Enerji ve Çevre Dünyası 98. Sayı (Kasım-Aralık 2012)

Güncel O Enerji Sektörünün 2012 Yılı Değerlendirmesi Petrolden gaza, yenilenebilir enerjidensuya kadar tüm enerji l<aynaldarının bugünü ve geleceğine dair öngörülerin paylaşıldığı World Energy Outlook 2012 raporunun özetini, sizlerle paylaşıyoruz. Dünya Enerji Görünümü Raporu 20 1 2 (World Energy Outlook 20 1 2) Özet Bulgular 2035 Yılına Kadar Küresel Enerji Piyasaları Nasıl Bir Evrim Geçirecek? O Tüm yeni gelişmeler ve sistemler dikkate alındığında, dünyanın hala küresel enerji sistemini daha sürdürülebilir bir yola sokmakta zo rlandığı görülüyor. Ana senaryomuz, Yeni Politikalar Senaryosu, birçok temel eğilimin devam ettiğini gösteriyor; enerji talebi ve CO2 salımı (emisyonu) her zamankinden daha fazla artış gösteriyor, enerji piyasası dinamikleri gelişmekte olan ekonomiler tarafından belirleniyor, fosil yakıtlar egemen enerji kaynağı olma özelliğini sürdürüyor ve dünyadaki yoksullar için evrensel enerjiye erişim sağlamak, zor bir hedef olmaya devam ediyor. O Yeni Politikalar Senaryosu'nda enerji talebi ve C02 salımı her zamankinden daha fazla artış gösteriyor. 2035 yılına kadar olan süreçte küresel enerji talebi üçte birin üzerinde bir artış gösterecek. Enerjiye bağlı CO2 salımının ise 2011 yılında gerçekleşen 31,2 Gt'den 2013 yılında 37,0 Gt'ye yükseleceği, bunun da uzun dönemde 3,6 °C'lik bir ortalama sıcaklık artışına yol açacağı tahmin ediliyor. Küresel ekonomik gelişmede kısa süreli olarak görülecek durgunluk, uzun dönemde enerji ve iklim eğilimlerinde marjinal bir farklılık yaratacaktır. O Küresel enerji piyasalarını yükselen ekonomiler yönlendiriyor. OECD dışı ülkelerin enerji talepleri 20 1 O yılında%55 iken, bu oran 2035 yılına kadar%65'e kadar yükselecek. Küresel enerji kullanımında en büyük büyüme 2035 yılına kadar%60'a çıkacak olan Çin tarafından gerçekleştirilecek. Bunu Hindistan (talep iki mislinden daha fazla olacak) ve Orta Doğu takip edecek. OECD ülkelerindeki talep ise 2035 yılına kadar 20 1 O yılına göre sadece %3 artış gösterecek, ancak bu ülkelerde kullanılan yakıt karışımı büyük oranda değişiklik gösterecek. Petrol ve kömür kullanımı yüzde on beş puanlık bir düşüş göstererek%42'ye düşecek. O Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı hızla artsa da, tüm dünyada fosil yakıtlar temel enerji kaynağı olarak kalmaya devam edecek. 2035 yılına kadar petrol, gaz ve kömüre olan talep mutlak şekilde artış gösterecek, ancak bunların küresel enerji üretimindeki ortak payları bu süre içinde%81'den%75'e düşecek. Alışık olunmayan kaynakların kullanımı ise, 2035 yılına kadar enerji kaynakları kullanımında doğal gazın asıl kaynak olarak neredeyse kömürün yerini alacağına işaret ediyor. Fukushima Daiichi'deki kazadan sonra pek çok ülkede zorunlu olarak yapılan politika değişiklikleri nedeniyle nükleer enerji yatırımlarının azaltılmasından dolayı daha önceki tahminlere göre düşüş gösterecek, elektrik üretiminde nükleer enerji%12 payını korumaya devam edecek. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ise, teşvikler, azalan giderler, artan fosil yakıtı fiyatları ve bazı durumlarda karbon fiyatlandırılması nedeniyle elektrik üretimindeki payını 201O yılındaki%20'den%31'e çıkaracak. O Uluslararası yeniden yapılandırma çabalarına rağmen, fosil yakıtlara verilen sübvansiyonlar geçen sene süresince enerji piyasalarını çalkalamaya ve artmaya devam etti. Fosil yakıtlara verilen sübvansiyonlar 201O yılına göre neredeyse%30 artış göstererek 20 1 1 yılında 523 milyar ABD dolarına ulaştı. Bu artış, daha yüksek uluslararası enerji fiyatlarına ve artan sübvanse edilmiş yakıtlara yansımaktadır. Birçok ülkede yapılan yeniden yapılandırma çabaları olmasa idi, bu sübvansiyon faturası çok daha yüksek olabilirdi. Buna karşılık 20 1 1 yılında yenilenebilir enerji için verilen maddi desteklerin tutarı ise 88 milyar ABD dolarını bulmuştur. O Amerika Birleşik Devletleri, enerjide gerçekleştirdiği rönesans hareketi ile enerji piyasaları ve ticaretini etkileyerek küresel enerji haritasını yeniden çiziyor. Hali hazırda enerji ihtiyacının yaklaşık %20'sini ithal eden Amerika Birleşik Devletleri, petrol üretiminin artışı, kaya gazı ve biyoenerji ile nakliyede daha verimli yakıt kullanımı sayesinde 2035 yılına kadar kendi kendine yetebilecek duruma gelecek. ABD'nin azalan petrol ithalatı, 2030 yılları civarında Kuzey Amerika'nın petrol ihraç eder konuma geleceğini gösteriyor. Bu durumda, uluslararası petrol ticaretinin Asya ülkelerine doğru sapmaya başlayan ibresinin ENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI KAsıM-ARAL1K2012 55

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=