30 Ocak 2018 | TEKNİK MAKALE 139. Sayı (Ocak-Şubat 2018) | 2.487 kez okundu |
Bu yıl 100. yılını kutlayan Viessmann’ın, Türkiye’deki stratejisini, hedeflerini ve vizyonunu dergimize anlatan Viessmann Türkiye Genel Müdürü Dr. Celalettin Çelik, Nisan ayında yürürlüğe girecek ErP Yönetmeliği konusunda da dergimize önemli açıklamalarda bulundu. Viessmann için 2. yüzyıla girerken dijitalleşme ve enerji dönüşümünün öne çıkacağını belirten Çelik, ErP konusunda ise “Tüm tarafların üzerinde anlaştığı yumuşak bir geçiş modelinin faydalı olacağını düşünüyoruz” diyor.
ÖNCELİKLE KÜRESEL BİR MARKA OLAN VIESSMANN’IN 100. YILI DOLAYISI İLE SİZLERİ KUTLUYORUZ. İKİNCİ YÜZYILA GİRERKEN MARKANIZIN VİZYONU HAKKINDA BİLGİ VERİR MİSİNİZ?
Teşekkür ederiz. 2017 tüm Viessmann çalışanları ve partnerleri için gerçekten de özel bir yıl. 1917 yılında Almanya’nın Hof şehrinde tarım aletleri üretmek üzere kurulan Viessmann, sizin de belirttiğiniz gibi bu yıl 100. kuruluş yıldönümünü kutluyor. Kutlamalar Mart ayında ISH fuarında “Into a new century” sloganıyla başladı. Şirketimizin ikinci yüzyılına girerken verdiği ana mesajların arasında dijitalleşme ve enerji dönüşümü öne çıkmaktadır.
Dijital dönüşüm sürecinde Viessmann tarafından tüketici ile partnerlerimizi buluşturacak online bir platform geliştirilmektedir. Partnerlerimiz teklif hazırlamadan projelendirmeye kadar ihtiyaç duydukları her türlü bilgiyi Viessmann’ın sanal kütüphanesinden temin edebileceklerdir. Yakın gelecekte tüm cihazların çeşitli modüller ile internete bağlanması mümkün olabilecektir.Tesisat ve servis firmaları tüketicilerin tesisatlarını uzaktan kontrol edip, gerektiğinde ayarlarını güncelleyebilecek ve hatta servis ihtiyacını önceden tespit edebileceklerdir. Tüketiciler akıllı telefonlarındaki uygulamalarla ısıtma sistemlerini uzaktan kumanda edebileceklerdir. Böylece verimlilik ve konfor artışı sağlanırken başta servis hizmetleri olmak üzere tüm süreçlerde zaman tasarrufu sağlanacaktır.
Enerji dönüşümünü ise fosil yakıtlardan yenilenebilir kaynaklar tarafından üretilen elektriğe geçiş olarak özetleyebiliriz. Elektriğin gelecekte güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklardan üretilmesi, CO2 nötr olması ve yerinde üretilmesi önem kazanacaktır. Geleceğin yapıları enerji tüketen değil, enerji üreten özellikte tasarlanacaktır. Bugünkü teknoloji ile yapılarda elektriği en kolay PV’lerle üretebiliyoruz. Kuşkusuz binalarda elektrik üretmenin tek yolu PV değildir; yakıt hücre sistemleri ve mikrokojenerasyon üniteleri ile ekonomik elektrik üretimi konusunda araştırmalar yapılmaktadır. Üretilen elektriği ısı pompası vasıtasıyla evimizin ısıtma ve soğutmasında ve hatta diğer elektrikli cihazlarımızda kullanabiliriz. Burada en önemli sorun üretilen fazla elektriğin depolanmasıdır. Elektriğin ekonomik bir batarya sisteminde depolanmasına yönelik araştırmalar devam etmektedir. Üretilen enerjinin konutta tüketilmesi, depo edilmesi veya şebekeye satışı seçeneklerini optimize edecek enerji yönetim sistemleri geliştirilmektedir.
Özel aile şirketi yapısını koruyan şirketimizin yönetim kurulu başkanlığı görevini bildiğiniz gibi halen Prof. Martin Viessmann yürütmektedir, kendisi 3. neslin temsilcisi olarak 1991 yılında aldığı sorumluluğu başarıyla sürdürmektedir. Gerek dijitalleşme, gerekse de enerji dönüşümü süreçleri bir taraftan yeni rekabet alanları oluştururken, diğer taraftan da gelecek için yeni şanslar sunmaktadır. Viessmann organizasyonel yapısını geleceğin taleplerine göre yeniden şekillendirmiş ve yönetimde 4. nesle geçiş sürecini de başlatmış bulunmaktadır.
100. yıl kutlamalarının önemli bir olayı da Nisan ayında Viessmann’ın Allendorf merkezinde Başbakan Merkel’in katılımıyla açılan yeni Ar-Ge merkezi Technikum’dur. 50 milyon €’ya mal olan Technikum bugünün ve geleceğin teknolojik taleplerini karşılayarak Viessmann’ın inovasyon gücünü artıracaktır.
