30 Ocak 2018 | SÖYLEŞİ 139. Sayı (Ocak-Şubat 2018) | 4.287 kez okundu |
Türkiye Doğalgaz Dağıtıcıları Birliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Arslan ile Türkiye doğalgaz piyasalarıyla ilgili görüştük. Türkiye’nin, Rusya ve Hazar Bölgesi ile birlikte, komşu İran ve Irak da dahil olmak üzere büyük gaz ve petrol kaynaklarına sahip Orta Doğu’ya ve talebin yoğun olduğu Avrupa’ya sınırı olan tek geçiş noktası olma özelliğiyle stratejik bir önem taşıdığına dikkat Çeken Arslan, Türkiye’nin hedefinin, doğalgazın kaynak ülkeleriyle Avrupa ülkeleri arasında bir köprü olmaktan ziyade ülkemizi fiziki ve ticari anlamda bir merkez haline getirmek olması gerektiğini vurguladı.
Genel hatlarıyla Türkiye doğalgaz dağıtım sektörüyle ilgili neler söyleyebilirsiniz, ulaştığı büyüklük nedir?
Doğalgaz dağıtım sektörü, son 10 yılda önemli bir büyüme kaydetti. 10 yıl önce 2 bin km olan çelik hat uzunluğu 2016 yılında 11 bin km’ye; polietilen hat uzunluğu ise 20 bin km’den 75 bin km’ye ulaştı. Yapılan bu çalışmalarla bugün Türkiye’nin doğalgaz şebekesi uzunluğunun 116 bin km’ye ulaşması; dünyanın çevresini 3 kez, Türkiye’nin sınır çevresini ise 11 kez dolaşacak şebeke uzunluğuna eşit olduğu anlamına geliyor. Yapılan çalışmaların sonucunda aynı dönem içinde abone sayısı ise yüzde 120 artış göstererek 13,2 milyonu aştı.
2017 yılını tamamlarken 77 ilde ve 400’ün üzerinde ilçede, 72 doğalgaz dağıtım şirketiyle faaliyet gösteriyoruz. 2018 yılında Tunceli, Artvin, Hakkari ve Şırnak’a doğalgaz ulaştırarak Türkiye’nin her iline doğalgaz erişimi sağlamış olacağız. 2016 yılında Türkiye’de doğalgaz tüketimi, 46 milyar m3’ten yüzde 15’lik bir artışla 53 milyar m3 seviyesine yaklaşarak rekor bir tüketime ulaştı. 2017 yılının ilk 4 ayında ortalama sıcaklıkların düşük olmasının ve sisteme dahil olan yaklaşık 800 bin yeni abonenin geçtiğimiz yılki tüketim artışlarında önemli pay sahibi olduğunu söyleyebiliriz.
Tüm bu rakamlara bakıldığında son 10 yılda Türkiye’nin, doğalgaz dağıtım sektörü açısından yatırımların ve altyapı çalışmalarının yoğun olduğu bir dönemden geçtiğini görüyoruz. Gün geçtikçe yeni illere ve ilçelere doğalgaz arzı artıyor. Türkiye’deki konut sayısına oranla doğalgaza ulaşım ne durumda?
Günümüzde tüm Türkiye’de ilçelerin yarısının doğalgaza erişiminin olmadığını görüyoruz; bu doğrultuda tüm vatandaşlarımıza doğalgaz konforunu kaliteli ve güvenli bir şekilde ulaştırmak en öncelikli hedefimiz. Bu hedefi gerçekleştirmek için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. 2017 yılında 94 ilçeye arz sağlanarak; 1,9 milyon vatandaşa dağıtım şebekesi ulaştırıldı ve abone alımları hızla devam ediyor. Türkiye’de bugün itibarıyla 77 ilimizde 47 milyon vatandaşımıza güvenli doğalgaz ulaştırıyoruz. 4 ilimize daha iletim hattının ulaşmasından sonra doğalgaz dağıtım şirketlerimizin yatırımlarıyla vatandaşlarımız doğalgaza kavuşacak. Dağıtım şirketlerimiz bugüne kadar 7 milyar doların üzerinde yatırım gerçekleştirdi. Dağıtım şirketlerimizin sadece 2017 yılında yaptığı 1,2 milyar TL’lik yatırımla şebekemiz yaklaşık %10’a yakın büyüme gösterdi. 2018 yıl için de benzer bir yatırım ön görüyoruz.İçinde bulunduğumuz yılda 1 milyon yeni abone ve yatırımlar ile yaklaşık 2,5 milyon vatandaşa daha ulaşmak için çalışıyoruz. Genişleme çalışmaları kapsamında toplam 4 milyar TL’lik bir yatırımla 2019 yılına kadar 222 yeni ilçeye doğal gaz ulaştırmayı hedefliyoruz.
