E-Dergi Oku 
KARYER GROUP

T.C. Başbakanlık, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Proje Grup Başkanı İsa Altıntaş: “Özelleştirmede Temel Amaç Gelir Elde Etmek Olmamalıdır”

T.C. Başbakanlık, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı  Proje Grup Başkanı İsa Altıntaş: “Özelleştirmede Temel Amaç Gelir Elde  Etmek Olmamalıdır”

20 Kasım 2011 | TEKNİK MAKALE
89. Sayı (EKİM 2011)
2.186 kez okundu

GNCELElektrik enerjisi sektöründe rekabete dayalı ve işleyen bir piyasanın oluşturulmasına yönelik atılan adımlar her geçen yıl hız kazanırken, yapılan özelleştirmeler doğrultusunda, şu anda elektrik dağıtım piyasasının %46’sı özel sektör tarafından işletiliyor. En yakın vadede tüm işletmelerin özel sektöre devredilmesinin hedeflendiği ülkemizde, elektrik dağıtım ve üretim özelleştirmeleri hakkında en güncel bilgileri T.C. Başbakanlık, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Proje Grup Başkanı İsa Altıntaş’tan öğrendik.  
 
GUNCELElektrik dağıtım ve üretim varlıklarında özelleştirilmeye neden ihtiyaç duyuldu? Bu özelleştirmeler sonucunda hem devlet hem de tüketici tarafından elde edilecek faydalar nelerdir?
Öncelikle, özelleştirmenin bir amaç değil serbest piyasa oluşumunu sağlamaya dönük bir araç olduğunu belirterek sözlerime başlamak istiyorum. Elektrik sektörü özelleştirmeleri bildiğiniz üzere 1990’lı yıllara uzanan bir geçmişe sahip ve uzun süredir ülkemizin gündeminde olan bir husus. Biz İdare olarak 2004 yılında Yüksek Planlama Kurulu kararı ekinde Elektrik Sektörü Reformu ve Özelleştirme Strateji Belgesi’nin (Strateji Belgesi)  yayımlanması ve 02.04.2004 tarihinde Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin (TEDAŞ)  özelleştirme kapsam ve programa alınması ile elektrik sektörüne müdahil olduk.
Siyasi irade, 17.03.2004 yılında yayımlanan Strateji Belgesi ile elektrik piyasasında serbestleşmeden ve özelleştirmelerden yana tavrını ve kararlılığını ortaya koydu.
 
Aslında 2001 yılında 4628 Sayılı Kanunun çıkarılması ve bu Kanun’la Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) kurulması ile sektörde serbestleşme amacı ortaya konuldu ve yasal zemini oluşturuldu. Bu yasa ile imtiyaz sisteminden lisans sistemine geçilmek suretiyle sektörde temel bir hukuki rejim değişikliği yapıldı. Çok satıcı ve alıcının olduğu ve bunların rekabet içerisinde faaliyette bulunacağı bir model öngörüldü ve sektörü düzenlemek ve denetlemek üzere de bir regülasyon kurumu kuruldu. 
 
Bilindiği üzere elektrik dağıtım sektöründeki kayıp kaçak oranları OECD ortalamalarının çok üzerinde ve sektörün yıllık yatırım ihtiyacı 1,7 milyar TL civarında. Yine üretim sektöründe mevcut kamu santrallerinde rehabilitasyon ve yakıtın yeterli olduğu durumlarda ek kapasite oluşturmak için ciddi yatırım ihtiyaçları söz konusu. Kaynakların etkin kullanılması ve arz güvenliği için bu yatırımların yapılması lazım. Bunun yanında elektrik maliyetlerini düşürmek için verimliliğin artırılması gerekiyor.
 
Bu çerçevede özelleştirmelerden beklenen faydalar; verimli işletilmecilik suretiyle maliyetlerin düşürülmesi, elektrik enerjisi arz güvenliğinin sağlanması ve arz kalitesinin artırılması, teknik kayıpların azaltılarak OECD ülkelerinin seviyesine çekilmesi, kaçakların önlenmesi, yenileme ve genişleme yatırımlarının özel sektör tarafından yapılması, rekabet sonucu hizmet kalitesinde ve fiyatlarda sağlanan faydaların tüketicilere yansıtılmasıdır.
 
