Sürdürülebilir bir gelecek için yalıtım uygulamalarının yaygınlaşması gerektiğini ifade eden İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, yalıtımın kendini geri ödeyen bir sistem olduğunu belirterek, ülke ve hane ekonomisine katkı sağlamasının yanında çevreye katkısının da göz ardı edilemez boyutta olduğunu söyledi. 

Öncelikle kısaca firmanızı tanıtır mısınız?

58 yıldır yalıtım sektörünün öncüsü olarak, konuttan endüstriyel binalara, alışveriş merkezlerinden okul ve hastanelere kadar her binanın ve tesisatın ihtiyacına uygun yalıtım malzemeleri üretmekteyiz. İzocam olarak inşaat ve iklimlendirme sektörlerinin yanı sıra; vagonlardan evlerimizde kullanılan fırınlara, yangın kapılarından güneş kolektörlerine kadar geniş bir alanda ısı, ses yalıtımı ve yangın güvenliğini sağlayan yalıtım ürünleriyle sektörde faaliyet göstermekte ve yangın yalıtımı özelinde de sahip olduğumuz geniş ürün yelpazesiyle etkin çözümler sunmaktayız.

Türkiye’de yalıtım sektörünün geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

İnşaat sektörü, beraberindeki 250 yan sektörle birlikte Türkiye’nin en önemli sektörleri arasında yer almakta hatta ekonominin dinamosu olarak tarif edilmektedir. Biz 58 yıldır yalıtım sektörünün öncüsü olarak ülkemizde yalıtım bilincinin artması için de uğraş vermekteyiz. Geçmiş yıllara göre toplumun yalıtım bilincinde önemli bir artış olduğunu biliyoruz ancak daha alınacak çok yolumuz olduğu da bir gerçek. Sürdürülebilir bir gelecek için, yalıtım uygulamalarının yaygınlaşması gerekir. Sadece yönetmeliklere uygun yapılan yalıtım ile bir bina, yalıtımsız bir binaya göre %60’ın üzerinde enerji tasarrufu sağlar. Yalıtım kendini geri ödeyen bir sistemdir. Ülke ve hane ekonomisine katkı sağlamasının yanı sıra salımlar ve çevreye katkısı da göz ardı edilemez boyuttadır. Türkiye’deki bina stokuna baktığımızda ise iyimser bir tahminle sadece yüzde %20’sinin TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kurallarına uygun yalıtılmış durumda olduğunu görmekteyiz.

Sektörünüzün gündeminde hangi konu başlıkları yer alıyor?

Küresel ısınma ve iklim değişikliği, su kaynaklarında azalma, çevre kirliliği ve doğal kaynakların hızla tüketilmesi gibi nedenler yapı sektöründe çevre dostu yeşil binaların yapılmasını gereklilik haline getirmekte. LEED - BREAM gibi yeşil bina sertifikaları yıllardır ülkemizin ve sektörümüzün gündeminde yer almaktadır. Son yıllarda projelerde kullanılan ürünlerde EPD belgelerinin yanı sıra yaşam döngüsü analizleri de istenmeye başlandı. Yakın zamanda ülkemizde bu konuda önemli bir adım daha atılarak, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca yayımlanan yönetmelikle, yeşil binaların belgelendirilebilmesi amacıyla ilk defa yerli bir uygulama olarak hazırlanan Ulusal Yeşil Sertifika Sistemi “YeS-TR” hayata geçirildi. Tüm bunlar, çok da uzak olmayan gelecekte sektörümüzün gündemini daha düşük ısı iletim katsayısına sahip, çok daha yüksek ısı yalıtımı sağlayan, geri dönüştürülebilir içerikteki çevre dostu ürünlerin dolduracağını kanıtlamaktadır. Gelecek nesillere yaşanabilir dünya, solunabilir bir hava bırakmak hedefiyle sağlıklı yalıtım bilincinin artmasıda büyük önem taşıyor. Sağlığa zarar vermeyen doğa dostu ürünlerin yaygınlaşması için öncelikli olarak camyünü ve taşyünü ürünlerde EUCEB sertifikasının önemini her platformda belirtiyoruz. Deri ve solunum yoluyla vücuda nüfuz eden elyafların vücuttan zararsız bir şekilde atıldığını ispatlayan EUCEB sertifikası, sektörümüz için sağlıklı yalıtımın ilk ve en önemli adımını oluşturuyor.

Yazının devamı için tıklayın