Türkiye’nin bulunduğu coğrafya itibarıyla, global doğalgaz pazarında görevi ne olmalı?
Türkiye, Rusya ve Hazar Bölgesi ile birlikte, komşu İran ve Irak da dahil olmak üzere büyük gaz ve petrol kaynaklarına sahip Orta Doğu’ya ve talebin yoğun olduğu Avrupa’ya sınırı olan tek geçiş noktası olma özelliğiyle stratejik bir önem taşıyor. Türkiye ayrıca, doğru adımlarla Doğu Akdeniz’de sondaj aramaları ve gazın Avrupa’ya iletimi konusunda önemli bir rol üstlenebilir. Türkiye’nin hedefi, doğalgazın kaynak ülkeleriyle Avrupa ülkeleri arasında bir köprü olmaktan ziyade ülkemizi fiziki ve ticari anlamda bir merkez haline getirmek olmalı. Bu hedefin gerçekleştirilmesi için farklı kaynaklardan gelen doğalgazın ülkemize ulaşması ve ülkemizdeki düzenlemelerin serbest piyasa yapısını destekleyici şekilde kurgulanması büyük önem taşıyor. Hükümetin özellikle son iki yılda aldığı tedbirler, dünyada doğalgaz sektöründeki gelişime paralellik arz ediyor. Gerçekleştirilen FSRU projeleriyle birlikte, 2018 yılında devreye alınacak olan TANAP boru hattından gelecek doğalgazla kaynak çeşitliliği ve arz fazlası oluşacaktır. EPİAŞ sürecinin tamamlanmasıyla birlikte de şeffaf, öngörülebilir ve güvenilir bir piyasa oluşması halinde Türkiye’nin bölgesel HUB olmasının kaçınılmaz hale geleceği görüşündeyim.
Doğalgaz kullanımının hava kirliliğinin önlenmesine katkıları nedir? Doğalgazın kullanılmaya başladığı günlerle karşılaştırdığınızda Türkiye’nin hava kalitesindeki değişimi nasıl değerlendirebilirsiniz?
Ülkemizde ve dünyada nüfus artışına paralel olarak enerji ihtiyacı da artıyor. Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için daha temiz enerji kaynaklarına yönelmek artık bir zorunluluk haline geldi. Doğalgaz diğer fosil yakıtlara kıyasla oldukça çevreci ve temiz bir yakıt. Doğalgazın konutlarda kullanımıyla Türkiye genelinde karbon salımını yaklaşık yüzde 50 düşürdüğünü ve doğalgaz kullanan şehirlerde hava kirliliğinin hem ölçülebilir hem de hissedilir düzeyde azalttığını söyleyebiliriz. Karbon salımı, doğalgaz kullanan evlerde, kömür kullananlara kıyasla hane başına 2.09 ton azaldı. Sonuç olarak doğalgaz kullanımıyla bir hane 95 adet ağacın temizleyebileceği emisyon azalım değerini yakalamış oldu. Doğalgaz kullanımı ile Türkiye’deki tüm abonelerin karbon salımının azaltılmasına etkisi ise 27,5 milyon tonun üzerinde. Bu da Kayseri büyüklüğünde 17 bin km2’lik bir ormanın temizleyebileceği karbon miktarına eş değer. Sanayide ve elektrik üretiminde ise kömür yerine doğal gaz kullanılmasıyla, karbon salımını yarı yarıya azaltmak mümkün.
Vatandaşlarda bulundukları il ve ilçeye ulaştırılsa bile dönüşüm maliyeti yüksek olduğu gerekçesiyle doğal gaza geçmeme gibi bir eğilim söz konusu olabiliyor. Bu konuda yaptığınız çalışmalar var mı?
Doğalgaza geçiş sürecinde, vatandaşların aklındaki en önemli soru işaretini dönüşüm maliyetleri oluşturuyor. Ancak diğer yakıtlarla karşılaştırıldığında ekonomik ve konforlu oluşuyla avantaj sağlayan doğalgaz, dönüşüm maliyetini de kullanıldığı yıllar içinde karşılıyor. Maddi nedenlerle dönüşüm yapamayan vatandaşlarımızın tesisat maliyetlerinin finanse edilmesi amacıyla dağıtım şirketlerinin tesisat yapımına aracılık etmeleri ve maliyeti abonelerden uzun vadede doğalgaz faturaları ile tahsil etmeleri şeklinde bir uygulama üzerinde çalışmalar yapıldı. Ancak bu faaliyetin yürütülmesi için kanunda değişiklik yapılması gerekli olduğundan hayata geçirmek mümkün olmadı.
