2015’de sektördeki 50. yılını kutlayan ve güneş enerjisine yönelik önemli çalışmalara imza atan FORM Şirketler Grubu’nun Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun ile sektördeki gelişmeleri değerlendirdik. Korun, 2015 yılı içerisinde Türkiye’nin en büyük 5 EPC firmasından biri olmayı planladıklarını söyledi.

Öncelikle firmanızdan kısaca bahsedebilir misiniz?

Form Şirketler Grubu olarak VRF klimaları, merkezi iklimlendirme ve yenilenebilir enerji sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Bu sene 50. yılımızı kutluyoruz ve Türkiye’de sektörde en uzun süredir faaliyet gösteren ikinci firmayız.

Sürekli yenilik ve değişim içerisinde olan bir kuruluşuz. Şu anda aktif olarak 4 ana faaliyet kolumuz bulunuyor. Bunlardan ilki en başından beri süregelen iklimlendirme yani merkezi sistem klima cihazları. Burada ağırlıklı olarak Lennox’un paket klimalarını, Climate Master’ın ısı pompalarını, Dunham-Bush ve Clivet’ten soğutma grubuyla Decsa’nın kulelerinin satışını ve satış sonrası hizmetini yapıyoruz.

İkinci faaliyet konumuz ise daha yeni olan fakat üzerinde büyük bir gayret gösterdiğimiz Mitsubishi Heavy Industries’in VRF ayağı. VRF Türkiye’de ve dünyada gerçekten çok hızlı gelişiyor. Şu anda Türkiye’de VRF konusunda 2. büyük firmayız. Ayrıca bu sene yapılan bayiler toplantısında 2014 yılı rakamları itibariyle Mitsubishi Heavy Industries’in tüm ülkeler arasında en iyi satıcısı seçildik. Bu da bizi gururlandırdı.

Üçüncü konumuz gene en eski firmalarımızdan olan, imalat açısından başladığımız ve sonrasında çeşitli temsilcilik ürünleri de kattığımız, endüstriyel duman tahliye ve evaporatif soğutma olarak adlandırdığımız konumuz. İzmir’deki fabrikamızda hem evaporatif soğutma ürünleri hem de duman tahliye kapakları imalatı yapıyoruz. Aynı zamanda bu ürünlerle ilgili temsilcilik de yapıyoruz.  Dördüncü konumuz da temiz enerji yani fotovoltaik konusu. Yaklaşık 7-8 yıldır güneşten elektrik elde etme konusunda ciddi çalışmalarımız var. Bu da gelişen, ancak yavaş gelişen bir konu. 2015 yılından itibaren bu konunun daha hızlı ilerleyeceğini umut ediyoruz.

Tüm bu faaliyetlerimizle birlikte Türk – İsveç joint venture firması olan ve bugün, 7.000 metrekarelik Gebze Organize Sanayi Bölgesi'ndeki yeni üretim tesisinde Soğutma Petekleri, Havalandırma Fanı, Damla Tutucular ve Nemlendiriciler (soğutucular)  imalatı gerçekleştiren Munters Form firmamız bulunuyor.

TEİAŞ tarafından GES yarışmaları sonuçlandı ve kazanan firmalar belerilenmiş oldu. Yarışmalar sonrası ortaya çıkan durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu yarışmalarda ortaya çıkan katkı bedellerini şaşkınlık ve şüphe ile karşılıyoruz. İhaleleri alan firmaların kuşkusuz bir hesapları ve nedenleri olsa gerek. Ancak fotovoltaik sistemlerin geri dönüş süresinin uzun olup olmadığının tartışıldığı bir ortamda, ek verilecek rakamlar ile sistem maliyetlerinin, dolayısıyla geri dönüş sürelerinin 2 katlarına çıktığı bir hesap ile nasıl yatırım yapılabileceğini pek algılayamıyoruz. Gene de umudumuz alan firmaların bir an evvel uygulamalara başlayarak yapabilmeleri ve konunun Türkiye açısından ilerlemesi.

