Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları DerneÄŸi (JESDER), Türkiye’de jeotermal enerji ile üretilen elektriÄŸin ülke ekonomisine olan katkısını, sektördeki geliÅŸmeleri ve ihtiyaçları açıklamak adına Ekonomi Gazetecileri DerneÄŸi üyeleri ve ekonomi basını ile bir araya geldi. JESDER Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Sayın Ufuk Åžentürk, yapmış olduÄŸu sunumda Türkiye’nin jeotermal alanında dünyada dördüncü sırada yer aldığını belirterek gerekli desteklerin verilmesi durumunda bu alanda dünyada lidere konuma ulaşılabileceÄŸinin altını çizdi.

Toplantıda gazetecilere sunumu yapan JESDER Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Sayın Ufuk Åžentürk; jeotermalin sadece elektrik üretiminde deÄŸil; konut ısıtması, kimyasal madde üretimi, endüstriyel kullanım, termal turizm, maden suyu gibi birçok alanda kullanıldığını ancak 130 derecenin üzerinde çıkan kaynakların elektrik üretimine uygun olduÄŸunu söyledi.

Sektörü ileriye taşımak adına 3 yıl önce derneÄŸi kurduklarını, bugün gelinen noktada 30 Elektrik Üretim  lisansı sahibi ÅŸirketin JESDER üyesi olduÄŸunun altını çizen Åžentürk; “JESDER üye ÅŸirketleri ÅŸu anda aktif 38 adet jeotermal enerji santrali ile ülke ekonomisine büyük kazanç saÄŸlıyor. Yatırımcılarımızın tamamının yerli yatırımcı olması nedeni ile yurt dışına hiç bir kar transferi olmuyor ve Yatırımcılar kazançları ile yeni Jeotermal Santral Yatırımları yapıyorlar” dedi.

Çevre dostu, temiz ve yenilenebilir bir enerji kaynağı olan Jeotermalin Türkiye ekonomisine olan katkılarının rakamsal boyutuna da deÄŸinen JESDER BaÅŸkanı, sözlerine ÅŸu bilgilerle devam etti: “JES’lerden üretilen elektrik ile dışa bağımlı DoÄŸalgaz-Ä°thal Kömür-Akaryakıt gibi kaynaklardan tasarruf edilmekte, yaklaşık 380 bin ton akaryakıtın ve 1,2 milyar m³ doÄŸalgazın ithalatı azaltılmaktadır. Bu da ülke ekonomisine 300 milyon dolarlık bir katkı saÄŸlamaktadır. Mevcut kurulu güç üzerinden ödenen vergi ve yasal yükümlülükler ile JES’ler ülke ekonomisine yıllık 510 Milyon dolar katkı saÄŸlamaktadır. Bunlara SGK ve gelir stopaj vergisi gibi kaynaktan kesilen vergi maliyetlerini de ekleyecek olursak bu tutar 600 milyon dolar mertebesine ulaÅŸmaktadır. Üstelik Jeotermal Santral Yatırımlarının % 70 i Yerli Üreticilerimiz tarafından Türkiye’de üretilmekte ve kaynaklarımız vatanımızda kalmaktadır” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Jeotermalin, rüzgar, hidroelektrik, güneÅŸ ve biyokütleye oranla en hızlı büyüyen enerji sektörü olduÄŸunu kaydeden  Ufuk Åžentürk konuÅŸmasında; “Jeotermal elektrik santraller hidrolik ve rüzgar enerjisi santrallerinden 3 kat, güneÅŸ enerji santrallerinden ise 5 kat daha verimli çalışmaktadır. 4,2 Milyon USD megavat maliyetine ve tüm arama risklerine raÄŸmen Jeotermal Santral Yatırımcısı ÅŸirketlerimiz GeçtiÄŸimiz 8 ayda, %70’lik büyüme oranı ile jeotermal enerjiden elektrik üretimi 690 MWe’den 1007.8 MWe’ye yükselerek, Türkiye jeotermal elektrik sektöründe en hızlı büyüyen ülke olarak tarihe geçti. Ä°çinde bulunduÄŸumuz yılın ilk yarısı itibariyle Jeotermal enerji üretiminde dünya’da 7’nci sırada bulunan Türkiye, 4.2 milyar dolarlık yatırımlar ile 1.007,8 Mega Watt’a ulaÅŸarak, uluslararası bir baÅŸarı gösterip dünya 4’üncülüÄŸüne yerleÅŸti. Dünyada 1000 MW’ın üzerinde Jeotermal Kaynaklardan elektrik üreten 4 ülke mevcuttur ve Türkiye de 1000’ler kulübünün artık üyesidir” dedi. Åžentürk ayrıca, gerekli desteklerin verilmesi durumunda Türkiye’nin jeotermal enerji alanında dünyada lider konumda olacağını vurguladı.