Enerji ve Çevre Dünyası 99. Sayı (Ocak-Şubat 2013)

Güncel o özel sektör de fiyat avantajı yüzünden genellikle şehir dağıtım şirketlerine satmaya gayret edecektir. Özel sektör ve BOTAŞ yaklaşık aynı oranlarda gazı temin etmektedir. Ancak özel sektörün depoya giriş imkanları oldukça kısıtlıdır ve depo maliyetlerini yansıtacak bir fiyat yapısı da henüz oluşmamıştır" diye konuştu. Türkiye'de çok büyük bir rekabet olduğunu ama rekabeti en çok yapan firmanın da fiyatları belirlediği için BOTAŞ olduğunu vurgulayan Baltacı, özel sektörün her daim BOTAŞ fiyatlarının altında gaz satmak zorunda olduğunu da sözlerine ekledi. "Doğalgaz temininde sorun yok ama fiyatlar da düşmeyecek" Son olarak Türkiye'nin yakın gelecekte doğalgaz ile ilgili durumu hakkında da bilgi veren Baltacı, "Orta Anadolu'daki kompresör sorunları da çözüldükten sonra Türkiye'nin herhangi bir temincisinden gaz almakla ilgili bir problemi kalmayacaktır. Dolayısıyla 20 l 3'ün ikinci yarısından itibaren daha rahat bir teknik altyapı ile gaz temini sağlayacaktır. Türkiye, doğusundaki daha ucuz imkanları çok çabuk devreye sokmak zorundadır, ki bu lrak'tır" dedi. Doğalgaz fiyatlarının da uzun vadede düşeceğini düşünmediğini vurgulayan Baltacı: "Bizim bu gazı ithal ettiğimizi kimse unutmamalı. BOTAŞ bu gazı kendi üretmiyor, dolayısıyla kullanırken tasarrufa önem vermeliyiz" diye konuştu. Türkiye'nin 25 yıllık bir doğalgaz geçmişi olduğunu hatırlatan Boru Hatları İle Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Konuk, "12 bin kilometreyi aşan yüksek doğalgaz basınçlı ana iletim hattı, 71 vilayete ulaşan iletim hattı ve 64 dağıtım şirketinin olduğu bir yapıya ulaştık. Buna bağlı olarak nüfusun yüzde 80'ine ulaştırılan bir doğalgaz var. Taleple ilgili de arz talep dengesini ve depolama tesisleri gibi çalışmalar içindeyiz. Arz güvenliği, arz ve talebin olduğu her durumda dikkat edilmesi gereken ayrı bir konu" dedi. 28 ENERJİ ve ÇEVRE DÜNYASI OCAK-ŞUBAT2013 Ülkemizde tüketilen doğalgazın yüzde 80'inin kış dönemini kapsayan 6 aylık dönemde tüketildiğini belirten Konuk, şu bilgileri verdi: "Doğalgazın yüzde 50'si elektrik üretiminde, yüzde 50'si endüstri ve konutta kullanılıyor. Mesela yaptığımız anlaşmalar çerçevesinde talepte olan daralmadan dolayı al ya da öde yükümlülüğü çerçevesinde 1 metreküp bile borcumuz yok." Konuk konuşmasına şöyle devam etti: Yapmamız gerekenler içinde yeraltı tesislerin yeter seviyeye getirilmesi lazım. Çünkü yıllık yüzde 25 tüketimin yüzde 80'ini kışın tüketen bir konut sektörü var. Bunların talebini kesintisiz sağlamak mecburiyetimiz var. Türkiye'nin yeraltı depolama kapasitesine baktığımızda yüzde 4,5-5 seviyesinde. İçinde bulunduğumuz coğrafya ve doğalgaz kanunu çerçevesinde yüzde I O bir yer altı depolama tesisi bulundurmamız lazım. Gelecek yıllarda özel sektörün desteği ile bu açık kapatılacak diye ümit ediyorum." "Doğalgaz talebi sürekli artıyor" Doğalgaz tüketiminin arttığına işaret eden Konuk, "Santrallerden dolayı talep artıyor. Tabi sadece santraller değil, teşvik çerçevesinde diğer yenilebilir enerji santralleri de var. Ayrıca genel tüketimde de artış var. 201 1 yüzde 20 artış olmuş. 3 milyar metreküp artış olmuş bu yıl. Önümüzdeki yıl da 3 milyar metreküp talep olacak. Gelecek taleplerin karşılanması için bugünden çalışmaların yapılması lazım. Özellikle elektrik üretiminde doğalgaz kullanımını düşürerek, kaynak çeşitliliğini sağlamamız gerekir" dedi. Alternatif kaynaklara da değinen Konuk, şunları söyledi: "Alternatif kaynaklara baktığımızda Azerbaycan, Irak ciddi doğalgaz ve petrol kaynaklarına sahip. Biz 20 1 1 yılında hükümetler arası anlaşmayla Azerbaycan'dan 6 milyar metreküp ilave anlaşma imzaladık. 2017-2018 yıllarında sevkiyatı başlayacak" Yer altı depolaması tesisi olarak Tuz Gölü projesinin ihalesinin geçen yıl yapıldığını belirten Konuk, "İlk kısmı olan 500 milyon metreküp 2016 yılında, kalan 500 milyon metreküp ikinci kısmı da 20 1 8 yılında tamamlanacak. Toplam I milyar metreküplük bir alan oluşturmuş olacağız. İlave yatırımlar yapılması gerek" diye konuştu. "20 I J'te şimdilik bir doğalgaz kesintisi görünmüyor" Konuk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kış dönemine girdiğimiz bu zamanda yüzde 98'ini ithal ettiğimiz bir kaynakta bir kesinti olabiliyor. Bunu büyütmememiz lazım. Herkesin bilinçli hareket etmesi lazım. Kısıtlı kesinti olabilir ama şu anki öngörümüz yıllık ve günlük ihtiyaç olarak bir sıkıntı gözükmüyor. Olağanüstü hava şartları ve teknik nedenlerden ötürü olacaktalep artışı etkisini tatbiki gösterir. Kamu şirketi olduğumuz için her hareketimiz mevzuatatabii. Enerji piyasası hızlı bir sektör mevzuatlar hızlandırılmalı. Üst makamlara bunu iletiyoruz. Önümüzdeki iki yıl için talepte bir patlama olmadığı müddetçe bir sıkıntı gözükmüyor. Gelecek dönemler için alternatif kaynakların devreye girmesi lazım. Mevcutta tasarruf tedbirleri de alınması gerek." Başta arz güvenliğinin sağlanmasıyla birlikte, kaynak çeşitliliğine gidilerek, alternatif kaynaklara yönelmek gerektiğini vurgulayan Konuk, "Türkmenistan orta vadede değerlendirilmesi gereken kaynaklara sahip. Kaya gazı enerjisi, katı yakıt enerjilerine bakmak lazım. LNG için de Katar çok önemli bir ülke. Türkiye üretici konumunda olursa gerçek rekabet o zaman ortaya çıkacaktır" dedi. Konuk sözlerini şöyle tamamladı: "Önümüzdeki dönemde uluslararası projeler ile transit boru hatlarının da devreye girmesi; Türkiye'nin gerçek anlamda serbest doğalgaz piyasasını oluşturmasına, şeffafve daha rekabetçi bir fiyatlandırma mekanizmasının oluşturulmasına ve de aynı zamanda üretim ayağının da dünya ile rekabet edecek bir reel sektörün daha güçlü hale gelmesine katkı sağlayacaktır."

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=