Dağıtım ve üretim özelleştirmeleri sonucunda tahmini ne kadar bir gelir elde edilmesi öngörülüyor? Ve bu serbestleştirme sürecinin ne zaman tamamlanması planlanıyor?
4046 Sayılı Kanun çerçevesinde yapılan elektrik dağıtım özelleştirmelerinde tüm  dağıtım şirketlerinin (18 şirket) ihalesi bitti. 9 dağıtım şirketi 2009 ve 2010 yıllarında fiilen özel sektöre devredildi. ARAS EDAŞ’ta Danıştay’ın iptal kararı var ve temyiz başvurumuzun sonucunu bekliyoruz. GEDİZ EDAŞ’ta ise ÖYK Kararında yer alan yatırımcılar yükümlülüklerini yerine getiremediğinden ihale iptal edildi. Geriye kalan şirketlerin ise devir süreçleri devam ediyor. Halihazırda dağıtım sektöründe 12 özel dağıtım şirketi faaliyet gösteriyor ve dağıtım piyasasının %46’sı özel sektör eliyle işletiliyor. Hedefimiz geriye kalan şirketlerin de en geç 2012 yılı içerisinde özel sektöre devredilmesi ve dağıtım özelleştirmelerinin tamamlanmasıdır.
 
Dağıtım özelleştirmelerinde 2009 ve 2010 yıllarında devri yapılan 9 şirketten yaklaşık 5 milyar ABD Doları  gelir elde edildi. Devir aşamasında olan 7 şirketten ise 8,5 milyar ABD Doları civarında gelir bekleniyor. 
 
Üretimde ise çoğu akarsu santrali olan 9 santral grup olarak özelleştirildi ve 2008 yılında Zorlu Enerji’ye devredildi. Yine 52 adet akarsu santralinin ihaleleri yapıldı ve birçoğu devredildi. Sırada 16.000 MW gücündeki 4 termik santral (Hamitabat, Kangal, Seyitömer, Soma A-B) ve 9 portföy grubu var. 16.000 MW gücündeki üretim özelleştirmelerinin önümüzdeki birkaç yıl içerisinde tamamlanacağını düşünüyorum.
 
Üretimde şimdiden gelir telaffuz etmeyi doğru bulmuyorum. Ekonomik konjonktür ve katılımcı sayısıyla oluşan rekabet  sonucu belirler diye düşünüyorum.
 
Burada önemle belirtmem gerekir ki, özelleştirmede temel amaç gelir elde etmek olmamalıdır.
 
Elektrik dağıtım ve üretim özelleştirme uygulamalarında ihale sürecine katılan firmalarda hangi kriterler aranıyor? 
Her iki sektördeki özelleştirme uygulamalarında ihaleye katılan firmalarda teknik ve mali yeterlilik kriterleri arıyoruz. Dağıtımda mali kriterler genelde ihale edilecek şirkete göre değişen belli bir toplam varlık ve toplam özkaynak büyüklüğü oluyor. Yine ihale edilen şirkete göre değişen teknik kriterler ise, genelde üretilen veya satılan elektrik miktarı ile hizmet edilen müşteri sayısı gibi kriterler. Geçmiş dağıtım ihaleleri ile ilgili önemli olan husus mali kriterleri sağlayanların teknik kritere ihtiyacı olmadan önyeterliliği alabilmesi idi. Üretimde de benzer mali (toplam varlık, toplam özkaynak) ve teknik kriterler (kurulu kapasite, satılan enerji gibi) uygulanacağını düşünüyorum. 
  
Söz konusu özelleştirme yöntemleri hakkında bilgi verebilir misiniz? GUNCEL
Dağıtım özelleştirmelerinde yöntem Danıştay 1. Dairesinin istişari görüşü çerçevesinde oluşturulmuştur. Özelleştirme yöntemi; içerisinde 30’ar yıllık (Eylül 2036’ya kadar) dağıtım ve perakende satış lisansı ile aynı süre için dağıtım varlıklarının kullanım hakkı bulunan şirketin hisselerinin %100’ünün blok olarak özelleştirilmesidir. Burada devredilen dağıtım şebekesi ve 2036 yılına kadar yatırımlar sonucu oluşacak ilave şebeke varlıkları TEDAŞ’a ait olacaktır. Yani dağıtım varlıklarının mülkiyeti özel sektöre devredilmemiştir.
 