Son yıllarda lisans bölgelerinin genişletilmesi sayesinde çok sayıda ilçemiz doğalgaza kavuştu. Ancak küçük yerleşim yerlerinde rekabeti oluşturacak sayıda tesisat firmasının olmaması da vatandaşların doğal gaza geçebilmesini zorlaştırabiliyor.
Gazbir olarak, vatandaşlarımızın yaşadıkları zorlukları en aza indirmek için çeşitli projeler geliştiriyoruz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü iş birliğiyle, doğalgaza geçmek isteyen vatandaşlarımıza düşük faizli dönüşüm maliyeti kredisi sağlanması üzerinde çalışıyoruz. Ayrıca dönüşüm maliyetlerinin doğalgaz dağıtım şirketleri üzerinden taksitli olarak faturalandırılmasına dair çalışma da yine gündemimizde. Dönüşüm maliyetlerini düşürmeye yönelik çalışmalara ağırlık vererek; 2018 yılında bu konudaki projelerimizi hayata geçirmeyi planlıyoruz.
Doğalgaz dağıtım sektörünün en büyük problemlerinden biri de dönüşüm sektöründe yaşanan olumsuzluklar. Bu sorunlar çoğunlukla direkt olarak doğal gaz dağıtım şirketlerine bağlanıyor. Bu konuda ne söyleyebilirsiniz?
Doğalgaz iç tesisat dönüşümü ve proje süreçlerindeki adımların birçoğu, sertifikalı doğalgaz firmasının sorumluluk alanında yer alıyor. Ancak, tesisat firmalarıyla yaşanan olumsuzluklar, direkt olarak doğalgaz dağıtım firmasına mal ediliyor. Dağıtım şirketleri TS 7363’e göre hazırladığı Doğal Gaz - İç Tesisatı Projelendirme ve Uygulama Kuralları’nı Binalar ve Endüstriyel Tesisler Doğal Gaz Teknik Esasları adı altında yayınlıyor. Ancak sertifikalı firmalar sertifika başvurularında, teknik esaslara uygun proje ve iç tesisat imalatlarını yapacaklarını taahhüt etmelerine rağmen zaman zaman bu kuralları ihlal edebiliyor. Örneğin; dağıtım şirketlerinin kontrolleri sırasında standart dışı malzemelerle karşılaşılabiliyor, dağıtım şirketine sunulan proje ile yapılan tesisatlar uyumsuz olabiliyor, tesisatların sızdırmazlık kontrollerinden geçemediği durumlara rastlanabiliyor. Bu tür olumsuzluklarda dağıtım şirketi yetkilisi vatandaşın can ve mal güvenliğini korumak adına gaz verme işlemini gerçekleştirmediğinde mağdur olan vatandaşla karşı karşıya kalabiliyor. Sertifikalı firmalar kapasitesinin üstünde tesisat işi alıp yetkisiz kişilerin yaptığı veya kendisinin bizzat yaptırdığı tesisatları projelendirebiliyor. Bu durumlar tespit edildiğinde hem vatandaş mağdur oluyor hem de vatandaşla karşı karşıya kalan dağıtım şirketi mağdur oluyor.
Vatandaşlarımıza önerimiz, doğalgaz tesisatlarının yapılması ve proje aşamasıyla ilgili bir sıkıntı yaşamamak için işinin ehli, referansları olumlu bir sertifikalı firmayla anlaşmaları ve işin kapsamı, koşulları ve süresini belirleyen bir sözleşme imzalamaları. Sertifikalı firmayla yapılacak sözleşmede tesisatın hatalı/kusurlu olmasından kaynaklanan gaz açım gecikmelerine ilişkin olarak haklarını koruyacak maddeler yer almasına da özen gösterilmeli.
Altyapı çalışmaları ve izinsiz kazılar, doğalgaz dağıtım sektörünü nasıl etkiliyor? Bu konuda bir çalışma yapıyor musunuz?
Yıl içinde izinsiz yapılan kazılar sırasında doğalgaz hatlarının hasar gördüğü durumlara ne yazık ki sıkça rastlıyoruz. Doğalgaz hattı geçen bir yerde, herhangi bir kazı çalışması yapılacağı zaman, ilgili doğalgaz dağıtım şirketinin bilgilendirilmesi gerekiyor. Dağıtım şirketleri, vatandaşlarımıza kesintisiz gaz arzı sağlamak için tüm güçleriyle çalışırken; izinsiz kazılar sonucu doğalgaz hatlarına zarar verebiliyor. Bu durum ayrıca vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini de tehlikeye sokan bir durum. Altyapı çalışmaları yapan tüm birimlerin hassasiyet göstermesini arzu ediyoruz. Ayrıca vatandaşlarımızın yaşadıkları bölgede izinsiz kazı yapıldığını gördüklerinde 187 Doğal Gaz Acil hattını arayarak ihbarda bulunmaları da yaşanabilecek kazaların önüne geçmede önem taşıyor.
