Yenilenebilir Enerji Kaynakları ile Kojenerasyon
TÜRKOTED Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Yavuz Aydın
Enerji üretiminin en verimli yolu olan Kojenerasyon- yani birleÅŸik ısı ve elektrik üretimi - sistemleri her türlü yakıtla yapılabilme özelliÄŸine sahiptir. Son zamanlarda geliÅŸen teknolojilerin desteÄŸiyle giderek artan oranlarda yenilenebilir yakıtlara dayalı Kojenerasyon sistemleri kurulduÄŸunu memnuniyetle izliyoruz.
GüneÅŸ, Jeotermal, Biyokütle, Biyogaz alanına yönelik teknolojilerdeki yenilikler sayesinde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı da günden güne artmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının fosil yakıtlara göre avantajları saymakla bitmez... yaÅŸadığımız çevredeki artan sera gazı tehdidine karşı kullanılabilen sonsuz bir kaynak olması ise en belirgin avantajıdır. 2015 yılında Dünya birincil enerji arzında yenilenebilir enerji kaynaklarının payı %13,4 olmuÅŸtur (IEA). Dünyadaki elektrik üretimindeki payı ise %22,8’dir (IEA).
Yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olan biyokütle önemli bir yere sahiptir çünkü; süreklidir, çevre dostudur ayrıca katı, sıvı ve gaz olarak kullanılabilir. Biyokütle enerjisini, klasik ve modern anlamda olmak üzere iki grupta ele almak mümkündür. Birincisi; geleneksel ormanlardan elde edilen yakacak odun ve yine yakacak olarak kullanılan bitki ve hayvan atıklarıdır. Ä°kincisi, yani modern Biyokütle enerjisi ise; ormansal ve tarımsal atıklar , tarım endüstrisi atıkları, hayvan atıkları, enerji ormancılığı, kentsel atıklar olarak sıralanabilir.
TÜRKOTED’ in misyonları arasında Biyokütle kaynaklarını kullanarak elektrik ve ısı enerjisinin birlikte üretilmesini ve yaygınlaÅŸtırılmasını saÄŸlamak çok önemli bir yer tutar. Kurulacak olan biyokütle tesislerinin kojenerasyon olarak tasarlanması ile bölgesel/kentsel ısıtma yapılabilmesi, seraların ısıtılabilmesi gibi faydalar saÄŸlamanın yanında atık yönetimi ile nihai atıkları minimize eder. Yerli kaynaktır ve enerji arz güvenliÄŸini arttırır. YEGM tarafından yapılan araÅŸtırmaya göre; ülkemizde orman kaynaklı biyokütle potansiyeli yıllık 4.8 Milyon ton olup toplam 600 MW bir kapasiteyi destekleyebilir.
Türkiye’nin tüm orman ve tarım kaynaklarından yılda 25 Milyon ton kuru biyokütle elde edileceÄŸi ve kuru biyokütlenin ortalama ısıl deÄŸerinin 17.5 MJ/kg olacağı kabulüyle, yıllık 26milyar kWh elektrik üretim potansiyeli olduÄŸu hesaplanmıştır. Bu rakam Ülkemizin toplam yıllık elektrik üretiminin yaklaşık % 9’una tekabül eder.
Ülkemizdeki hayvan atıklarından elde edilebilecek olan Biyokütle potansiyelinin ise yıllık 35.000 GWh olduÄŸu tahmin edilmektedir. Bu potansiyelle Türkiye’deki elektrik üretiminin yaklaşık %13’ünün hayvansal atıklardan karşılanabileceÄŸini söylememiz mümkündür. Almanya bu alanda binlerle ifade edilecek tesisle öncü durumdadır. Ayrıca hayvansal atıkların çürütülmesi sonucunda ortaya oldukça kaliteli sıvı gübre çıkmaktadır. Modern tarımda bu sıvı gübrenin tanıtımı ve kullanımının yaygınlaÅŸması tarımda verimi ciddi oranda artıracak ve gübre ithalatında tasarrufa yolaçacaktır.
