Güncel O belirlenmiştir. Bu rakamın elektrik üretimi kaynaklı emisyonların yaklaşık olarak %?'sine tekabül ediyor olacağı hesaplanmıştır. Bu çalışmada ortaya konulduğu üzere elektrik üretimi kaynaklı emisyonların Türkiye'nin toplam emisyon hacmi içerisinde %40'a varan oran ile en yüksek paya sahip olan sektör olduğu düşünüldüğünde sağlanacak emisyon tasarrufunun önemli bir miktar teşkil edeceği daha iyi anlaşılabilmektedir. Nükleer mevzuat eksik: Türkiye'de nükleer enerjiye ilişkin yasal ve düzenleyici çerçevede mevzuat ve düzenlemeler açısından da önemli eksiklikler olduğu bilinmektedir. Nükleer atık sorunu nükleer enerjinin geliştirilmesinde en hassas konulardan biridir. Benzer biçimde Türkiye'de mali yükümlülükler ve sigorta konusunda da ciddi belirsizlikler vardır. Nükleer Enerji için Bağımsız Dü zenleyici Otoriteye ihtiyaç var: Türkiye'deki halen düzenleyici otorite işlevini yürüten TAEK'in henüz bağımsız bir otorite olmadığı genel kabul görmektedir. TAEK'in nükleer enerjiyi geliştirme faaliyetleri içinde ve reaktör işletiyor olması bağımsızlığın önündeki engellerden sadece bir tanesidir. Bağımsızlığın sağlanması için en azından düzenleyici otoritenin karar alma sürecinin siyasi etkiden korunması, karar organlarında yer alanların olağan dışı durumlar dışında görevden alınamamaları ve siyasi otoritenin, düzenleyici otoritenin bütçesi üzerindeki kontrolünün azalması gerekir. Bu gibi bağımsızlığa yönelik önlemlerin yanı sıra düzenleyici otoritenin çalışmalarının saydam ve kamuoyu tarafından izlenebilir olmasını sağlamak gerekmektedir. Düzenleyici otoritenin kuruluş kanununda saydamlık konusu ayrıntılı hükümler yer almalı ve kurumun düzenleme faaliyetlerini saydam bir biçimde yerine getirmesine yönelik önlemler alınmalıdır. Nükleer stratejimiz yok: Türkiye'nin henüz nükleer enerji ile ilgili bütünlüklü bir politikası oluşturulmamıştır. Gelecek nesilleri de yakından ilgilendiren nükleer enerjiye geçiş sürecinde, hükümet henüz Türkiye'nin nükleer stratejisini kapsamlı biçimde ela alan bir politika belgesini kamuoyu ile paylaşmamıştır.Her şeyden önce henüz siyasi otorite ülkenin nükleer santrale ihtiyacı olup olmadığı konusunda ciddi bir analiz içeren, alternatiflere göre nükleer enerjinin fayda ve maliyetlerini tartışan ciddi bir çalışma ortaya koymamıştır. Bizzat böyle bir çalışma yaratılması süreci kamuoyu görüşlerinin alındığı, bu görüşlere cevapların verildiği bir süreç şeklinde işlemelidir. Bundan sonra nükleer politikanın nasıl geliştirileceğini, gerekli yasal ve düzenleyici altyapının nasıl oluşturulacağını, güvenlik kültürünün nasıl yaratılacağını, nükleeryakıt, uranyum zenginleştirme, kullanılmış yakıt, devreden çıkarma gibi konularda nasıl adımlar atılacağını belirten bir politika dokümanına gereksinim vardır. Bu dokümanların katılımcı bir biçimde hazırlanması, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve görüşünün alınması, bu görüşlere yeterli cevapların verilmesi gerekmektedir. Nükleer Enerjiye Geçişte Türkiye Modeli Türkiye'de nükleer enerjiye geçiş sürecinin somutlaşması, nükleer enerji gibi çok boyutlu ve toplumu da yakından ilgilendiren bir alandaki kamu politikalarının daha yakından incelenmesinin gerekli olduğu görüşüyle EDAM, 20 1 1 yılında Türkiye'nin nükleer enerjiye geçiş sürecinin yakından inceleyen kapsamlı bir rapor yayınlamıştı. Nükleer enerjiye dair riskler ve Türkiye'nin bu riskleri idare etme kapasitesine dair bir değerlendirmenin yapılmış olduğu raporda, dünyada meydana gelen belli başlı nükleer kazalar incelenmiş, Rusya ile yapılan 36 ENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI OCAK- ŞUBAT2013 anlaşmada yeralan elektrik alım fiyatı, uluslararası örnekler ve Türkiye elektrik piyasasındaki gelişmeler ışığında değerlendirilmiş, Akkuyu santralinin inşaat ve işletmesi için öngörülen yatırım modeli incelenmiş ve nükleer enerji ile güvenlik politikası ilişkisi ele alınmıştı. EDAM'ın Türkiye'nin nükleer enerjiye geçiş sürecine dair yürütmüş olduğu bu ikinci kapsamlı çalışmada ise, ilk olarak nükleer enerjinin diğer enerji kaynakları ile karşılaştırmalı olarak fırsat maliyeti analiz yapılmak suretiyle bir ekonomik bilanço çıkarılıyor. Bir başka deyişle, nükleer enerjiye geçişin, çeşitli varsayımlar altında, Türkiye'ye sağlaması beklenen maliyet avantajı araştırılıyor. Raporda ayrıca nükleer enerji ile iklim değişikliği stratejisi arasındaki etkileşim inceleniyor, Türkiye'nin nükleer enerjiye yönelik kurumsal altyapısı ve düzenleyici çerçevesi analiz ediliyor, nükleer enerji sürecinin en kritik aşamalarından biri olan nükleer yakıt döngüsüne yönelik ülkemizin tutumu inceleniyor ve son olarak nükleer enerji alanında çeşitli ülkelerle akdedilen işbirliği anlaşmaları çerçevesinde bu alandaki teknoloji transferinin potansiyeline dair bir değerlendirme yapılıyor.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=