasının yatırımları arttıracağını düşünüyoruz. Diğer bir konu radarla ilgili. Enerji Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığına ek olarak MİT'in de etki analizlerine katılması öngörüldü. Bu da prosedürlerin artması gibi bir durumu ortaya çıkardı. Oysa ki etki analizlerinin ivedilikle yapılması gerekiyor. Orman ve hazine arazilerinin bütün kamu kuruluşlarında Başbakanlığın yetkisi dahilinde izinlerinin verilmesi de önemli konularımızdan biri. Bütün sektörlerden Başbakanlığa talep gittiği için bir yoğunluk oluşuyor. Geçici bir sıkıntı ama, zaman kaybettiriyor. Rüzgar santrallerinin bir an önce hayata geçirilmesi lazım. Bu nedenle yetkinin başka bir kuruma devredilmesinin ya da Başbakanlıkta enerji sektörü taleplerini değerlendiren ayrı bir birim oluşturulmasının sürece katkısı olacağına inanıyoruz. Bir başka çözümlenmesini beklediğimiz konu ise, proje geliştirilirken rüzgar ölçümlerinin olmamasıydı. 1 Kasım 2007 projelerinde ve daha önceki projelerde bir bariyerdi. Bu yeni bir yönetmelikle aşıldı. Bundan sonraki müracaatlarda uluslararası standartlarda ölçüm yapılması ve bu ölçümden sonra müracaat yapılması öngörülüyor. Ama öncesindeki projelerde ölçüm sıkıntısı devam ediyor. Bir de gün öncesi piyasası var. Rüzgarı bir gün önceden tahmin etmek çok mümkün değil. Büyük sapmalarla tahminler yapılıyor. Dolayısıyla herkes garanti fiyattan faydalanıyor. Ya da ikili anlaşmalarla rüzgardan ürettiği elektriği satıyor. Piyasa fiyatlarına baktığınızda yukarda, garanti fiyata baktığınızda aşağıda kalıyor. Aslında yatırımcı cezalandırılmış gibi oluyor. Yerli katkı ile ilgili mekanizmaları biraz daha düzenleyerek, bu kaybın önüne geçmek lazım. Bu da önerilerimiz arasında yer alıyor. Ulusal ve uluslararası gelişmeler dikkate alındığında, 2013 yılı için Türkiye enerji piyasasında ne gibi gelişmelerin olacağını öngörüyorsunuz? Türkiye'nin her yıl enerjiye olan ihtiyacı yaklaşık%8-9 oranında artıyor. Yapılan yatırıma baktığınızda% 3-4'1erde kalıyor. Ekonomimiz güçlü. Avrupa sıkıntıda. Ortadoğu veAfrika'da sosyal sıkıntılar var. Türkiye bu açıdan daha şanslı. Özellikle TEİAŞ 2013 yılından sonra her yıl 1000 MW ilave kapasite açıklayacağını duyurdu. Hatta hayata geçmeyen projelerin kapasitelerini de bu rakama ilave edeceğini belirtti. Bu da Türkiye'de sürdürülebilir bir rüzgar enerjisi sektörü olduğunu gösteriyor. Bu nedenle enerji piyasasındaki yatırımların artarak devam edeceğini düşünüyoruz. Sektörün tüm paydaşları bunu biliyor VeAvrupa'daki en büyük karasal rüzgar pazarı Türkiye. İnşaat ve lisanslanma süreçleri tamamlanıyor. 20 l3'te daha fazla rüzgar santralini işletmeye alacağımızı öngörüyoruz. Mevcut uygulamalarımızla iyimser bir senaryo ile yılda ENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI KASIM-ARAL1K2012 37

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=