Evsel atıklardan direk yakma, gazlaÅŸtırma, biyogaz, atıktan türetilmiÅŸ yakıt (ATY) ve diÄŸer yöntemlerle enerji üretilebilir. En yaygın kullanılan yöntem biyogazdan enerji üretimidir. Ülkemizdeki büyükÅŸehirlerin çoÄŸunda biyogazdan elektrik üreten tesisler kurulmuÅŸ ve çalışmaktadır. Evsel atıklardan elde edilen biyogazla elektrik üretiminin topluma ve yaÅŸadığımız çevreye en büyük katkısı atmosfere atılan en zararlı gaz olan metanın yakıt olarak deÄŸerlendirilmesidir. Çöp gazı ile çalışan 1 MW’lık bir gaz motoru yıllık 46.500 ton sera gazı salınımını önler.
GüneÅŸ enerjisi ise önemi giderek artan ve yeni teknoloji araÅŸtırmalarının en yoÄŸun kullanıldığı yenilenebilir enerji kaynağıdır. GüneÅŸ enerjisinden elektrik kullanımı için bilinen en yaygın kullanım alanı fotovoltaik panellerdir. Nispeten daha az bilinen diÄŸer uygulama ise YoÄŸunlaÅŸtırılmış GüneÅŸ Enerjisini (Concentrated Solar Power- CSP) kullanarak elektrik üretimidir. Bu teknolojide kızgın buhar veya kızgın yaÄŸ elde edilip buhar türbinlerine yönlendirilerek elektrik ve ısı üretimi mümkün olmaktadır.
Birçok enerji santralinin fosil yakıt kullanarak elde ettiÄŸi yüksek basınç ve sıcaklıktaki su buharı, CSP teknolojisiyle bir kulenin tepesindeki bir alıcıya güneÅŸ ışığını odaklamak için helyostat olarak bilinen, düz, güneÅŸ gözlem aynalarını kullanarak elde edilebilmektedir. Kulenin tepesindeki bir Receiver’da elde edilen yüksek basınç ve sıcaklıktaki buhar, türbin ve jeneratör yardımıyla elektrik enerjisine dönüÅŸtürülmektedir.
Kule tipi CSP teknolojisinin giderek yaygınlaÅŸan bir diÄŸer kullanım alanı da kurulu ve çalışmakta olan fosil yakıtlı santrallerden arazi ve güneÅŸ ışınımı uygun olanlarında Fosil + CSP hibrit uygulamalardır. Bu yolla kurulu tesisin verimliliÄŸi %20’lere varan oranda artırılabilmekte ve çok ciddi birincil yakıt tasarrufu saÄŸlanabilmektedir.
Yeni kurulacak olan fosil yakıtlı santrallerde de yer ve teknoloji seçiminin Fosil+CSP Hibrit uygulamaya uygun ÅŸekilde planlanmasıyla enerji maliyetlerinde ve cari açıkta hatırı sayılır ölçeklerde tasarruf saÄŸlanması mümkündür. Böylece ülkenin enerji arz güvenliÄŸi saÄŸlanırken yenilenebilir kaynaklar da en üst düzeyde deÄŸerlendirilmiÅŸ olmaktadır.
İlginizi çekebilir... Homo-Sapiens'ten Robo-Sapiens'e Enerji Devrimiİlk insanoğlu dogmatik içgüdüleri ile ateşi kullanmaya başladığında enerjinin dönüşüm ve korunum yasalarının da temellerini bir nevi atmış bulunmaktad... Türkiye Enerji DiplomasisiEnerji diplomasisi eylem planının hayata geçirilmesi, güney gaz koridorunun bir parçası olan doğu Akdeniz'de enerji kaynaklarıyla ilgili sorunlar ... Enerjide Yeşil İnovasyonİklim değişikliği ile sürdürülebilir ve yenilikçi yöntemler geliştirmek, tüm sektörlerde olduğu gibi enerji sektörü için de kaçınılmaz hale gelmiştir.... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.