27 Kasım 2017 | ÇEVRE 138. Sayı (Kasım-Aralık 2017) | 4.013 kez okundu |
Ülkemizde bir yılda ortaya çıkan yaklaşık 28 milyon ton belediye çöpünden 7 milyon ton ek yakıt üretmenin mümkün olduğunu vurgulayan Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS) Yönetim Kurulu Başkanı Tufan Ünal, “Üretilen bu ek yakıt yıllık 1,7 milyon ton CO2 azaltımı yapmak ve belediye katı atıklarını yüzde 80 oranında azaltmak anlamına da geliyor” ifadelerini kullanıyor...
Son yıllarda üretimi daha verimli hale getirmek amacıyla çöpü enerjiye, enerjiyi çimentoya çeviren çimento sektöründe ayrıca baca gazından elektrik üretim sistemi de hızla yaygınlaşıyor. Şu ana kadar sektörde aktif faaliyet gösteren 32 kuruluşa bağlı 63 entegre tesisin 18’i baca gazından elektrik üretimine geçti. Tesislerin
tümü baca gazından elektrik üretir hale gelinceyse elde edilen enerji 900 bin konutun enerji ihtiyacını karşılayabilecek düzeye ulaşacak...
Diğer taraftan çimento sektörünün yüzde 98’ini temsil eden Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS), sektörün atıktan ürettiği enerjinin kapsamını genişletmek için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile görüşmelere devam ediyor. Çünkü bir yılda ülkemizde ortaya çıkan yaklaşık 28 milyon ton belediye çöpünden 7 milyon ton ek yakıt üretmek ve kullanmak mümkün. Üretilen 7 milyon ton ek yakıt, yıllık 1,7 milyon ton CO2 azaltımı yapmak ve belediye katı atıklarını yüzde 80 oranında azaltmak anlamına da geliyor... Biz de bu güncel
gelişmelerle ilgili Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS) Yönetim Kurulu Başkanı Tufan Ünal ile bir röportaj yaptık. Çimento sektöründeki yeni uygulamalar
ve sektörün çevreyle ilişkisi üzerine gerçekleştirdiğimiz röportajda, çimento sektörü olarak üretimi daha verimli hale getirmek amacıyla çöpü enerjiye, enerjiyi çimentoya çevirdiklerini ve sektörde baca gazından elektrik üretim sisteminin hızla arttığını ifade eden Tufan Ünal, belediye atıklarında ikame oranının Avrupa’da yüzde 60 seviyelerine ulaştığını, Türkiye’de ise bu oranın henüz yüzde 4 civarında olduğu vurgusunu yaptı.
Çimento üretimi sonucu açığa çıkan CO2 emisyonunu azaltmak ve doğal kaynakları daha verimli kullanmak için alternatif yakıt ve alternatif hammadde kullanımının çimento sektöründe giderek artış gösterdiğini ifade eden Ünal, tüm bunların yanı sıra aşağı yukarı üyeleri olan bütün çimento fabrikalarında gelişmiş torbalı filtre sistemlerinin kullanıldığını, toz emisyonunu dünya standartlarının da altına indirdiklerini söyledi. Sektör olarak su kullanımında da verimliliğe önem verdiklerinivurgulayan Tufan Ünal, şu ifadeleri kullandı: “Verimliliğin, doğal hayat ve insanlığın geleceği için önemini biliyor, bu bilinçle de çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Özellikle 2008 yılından bu yana çevresel verimliliği artırmaya yönelik yatırımlarımıza hız kazandırdık. Sektörümüz özellikle atıktan enerji üretiminde önemli bir ivme yakaladı. Güvenli depolama veya kapsülleme gerçekleştiriyoruz, ardından bu atıkları nenerjiye dönüştürüyoruz ve böylece kaynak kazanımı gerçekleştirmiş oluyoruz.
Bundan sonraki aşamalarsa atıkların hammadde olarak geri kazanımı, birden çok defa yeniden kullanımı, daha az tüketme ve tüketimden kaçınma olarak devam ediyor.
Daha açık bir ifadeyle, atıkları yakarak enerjisinden faydalanırken, kül olarak kalan kısım hammadde olarak kullanılarak son ürünü de çimentoya dönüştürüyoruz. Atıkların çimento fabrikalarında bertaraf edilmesiyle, kullanılan fosil yakıt miktarında önemli azalma sağlıyoruz...”
“Sektörümüzün CO2 salımının azaltılması konusunda yürüttüğü en önemli uygulamalardan biri, ‘atık ısıdan enerji üretimi’. İlk olarak Akçansa Çimento Fabrikası’nda 2011 yılında devreye alındı. 2016 yılı sonu itibariyle sektörümüzde 10 fabrikada 18 hat ile toplam 100,7 MW gücünde atık ısı geri kazanım tesisi yatırımı daha gerçekleştirildi. Toplam 5 hatta 34,0 MW elektrik üretimine imkân tanıyacak dört fabrikaya ait yatırımların da birkaç yıl içinde devreye alınmasını bekliyoruz; böylece 135 MW’lık bir enerji hiçbir fosil yakıt kullanılmadan üretilmiş olacak ve bu da yıllık yaklaşık 400 bin hanenin elektriğinin sıfır karbon salımı ile karşılanması anlamına gelecek...”