TÜRKIYE PAZARINI NASIL DEĞERLENDIRIYORSUNUZ VE GELECEK STRATEJINIZI NASIL ŞEKILLENDIRIYORSUNUZ?
Bilindiği gibi Türkiye’de ısıtma sektörünü ağırlıklı olarak doğalgazlı cihazlar domine etmektedir. Adetsel büyüklük bakımından Türkiye’nin Avrupa’nın önde gelen pazarlarından biri olması nedeniyle uluslararası hemen bütün önemli üreticiler ülkemizde faaliyet göstermektedir. Yerli kurumsal markalarla birlikte pek çok Avrupalı üreticinin gerçekleştirdiği fabrika yatırımları Türkiye’yi Avrupa’nın önde gelen üretim merkezlerinden biri haline getirmiştir. Sonuç olarak iç pazarda rekabetin çok yoğun olduğu ve güçlü bir ihracat imkanına sahip bir sektörde çalışıyoruz.
Viessmann olarak 2013 yılında Manisa’da kombi fabrikamızı açtık. Bu fabrikamız halen üretiminin yarısından fazlasını Avrupa’ya ihraç etmektedir. Manisa fabrikamız Viessmann grubu içindeki en modern üretim tesislerinden biri olup, sürdürülebilir bina konsepti bakımından en gelişmiş standartların taleplerini yerine getirdiğinden DGNB ve LEED yeşil bina sertifikalarına sahiptir. Yaklaşık 13.000 m2 kapalı alana sahip fabrikamızda üretim “lean production” prensibine göre gerçekleşmektedir. İnşaatında çevre dostu ve geri dönüşümlü malzemeler kullanılmıştır. Isı pompaları ve PV paneller vasıtasıyla doğa enerjisi ile işletilen binada fosil yakıt kullanılmamaktadır.
Diğer taraftan sektördeki en güçlü satış organizasyonlardan birine sahibiz. Türkiye genelindeki 10 bölge müdürlüğümüz ve nitelikli çalışanlarımızla yaygın bir satış ve servis hizmeti sunmaktayız. Müşterilerimize sadece yüksek verimli ve çevre dostu ısıtma ve soğutma ürünleri sunmuyoruz, bu ürünlerle birlikte her türlü teknik danışmanlık hizmetini de veriyoruz. Sektördeki partnerlerimize sürekli eğitim imkanı sunuyoruz. Çok geniş bir Türkçe dokümantasyona sahibiz. Viessmann olarak ülkemizin ısı tekniği kültürüne önemli katkı verdiğimizi düşünüyoruz. Kuşkusuz teknolojik ve yenilikçi önderliğimizi gelecekte de sürdürmek istiyoruz.
ERP GEÇİŞ SÜRECİ HAKKINDAKİ YAKLAŞIMINIZ NEDİR?
ErP yönetmeliği geçiş sürecinde DOSİDER olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile yoğun bir çalışma yürüttük. Gelinen noktada ErP yönetmeliğinin 21 Nisan 2018 tarihinden itibaren ülkemizde yürürlüğe gireceği anlaşılıyor. ErP’nin uygulamadaki en önemli etkisi 400 kW ısıtma gücüne kadar kombi ve kazanların yoğuşma teknolojisine sahip olma zorunluluğudur. Bir başka deyişle 400 kW ısıtma gücüne kadar konvansiyonel kombi ve kazanların üretim ve ithalatı bu tarihten itibaren yasaklanacaktır.
ErP yönetmeliğinin diğer önemli etkilerini de şu şekilde sıralayabiliriz: Kombilerin içinde bulunan sirkülasyon pompalarının yüksek verimli pompa olma zorunluluğu, 70 kW ısıtma gücüne kadar kombi, kazan gibi ısı üreticileri ile 500 litre hacme kadar su ısıtıcıları ve boylerler için üreticilerin enerji verimliliği etiketi düzenleme zorunluluğu, yine 70 kW’a kadar kombi, kazan, ısı pompası veya güneş enerjisi sistemi gibi çeşitli ısı üreticilerinin birlikte kullanıldıkları ısıtma sistemlerinin enerji etiketlemesinin uygulamacı firmalar tarafından yapılması zorunluluğu.
ErP’nin işlerlik kazanmasıyla birlikte tüketicilere daha yüksek verimli ve çevre dostu ısıtma ürünleri seçenekleri sunulacak, tüketiciler de satın almak istedikleri ısıtma cihazının veya cihaz kombinasyonunun enerji tüketim sınıfı hakkında önceden bilgi sahibi olacaklardır. ErP geçişinde Avrupa ülkelerinde pazarın bir miktar gerilediği tespit edilmiştir. Burada yoğuşma teknolojisine geçişte ürün maliyetlerindeki artış ve sektörün yeni yönetmeliğe adaptasyonu en önemli faktörlerdir. Bu bakımdan tüm tarafların üzerinde anlaştığı yumuşak bir geçiş modelinin faydalı olacağını düşünüyoruz.
R E K L A M