Evlerde doğalgaz kullanımıyla ilgili tasarruf nasıl sağlanabilir? Tasarruf için en önemli kriterler neler? Doğalgaz kullanıcıları fatura tutarlarını nasıl düşürebilir?
Doğalgaz kullanıcıları küçük önlemlerle faturalarında hissedilebilir bir düşüş sağlayabilir. Bu bilinci oluşturmak için GAZBİR olarak tüm mecraları kullanmaya özen gösteriyoruz. Broşür, duyuru, el kitapçılarının yanı sıra, geçtiğimiz yıl hazırladığımız ve yayınlanan kamu spotlarımızda halkımızı teknik emniyet anlamında bilinçlendirirken nasıl tasarruf sağlayacaklarını da aktarmaya çalıştık. Burada menfezlerin güvenlik anlamında önemini vurgularken, tam yanmayı sağlayacak yeterli oksijen miktarının tüketime olan kazancını da vurguladık. Bir diğer yöntem olan termostatik vanalar, oda sıcaklığı ayarlanan dereceye eriştiğinde sıcak suyun radyatöre geçişini kıstığı ya da tamamen kapattığı için kombi ya da kazanların daha az çalışmasını sağlıyor ve yüzde 15’e varan oranlarda doğalgaz tasarrufu yapabiliyor. Evlerde konfor sıcaklığının sadece bir derece azaltılmasıyla bile yüzde 6-7 oranında tasarruf sağlamak ve doğalgaz faturasını yılda 75 lira azaltmak mümkün. Türkiye genelinde değerlendirdiğimiz zaman, bu rakam yılda 1 milyar TL’lik tasarruf anlamına geliyor.
Isı kaybının büyük bir çoğunluğu da çatı ve duvarların ısıyı içeride tutacak özellikte olmamasından kaynaklanıyor. Çoğu zaman tasarruf için yapılan yatırımın ilk maliyeti düşünülüyor. Hâlbuki dış cephe ve çatı yalıtımları, kulağa maliyetli gelse de birkaç yıl içinde kendi masrafını çıkartarak ömür boyu tasarruf sağlıyor.
Kullanılan kombinin evin büyüklüğüne ve radyatör uzunluklarına uygun seçilmesi, doğalgazın verimli kullanılabilmesi için önem taşıyor. İhtiyaçtan daha büyük ya da daha küçük kapasiteli kombi almak doğalgazın verimli kullanılmasını engelleyebilir. Ayrıca farklı kombi türleri (Hermetik, bacalı, yoğuşmalı ve konvansiyonel kombi gibi) arasından en uygun olanı tercih ederek en fazla verim sağlanabilir.
Ekim ayı içinde TBMM’de yasalaşan Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması kanunuyla dağıtım şirketlerinin Kimlik Paylaşımı Sistemi’ne ulaşmalarının önü açıldı. Düzenlemenin sağlayacağı faydalar ve vatandaşa düşen görevler neler?
Enerji dağıtımındaki en önemli problemlerden biri, kaçak ve usulsüz kullanımlar. Maalesef bu kaçak ve usulsüz kullanım bedelleri, diğer abonelerin cebinden çıkıyor. Öncelikle yapılan değişikliği açıklamak istiyorum. İç İşleri Bakanlığı’na bağlı Kimlik Paylaşımı Sistemi (KPS), kamu kurumları ve diğer tüzel kişilerin, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından tutulan kişiye ait nüfus ve yerleşim yeri bilgilerine, 7 gün 24 saat güvenli bir şekilde online olarak erişmelerini sağlıyor. Değişen yasa ile kamu hizmeti niteliği taşıyan enerji dağıtım şirketlerinin sisteme erişimi yasalaşıyor. Bu yasa ile kaçak ve usulsüz kullanıcılar hızla tespit edilerek; kaçak enerji kullanımının önemli oranda azalmasıyla toplumsal fayda sağlanacak. Böylece vatandaşlarımız da kullanmadıkları doğal gazın yükünü taşımak zorunda kalmayacak. Uygulamayla adres sorgulama işlemleri online olarak yürütülebileceği için abonelik işlemleri de önemli ölçüde hızlanacak ve kolaylaşacak. Sürecin kesintisiz ilerleyebilmesi için vatandaşların Kimlik Paylaşımı Sistemi’ndeki nüfus kayıt ve abonelik verilerinin örtüşmesi, bilgilerinin güncel ve doğru olması gerekiyor.
R E K L A M