Avrupa ile Aramızda Ciddi Bir Mesafe Var
“Çevresel sürdürülebilirlik anlamında referans niteliğinde olan Avrupa Birliği, yapı olarak, yürütülen ekonomik faaliyetlerin çevreye olan etkisini inceleyen ülkelerden oluşuyor. AB atık yönetimine baktığımızda düzenli depolama, kompostlama, geri dönüşüm, geri kazanım, yakma, atıklardan enerji üretimi teknolojileri geliştirme, uygulama ve eğitim yöntemleri ile çevreyi korumaya yönelik iyi uygulama örneklerini oluşturduklarını görüyoruz.
Türkiye’de atık yönetimine ilişkin düzenlemelerde AB direktifleri doğrultusunda geliştirilmiş ve ülke şartlarına uygun yönetmelikler yayımlanmıştır. Ancak yakma, kompostlama, düzenli depolama gibi yöntemler bazı kentlerde kullanılmaya başlanmakla birlikte yeterli düzeye henüz erişememiş, uygun katı atık hazırlanmasındaki sorunlar yeterince çözülememiştir. Atık yönetimi konusunda Avrupa ülkeleri ile aramızda ciddi bir mesafe olduğu gerçeğine ek olarak, AB çevre mevzuatının gerektirdiği atıksu arıtma tesisleri, düzenli çöp depolama alanları vb. yatırımların tamamlanması için büyük mali kaynaklara ihtiyaç duyuluyor. Gelişmiş ülkelere baktığımızda, çevresel sürdürülebilirlik konusunun çoğunlukla özel şirketlere emanet edildiğini görüyoruz. Türk çimento sektöründe de alternatif yakıt kullanımı giderek yaygınlaşıyor. Söz konusu alternatif yakıtlar arasında belediye atıkları, endüstriyel atıklar, ömrünü tamamlamış lastikler gibi pek çok atık yer alıyor. Sendika olarak, atıktan ürettiğimiz enerjinin kapsamını genişletmek için Çevre ve Şehircilik Bakanlığıile görüşmelerimizi devam ettiriyoruz.
Kamuya düşen görev ise belediyelerin toplama ve bertaraf yükümlülüğünde olan atıkların entegre bir yaklaşımla yönetilmesi esasıdır. Bu kapsamda yapılan çalışmalar doğrultusunda, katı atık düzenli depolama tesisi sayısının yıldan yıla artış gösterdiğini de gözlemleyebiliyoruz...”
Sektörde Alternatif Yakıt Kullanımı Artış Gösteriyor
“ÇEİS’e üye 32 kuruluşa bağlı 63 tesiste çeşitli yatırımlarla, çevresel sürdürülebilirlik ve enerji verimliliğine yönelik çalışmalar gerçekleştiriliyor. Enerjinin ve suyun verimli kullanılması, karbon salımının azaltılması, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, atıkların azaltılması, habitatın korunumu gibi çeşitli faaliyetlerle doğal hayatın sürdürülebilirliğine katkı sağlıyoruz. Tüm bu çalışmalarımıza paralel olarak, karbon ayak izine karşı tüm dünyada giderek yaygınlaşan harekete destek kapsamında daha çevreci bir çimento türü olan katkılı çimento kullanımını da sektör genelinde artırıyoruz. Çimento üretimindeki CO2 salımının ana kaynağı yüksek ısıda pişirilen klinkerden kaynaklanıyor.
Klinker ve katkıların beraber öğütülmesi ile elde edilen çimentonun katkı oranı yüksek, klinker oranı düşük tiplerinde CO2 salımı daha az. Alternatif yakıtlardan olan arıtma çamuru, karbondioksit emisyonu açısından nötr olduğu kabul edilen saf biyokütleden oluşuyor ve buna ek olarak pek çok alternatif yakıtta, içinde bulunan odun ya da kağıt parçaları nedeniyle yüksek miktarda biyokütle içermekte olup, CO2 emisyonlarının azaltılmasını sağlıyor.
Çimento üretimi sonucu açığa çıkan CO2 emisyonunu azaltmak ve doğal kaynaklarım daha verimli kullanmak için alternatif yakıt ve alternatif hammadde kullanımı sektörümüzde giderek artış gösteriyor. Ayrıca, yukarıda da bahsetmiş olduğum çimento fabrikalarında hızla yaygınlaşan atık ısıdan enerji üretimi, sektörümüzün CO2 salımının azaltılması konusunda yürüttüğü en önemli uygulamalardan biri”.
R E K L A M