Üretim özelleştirmelerinde de yine geçmiş yargı kararları çerçevesinde hidroelektrik santrallerin mülkiyetinin özel sektöre devri mümkün olmayacak, ancak işletme hakkı devri suretiyle özelleştirilebilecekler, termik santraller ise mülkiyeti ile birlikte devir edilebilecektir. Portföy grupları da şirketleştirilecek ve şirket hisselerinin devri suretiyle özelleştirilecektir. Ancak içerisinde hidroelektrik santral bulunan portföy şirketlerinin bünyesinde hidroelektrik santrallerin mülkiyeti değil işletme hakkı bulunacaktır.
 
Ayrıca kömürle çalışan termik san-trallerde, TKİ’ye ait kömür sahalarının santral ile birlikte özelleştirilmesi amaçlanmakta ve bu konuda çalışmalar devam etmektedir.
 
Özelleştirme süreci sonrasında elektrik enerjisi fiyatlarında değişiklikler olası mı? Bununla ilgili bir kontrol ve denetim mekanizması söz konusu olacak mı? 
Özelleştirmelerden dolayı fiyatların artacağına ihtimal vermiyorum. Bazı çevrelerin iddia ettiği gibi özelleştirme bedellerinin tarifelere yansıtılması söz konusu değildir. Özellikle dağıtım sektöründe fiyatlar düzenlemeye tabi ve şu anda maliyet bazlı fiyat tarifesi uygulanmaktadır. Girdi yakıt fiyatlarındaki değişikliklerin dağıtım şirketinin alış fiyatını değiştirmesi halinde bu tarifeye tarifedeki kurallar çerçevesinde yansıtılmaktadır. Burada tarifeler EPDK’nın denetim ve onayı altında uygulanmaktadır. 
 
Orta ve uzun vadede tasarlandığı gibi serbest tüketici limitinin sıfıra inmesi, kayıp kaçaktaki azalma, verimlilik artışı ve rekabet sonucu tüketicinin daha ucuz ve kaliteli elektrik kullanabileceğini düşünüyorum.
 
Son olarak eklemek istediğiniz hususlar var mıdır?
Ülkemizde elektrik sektöründe talep artışı büyüme oranının üzerinde gerçekleşmekte ve kişi başına elek-trik tüketimi OECD ülkelerinin ortalamasının üçte biri düzeyinde bulunmaktadır. Bu da talep artışının ve sektörün öneminin artarak devam edeceğini göstermektedir. Bu bakımdan sektörde yatırım ortamını ve imkanlarını iyileştirerek potansiyeli harekete geçirmemiz ve kararlı biçimde özelleştirmeleri sonuçlandırmamız gerekmektedir. Enerji yatırımlarını yaparken de yerli kaynak kullanımına ağırlık vermemiz ve kaynak çeşitliliğine gitmemiz büyük önem arz etmektedir.
 
Teşekkür ederim.
 

 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Enerji Depolama Sistemlerinde Yangın Tehlikeleri

2023 yılı Haziran ayı sonu itibariyle, devrede olan santrallerin %54,8'ini yenilenebilir kaynaklardan elektrik üreten santraller oluşturdu....
18 Kasım 2024

Biyogaz Üretiminde Kullanılan Atıkların Özellikleri

Verimli biyogaz üretimi için hammaddelerdeki C/N oranının 20''30:1 arasında tutulması gerekir. Çünkü anaerobik mikrobiyal popülasyonlar karbon...
17 Temmuz 2024

Buhar Saflığı Kontrol ve Koruma: Örnek Koruma Sistemi Algoritma Oluşturma, Lojik Tasarım ve Uygulama Çalışması İncelemesi

İnsanoğlu zaman içerisinde kendi ihtiyacına yönelik olarak bilim ile birlikte birçok yeni buluş ve keşif ortaya çıkarmıştır....
15 Mayıs 2024

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Doğalgaz Dergisi
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.