Mevzuat açısından bakıldığında GES’ler için eksik görmüş olduğunuz noktalar nelerdir?

GES'ler ile ilgili lisanslama prosedürü hala karışık bir süreç olarak işliyor. İstenilen idari evraklar bölgesel yönetimlerin insiyatifine bırakıldığından süreç çok yavaş olarak işliyor. Sürecin sadeleştirilmesine acilen ihtiyaç duyuluyor. Bunun ötesinde 600 MW’lık ihale için yaklaşık 9,000 MW talep alındı. Demek ki daha geniş bir imkan verilse çok daha hızlı ve büyük bir uygulama yapılabilme şansı olacaktı. Bizim önerimiz GES’lerin yarışma şekline sokulmadan, gerçekten yapmak isteyenlere, devredilemeyecek şekilde ve bir yıl içinde yapılma şartı ile verilmesi. Bu şekilde çok daha hızlı ve çok daha gerçekçi bir şekilde yol alınabileceğini düşünüyoruz.

Türkiye’de güneş enerjisinden yararlanma oranları çok düşük seviyelerde yer alıyor. Bu enerjiden daha fazla yararlanılabilmesi için neler yapılabilir?

Türkiye, güneş enerjisi potansiyeli konusunda çok şanslı bir ülke ancak bu kaynağı halen istenildiği seviyede kullanamıyor. En önemli taleplerimizden biri lisanssız elektrik üretimi için yasal sürecin biraz olsun sadeleşip kolaylaşması konusunda. Lisanssız uygulamalar Türkiye’de en hızlı ilerleyecek ve Türkiye’ye katkı koyacak kısım. Burada uygulama yapmak isteyenlere de büyük iş düşüyor. Sürekli tarla bazında uygulamalar ile tamamını devlete satma yaklaşımı ile yaklaşmamak lazım. Asıl geliştirilmesi gereken kısım mevcut her tip ticari binanın çatısına yapılacak uygulamalar. Bu binaların elektrik ihtiyacının, çatı boyutlarının el verdiği kadarının güneşten temin edilmesi çok önemli. Bu şekilde yapılan uygulamaların çok hızlı ilerleme şansı var.

Finansal tarafta ise acilen yeşil kredi ve güneş enerjisi kredisi şeklinde gerçekten düşük maliyetli ve özendirici finansal araçların yaratılması gerekiyor. Güneş enerjisinden faydalanacak kurum ve kişiler için elektrik faturası öder gibi ödeme planlarını destekleyecek finansal yapılara ve vergisel avantajlara ihtiyaç duyuyoruz.

Lisansız elektrik enerji üretimi konusundaki çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Form Solar olarak 2015 yılındaki hedefleriniz nelerdir?

Bu güne kadar irili ufaklı, Türkiye de en çok çalışır uygulama sahibi olan firmalardan biriyiz. 2015 yılında güneş enerjisi yatırımlarının hem lisanslı hem de lisanssız bazda hızla artmasını bekliyoruz. Fotovoltaik sistem fiyatları bunda 5 yıl önceki anahtar teslim 6.000 €/kW maliyetlerden, 1.000 €/kW seviyelerine gelmiş durumda. Bu maliyetler ile kurulacak sistemler yatırımcı açısından 5 - 6 yıl gibi bir sürede geri dönüşe olanak tanıyor. 2015 içerisinde Türkiye’nin en büyük 5 EPC firmasından biri olmayı planlıyoruz. En son Uluslararası Kıbrıs Üniversite’sinde, Kıbrıs’ın en büyük Üniversite Kampüsü Güneş Enerjisi Santrali Projesi’ni hayata geçireceğiz. Projenin toplam kurulum gücü 1,300 kW olacak ve yılda yaklaşık 2,000,000 kWh elektrik enerjisi üretmesi bekleniyor.